İnsanlık tarihine baktığımızda, ahlaki değerlerin toplumların gelişiminde ne kadar büyük bir rol oynadığını görebiliriz. İlk çağlardan bugüne kadar, insanlar hem kendi aralarındaki ilişkilere hem de özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı bir duruş sergilemiş ve bu duruşu korumak adına çeşitli yaptırımlar geliştirmişlerdir. Özellikle şiddete karşı verilen mücadele, bu çerçevede hep ön planda olmuştur. Devletler bile, bir nevi bu ahlaki değerlerin üzerine kurulmuştur. *** Günümüze gelecek olursak, demokrasinin gelişimiyle birlikte siyaset kurumları ortaya çıkmış ve insanların refahı için çalışması gereken bir yapıya bürünmüştür. Ancak ne yazık ki, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, siyasetin temel işlevi olan toplum yararına çalışma anlayışı zaman zaman göz ardı ediliyor. Bunun yerine, siyasi figürlerin özel hayatları üzerinden yapılan çirkin ithamlar ve spekülasyonlar, onların görevlerini yapmalarını engellemeye yönelik bir silah haline geliyor. İşin kötü yanı, bu tür etik dışı davranışlar da ahlaki değerlerimizin ne kadar zayıfladığının bir göstergesi haline gelmiş durumda. *** Son günlerde şehrimizde yaşanan spekülatif olaylar ve iftiralar, ne Özgür Özel’i ne de genç ve enerjik belediye başkanımız Gülşah Durbay’ı yıpratabilir. Tam aksine, bu tür saldırılar onları eskisinden daha güçlü bir konuma getirecektir. Çünkü toplum olarak biz, siyasilerin özel hayatlarına değil, onların icraatlarına bakmalıyız. Sonuçta yetki verdiğimiz bu kişiler, vaat ettiklerini gerçekleştirdikleri ölçüde değerlendirilmeli. Seçim zamanı geldiğinde de halk olarak onlara ya teşekkür ederiz ya da onları sandıkta cezalandırırız. Demokrasinin en güzel yanı da bu zaten: Halkın son sözü söylemesi.