Son dönemde asgari ücret ve emekli maaşlarının belirlenme süreci, dar gelirli vatandaşlarımız için büyük bir umut kaynağıydı. İnsanlar, hayat standartlarının iyileşeceği yönünde beklenti içindeydi. Ancak ne yazık ki, bu beklentiler karşılanmadı. Her şeye ortalama %45 oranında zam yapılırken, emeklilere sadece %15, asgari ücretlilere ise %30 zam yapılması, dar gelirli kesimin alım gücünü daha da zayıflattı. Bu durum, emeklileri %30, asgari ücretlileri ise %15 oranında daha fakirleştirmiştir.
***
Türkiye gibi gelirinin %60’ını dolaylı vergilerden toplayan bir ülkede bu tablo, trajikomik bir hal almıştır. Kamu harcamalarında hiçbir tasarrufa gitmeden, tasarrufun yükünü asgari ücretli ve emeklinin sırtına yüklemek, sosyal barış açısından ciddi endişelere yol açmaktadır. Emekliye bir ev kirasını dahi karşılayamayacak düzeyde maaş verilmesi, onları adeta parklardaki banklarda yaşamaya mahkûm etmek anlamına gelmektedir.
***
Ülkemizin zenginleşmeden bireylerinin zenginleşemeyeceği bir gerçek. Ancak bu zenginliği yakalamak için vatandaşlarımızı yoksulluğa ve çaresizliğe itmek doğru bir yöntem değildir. Eğer emekliler, pazar yerlerinin dağılmasını bekleyip süpürge görevlileri gelmeden bir şeyler toparlamaya çalışıyorsa, bu durum geleceğimizin karanlık olduğunu gösterir. Dedeler, torunlarına hediye götüremez hale gelmiş; torunlar, dedelerine yardım etmek zorunda kalmıştır. Bu tablo, emeklinin sadaka bekleyen bir konuma düşürüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Oysa emekli, sadece çalıştığı yıllar boyunca devlete emanet ettiği parayı geri istemektedir.
***
Sosyal Sigortalar Kurumu’nun işçilerden yaptığı zorunlu kesintileri, emeklilikte keyfi bir şekilde iade etmesi hangi adalet anlayışıyla bağdaşır? Bu konuda TBMM’de yapılan görüşmeleri takip ederken, vekillerimizin neredeyse tamamının emekli anneleri veya babaları olduğunu düşündüğümüzde, onların reva gördüğü emekli maaşları bizleri derinden üzmektedir.
***
Bu ülkenin emeklilerine, onurlu bir yaşam sağlayacak düzenlemelerin bir an önce yapılması zorunludur. Aksi halde toplumun temelleri zayıflayacak ve sosyal barış ciddi şekilde tehlikeye girecektir. Yazıklar olsun.