Siyaset ne için yapılır? Sorusunun cevabı; Önce İnsan… Sonra toplum. Sonra bütün dünya için yapılır. Doğrusu da budur. Bizde siyaseti herkes kendi için yapıyor. Çünkü ülkenin kaderini değiştirecek olan siyasi partilerdir bilinci yerleşmiş ve algılanmış değildir.
PARTİ İÇİ DEMOKRASİDEN YOKSUN BIRAKILIYORUZ
Gemisini kurtaran, kurtaramayanı denizin dibine batırmak için var gücünü kullanıyorsa orada oturup düşünmek gerekiyor… Aksaklıkları ancak ve ancak bu mezralarda dile getirebiliyoruz. Çünkü parti içi demokrasiden yoksun bırakılıyoruz parti içi tartışmalarda söz verilmiyor aksayan yönler dillendirilemiyor. Göstermelik toplantılarda yöneticiler konuşur herkes dinler ve alkışlar formatında düzenlendiği için bir muhalifin sesinin çıkması ve aksayan yönleri dile getirmesi mümkün değildir. Örneğin çok önemli iddiaların kol gezdiği bir dönemde bu iddialara yanıt veren bir yetkilinin olmayışı kafalarda soru işaretleri oluşturuyor.
***
Ülke ekonomik anlamda zor durumda olduğu ve bu zorluğu aşmanın tek yolu, vatandaşın fedakârlığı, fakir fukara duruma düşürülen 7.500 lira maaş alan emeklinin omuzlarına yüklenmesi hiç de doğru bir yaklaşım değil gibi. Eski Milletvekilleri ve bazı bakan yardımcılarının birçok kamu şirketlerinde yönetim kurulu üyesi oldukları ve 4-5 hatta 6 ayrı kurumdan maaş aldıkları duyumları doğruysa ve bunlara suskun kalınıyorsa 7.500 lira ile açlığa mahkûm edilen emeklinin söyleyeceği her olumsuz söyleme karşın verilebilecek hiç bir cevap yoktur.
***
Ülkenin bu konuma gelmesinde dış güçlerin büyük etkisi olduğuna inananlardan biriyim ancak o yönetim kurulu üyeliklerinden nemalanan kurul üyelerine o fırsatı tanıyanlar da en az o dış güçler kadar sorumlu ve muhataptırlar. Bu iddiaların hemen açığa çıkması için yetkililerin ivedilikle açıklama yapma ve kamuoyunu aydınlatma zorunluluğu hâsıl olmuştur.