Son günlerde Alaşehir, Sarıgöl, Salihli, Gölmarmara ve Köprübaşı ilçelerinde “dolusavar makinesi” olarak adlandırılan, dolu yağışını önlediği iddia edilen cihazların arttığını duyuyoruz. Bu cihazı bazı çiftçiler dolu yağışını engelleyeceği umudu ile satın alıyor. Uygulama sonrasında ise diğer çiftçiler, “dolu savar makinesi yağmuru engelliyor” diyerek tepki gösteriyor.
Dolu yağışı ender görülen bir yağış şekli. İlkbahar ve yaz mevsiminde daha çok etkili oluyor. Sağanak yağışla beraber kısa süreli yağıyor. Bir yerde etkili olan dolu yağışının tekrar aynı alanda görülmesi zayıf bir ihtimal. Diğer taraftan Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinde dolu yağışında artış var. Üzüm bağlarında hasara neden oluyor. Üreticiler de çözüm arayışı içinde. Bunun için değişik yöntemlere başvuruyorlar. Üzüm bağlarının üzerini file ve naylonla kapatmaktan tutunda ses bombası çalıştırana kadar birçok yöntemi uygulayan var. File örtü kullanmak daha koruyucu oluyor. Bunun için özel geliştirilmiş file örtüler var. Örtü uygulamasında zamanlama önemli. Aynı zamanda tahmin ve uyarıları takip etmeniz gerekiyor. Ziraat Odaları ve çiftçi Birlikleri meteorolojik tahminleri ve uyarıları üreticiye zamanında ulaştırmalı.
Yağış miktarının artırılması, sisin dağıtılması, dolu ve şimşeğin önlenmesi gibi çalışmalar uzun süreden beri yapılıyor. Hava olaylarının özelliklerinin yapay yollarla değiştirilmesi için yapılan çalışmalar “Hava Modifikasyonu” olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışmalar bilimsel olarak bulut fiziğinin bir uygulamasıdır.
1921’de Fizik profesörü Dr. E. L. Chaffee bulutlar üzerine ince kum tanecikleri gibi (elektrik yüklü parçacıkların) serpilmesi ile bulut damlacıklarının birleştirilerek büyütülebileceğini ileri sürmüştür. Ancak yapılan denemelerde bulutların dağıldığı gözlenmiştir. (1)
1930’da A.W. Vereart; tohumlama materyali olarak katı karbondioksiti (CO2) kullanmış ve denemelerden yeterli bilimsel bulgu elde edilememiştir. Yine 1930’larda T. Bergeron ve W.Findeisen tarafından yağış oluşum mekanizmaları açıklanmış ve böylece hava modifikasyon çalışmaları hızlanmıştır. (2)
Modern bilimsel hava modifikasyonuna ilişkin ilk ciddi çalışmalar 1946’da Longimur, Shaffer ve Vonnegut tarafından laboratuvar ortamında aşırı soğuk damlacıkların buz kristallerine dönüşümünün keşfedilmesiyle başlamıştır. Bu denemelerde tohumlama materyali olarak katı karbondioksit ve gümüş iyodür (AgI ) kullanılmıştır. Elde edilen bulgular halen dünyanın birçok yerinde yaygın olarak bulut tohumlama programlarında kullanılmaktadır. (3) Ancak bunun için uygun bulutun ve atmosferik koşulların olması gerekiyor. Bulut tohumlama sıfırdan bir bulut oluşturmuyor. Uygun koşullardaki bulutun yağışa geçmesini sağlıyor. Onun için bu sisteme “yağmur artırıcı sistem” demek daha doğru olur.
***
Dolu önleme çalışmaları ise daha karmaşık bir yapıya sahip. Bu çalışmalar değişik teorilerin uygulaması şeklinde gerçekleşiyor. Ancak bugüne kadar yapılan denemelerde %100 başarı elde edilememiştir. Bazı uygulamalarda beklenenin tam tersi olarak dolu yağışının arttığı görülmüştür. Bu çalışmaların yapılabilmesi için uygulama yapılacak sahanın meteorolojik ve atmosferik ölçümlerin sağlıklı bir şekilde yapılması gerekiyor. Hiçbir veriye dayanmayan ve sonucunda ne gibi bir değişikliğin olduğu tespit edilemeyen bu uygulamalar tamamen üreticinin sömürüldüğü para tuzağıdır.
Dolu önleme çalışmalarında karşılaşılan belirsizlikler, Dünya Meteoroloji Teşkilatının (WMO) 1992 yılında yayınlamış olduğu Hava Modifikasyonu Raporu’nda aşağıdaki cümlelerle ifade edilmekte ve bu görüşler, günümüzde, halen geçerliliğini korumaktadır:
Dolu önleme konusunda son yıllarda birçok çalışma yapılmasına ve bu çalışmaların bazılarından başarılı sonuçlar elde edilmiş olmasına rağmen, dolu önlemenin bütün aşamalarıyla ilgili çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır (örneğin; tahmin, deneysel tasarım, dolu tanesi çekirdeklerinin ve dolu fırtınalarının yapısının ve dinamiklerinin kaynağının ve gelişiminin çok daha iyi anlaşılması gibi…) (4)
Dolusavar makinesi olarak adlandırılan sistem çiftçiler arasında tedirginliğe neden oluyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatının raporunda belirtildiği gibi dolu önleme konusunda yapılan çalışmalar çok kompleks ve karmaşık yapıya sahip. Bu alanda yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları uygulamaya geçmek için henüz yeterli değil. Çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Onun için bu uygulamalar faydadan çok zarar veriyor.
Kaynaklar
(1)(2)(3)(4) Ceylan.A., METEOROLOJİK KARAKTERLİ BİR AFET: TÜRKİYE’DE DOLU YAĞIŞLARI VE ZARARLARI
Doktora Tezi, A.Ü.Sosyal Bilimler E., Ankara-2007