Türkiye’nin ilk iklim şurası 21-25 Şubat’ta Konya’da yapılacak. Ülkemizde ilk defa yapılacak İklim Şurasından çıkan sonuçlar iklim değişikliği ile alınacak kararlarda belirleyici olacak. Konu ile ilgili çalışmalar 2009 yılında Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakereleri çerçevesinde başladı. 27.Fasıl olarak adlandırılan bu çalışmalarla tüm bakanlıkların sorumlulukları ve yapacakları çalışmalar belirlendi. İlk adım olarak her şey iyi başlamıştı. Avrupa Birliği ile köprüler atılınca bu çalışmalar da rafa kaldırıldı. 2021 yılında her şey birden değişti ve Paris anlaşması gündeme geldi ve 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM'de onaylandı.
***
Aralık-2019 da Avrupa Parlamentosu tarafından “Avrupa Yeşil Mutabakatı” ilan edildi. Alınan kararlar dünyada yankı uyandırdı. Ülkemizde de özellikle sanayi çevrelerinde endişe ile karşılandı. Çünkü sınırda karbon ticaretinin Avrupa ülkelerine yapılacak ihracatı olumsuz etkileyeceği beklentisi oluştu. Haksız de değillerdi. Ülkemizde “karbon ticareti” yoktu. Yani karbonu fiyatlandıracak karbon piyasası oluşmamıştı. 2020 yılının başında etkili olmaya başlayan covid-19 pandemisi her şeyi unutturdu. İklim değişikliğine uyum, karbon piyasası ve Paris Anlaşmasının onaylanması ile ilgili konular bir süre rafa kaldırıldı. Süreç 2021 yılı başında hızlanınca Paris Anlaşmasının onaylanması gündeme geldi ve TBMM’nin anlaşmayı onaylaması ile çalışmalar başladı.
***
2021 dünyada ve Türkiye’de iklim diplomasisinin ve çalışmalarının hızlandığı bir yıl oldu. Türkiye, Paris Anlaşmasının en son imzalayan ülke olduğu için iklimle ilgili hedeflerini ve niyet mektubunu yenilemesi gerekiyor. Bu yıl sonunda Mısır’da yapılacak iklim zirvesine kadar özellikle karbon hedeflerini ve yol haritasını belirlemesi gerekiyor. Tüm sektörlerde belirleyici olacak bu hedefler üretimden tüketime kadar herkesi etkileyecek.
Konya’da yapılacak İklim Şurası'nda, iklim değişikliğine uyum, sera gazı azaltımı, yeşil finansman ve karbon fiyatlama konuları ele alınacak. Şura çerçevesinde düzenlenecek panellerde ise Avrupa yeşil mutabakatının sanayide dönüşüme etkileri, yeni yeşil politikalar, Paris İklim Anlaşmasının etkileri ve iklim rejiminde uluslararası politikalar konuşulacak.
Türkiye’nin belirleyeceği iklim hedefleri enerji, tarım, sanayi ve çevre konularında yeni politikaları gündeme getirecek. İklim değişikliği hedefleri ile uyumlu olacak bu yeni yeşil politikalar bölgemizin geleceğini de şekillendirecek.
***
Son günlerde gündemde olan enerji fiyatları, özellikle enerji santrallerinde kullanılan doğalgaz ve ithal kömürün uluslararası piyasalardaki artışından ve yanlış enerji politikalarından kaynaklanıyor. Yeşil dönüşüm süreci enerji politikalarının geleceği için belirleyici olacak. Ülkemizde enerji üretiminde çok değişik kaynaklar kullanılıyor. 2006/07 yıllarında etkili olan kuraklık hidroelektrik santrallerinde üretimi olumsuz etkiledi. Enerji ihtiyacı için hızlı bir şekilde rüzgar, güneş ve doğalgaz santrallerine yönelim oldu. Gelinen süreçte termik santrallerde bir artış oldu. Dünyada geçiş sürecinden kaynaklanan enerji arzında bir takım sıkıntılar yaşanıyor. Bunlar enerjide yeşil dönüşüm için bir engel oluşturmuyor sadece geçiş dönemini uzatıyor. Türkiye’nin de dünyaya paralel olarak enerjideki yeşil dönüşüm için yol haritasını ve hedeflerini belirlemesi gerekiyor. Belirleyeceği bu yol haritası ile birlikte “enerji dönüşümü” nü nasıl gerçekleşeceğinin topluma açıklanması bekleniyor.
***
Belirlenecek olan yeni yeşil dönüşümün bölgemizde ve Manisa’da enerji, tarım ve sanayi alanında etkileri olacak. Enerjideki dönüşüm politikası Soma’daki termik santrallerin geleceğini ve istihdamı yakından ilgilendirecek. Dünyada termik santrallerin dönüşümü için birçok örnek var. Termik santral dönüşümü derken sadece bu santraldeki hammadde dönüşümünde bahsetmiyoruz. Burada çalışanların istihdamının ve bölge ekonomisi ile sosyal politikaların da birlikte ele alınması gerekiyor. Bütün bunların açık bir şekilde şeffaf olarak önceden dönüşüm politikaları ile birlikte belirlenmesi ve açıklanması gerekiyor.