Kent nüfusu planlananın ve öngörülenin üzerinde hızla artıyor.Bu durum kentlerin çarpık yapılaşmasının artırıyor.Ayrıca kentteki insanlar kırsala göre suyu ve enerjiyi daha fazla harcıyor.Yeni kentli yaşam tarzına adaptasyonla bireylerin su kullanımı artıyor.Diğer bir ifade ile sadece kentlerin nüfusu artmıyor, kentli insanın bireysel su kullanımı arttığı için daha fazla oranda su tüketimi gerçekleşiyor.Burada yapmamız gereken akılcı yöntem suyu bilinçli kullanmak. Bunun da yolu su tasarrufundan geçiyor.
Manisa’nın bir dezavantajı var.İzmir gibi bir mega kente komşu olması.Öyle ki iki kent nerede ise birleşmiş durumda.İzmir’in su ihtiyacının bir bölümü Manisa’nın topraklarından karşılanıyor.Çok uzun mesafelerden su transferinde kaçak yolu ile kayıplarda fazlalaşıyor.
Saruhanlı İlçesi, Lütfiye ve Nuriye Mahalleleri arasında bulunan Sarıkız bölgesindeki kuyulardan 1977 yılından itibaren İzmir’in su ihtiyacı karşılanmaktadır. İşletilen sondaj kuyularının sayısı 30 civarındadır. Sarıkız kuyuları için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün belirlediği kota yıllık bazda 45.000.000 m³ tür. Ayrıca Gördes Barajından da İzmir’e su pompalanmaktadır. Gördes Barajı yapıldıktan sonra Marmara Gölü’nü besleyen ana kanal kesildiği için kurumasında en önemli etken olmuştur.
Hızlı nüfus artışı ve plansız kentleşme su havzalarını olumsuz etkiliyor.Suyun kirlenmesi temiz suya erişimi tehdit ediyor.
Kuraklığın baraj seviyeleri üzerinden tartışılması problemi basitleştiriyor.Boru hatlarındaki kayıp-kaçak oranı çok fazla.Nerede ise bazı yerlerde % 45 i geçiyor.Bunun normali %10-20 arasındadır.
Yağmur hasadı uygulamasına geçmemiz gerekiyor. Tarihe baktığımızda eski devir toplu yerleşim yerlerinde yağmur suyunun biriktirildiğini ve kullanma suyu olarak kullanıldığını görürüz.
Şehirler kalabalıklaşıyor.Kentlerde yeşil alan azalıyor.Yağıştan sonra fazla suyun deşarjında sıkıntılar görülüyor. Normal yolla uzaklaşamayan su, yolları kanallara çeviriyor ve kent selleri oluşuyor.Bu seller can ve mal kayıplarına neden oluyor.
Yağmur suyunu biriktirmeliyiz
Yağmur hasadı olarak ta adlandırılan sistemle yağmur suyu depolanması yapılmalıdır.Bunun için yağmur tahliye sistemi bir depoya bağlanmalıdır. Biriktirilecek yağmur suyu sayesinde, aşırı yağışlarda oluşacak taşkınlar önleneceği gibi, evlerdeki kullanma suyu ihtiyacını da karşılayacaktır.
Kentlerdeki yapılaşmada yağmur suyu biriktirme yada belli bir kanala yöneltme şeklinde yapılacak değişikliklerle elde edeceğimiz suyu park ve bahçelerde kullanabiliriz.Bu sayede, yağışlardan sonra oluşacak taşkın ve selleri önlediğimiz gibi park ve bahçelerin ihtiyacı olan suyu da elde etmiş oluruz.
Arıtılmış atıksular yeniden değerlendirilmelidir.
Manisa’daki şehir içi evsel su kullanımının büyük bir kısmı yer altı suyundan karşılanıyor.Kullanılan su tesislerde arıtıldıktan sonra nehir yolu ile denize ulaşıyor. Arıtılan atıksu miktarı günlük 105.000 ton civarında. Hergün bu kadar su yeraltından çıkarılıyor, kullanılıyor ve arıtıldıktan sonra denize gönderiliyor.Yeraltı suyu karagün akçesidir. Bir şehrin içme ve kullanma suyunun %90 lık bölümünü yer altı suyundan karşılamak sürdürülebilir bir yöntem değildir.Yeraltı suyu aşırı tüketildiği gibi ekonomik olarak da çok masraflıdır.Yeraltından çekilen suyun kullanılıp arıtıldıktan sona tekrar yeraltına yani ait olduğu yere gönderilmesi en akılcı yöntemdir. Buna infiltrasyon diyoruz. Böylece aldığımız suyu tekrar yerine koymuş oluruz.Bunun dünyada birçok örnekleri var.İsterseniz arıtılan suyu yeraltına verirken tarımsal amaçlı da kullanabilirsiniz.Bunun için ileri arıtma yapmanız gerekiyor.Suyu kullanıp belirli işlemlerden sonra yerine tekrar geri gönderilmesi su döngüsünün sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar.
Artan nüfus ve tarım potansiyeli ile su talebi artıyor. Suyun bilinçsiz ve plansız kullanımı su kaynaklarını azaltıyor. Azalan yağış ve kuraklık su stresini artırıyor.Su döngüsünün sağlıklı bir şekilde devam etmesi akılcı ve sürdürülebilir bir su yönetiminden geçiyor.