Avrupa Birliği, karbon emisyonlarını azaltmak ve 2050 yılında sıfırlamak için 2019 yılı aralık ayında “Avrupa Yeşil Mutabakatı” nı yayınladı. Avrupa komisyonu tarafından kabul edilen bu mutabakata göre amaç, yüksek karbonlu üretimi sınırlandırmak ve düşük karbonlu üretimi teşvik etmek.Bunun için de Avrupa dışından ithal edilen “karbon ayak izi” yüksek ürünlerden ek vergi almayı planlıyor.
***
2021 Haziran ayında Avrupa Birliği (AB) Konseyi, iklim değişikliği ile mücadele için hazırlanan yasayı resmen onayladı. Böylece AB'nin 2050 yılına kadar iklime zararsız hale gelme hedefi yasalaşmış oldu ve tüm AB üyeleri tarafından bağlayıcı hale geldi. Buna göre, AB ülkeleri, 2030 yılına kadar sera gazı salımlarını 1990'daki seviyesinin yüzde 55 daha aşağısına düşürecek. Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz hafta yeni iklim yasalarını kabul etti. Bunlar, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) revizyonu, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) ve Sosyal İklim Fonu kurulmasını içeren yasalar.
İHRACATIMIZIN % 40’DAN FAZLASI AB ÜLKELERİNE YAPILIYOR
Yeni yasalar, AB ile ticari ilişkisi olan tüm ülkelere ve işletmelere önemli etkileri olacak. Bu durum ülkemiz için de geçerli. Çünkü, ihracatımızın % 40’dan fazlasını AB ülkelerine yapılıyor. Başta, en çok sera gazı salan kömürlü santral olmak üzere, tüm fosil yakıtlara dayalı enerji santrallerini gözden geçirmesi gerekiyor. Ayrıca güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir ve temiz enerji yatırımlarını kolaylaştırmak için teşvik sisteminin uygulanması gerekiyor.
İKLİM HEDEFLERİ GERÇEKÇİ BULUNMADI
Türkiye, kasım-2022’de Mısır’da düzenlenen COP27 İklim Zirvesinde iklim hedeflerini açıklamıştı. Bu hedeflere göre 2030 yılında %21 olan emisyon azaltımı %41’e çıkartılıyor. Sanayi üretimindeki artışa bağlı olarak 2030 yılındaki emisyon miktarı 1200 milyon ton sera gazı emisyonu olarak planlanıyor. Bu artış tahminine göre %41 azaltım olduğunda bu miktar yaklaşık 700 milyon ton seviyesine iniyor. Türkiye’nin 2020 yılı emisyon miktarı 530 milyon ton. Bu rakamı göz önüne aldığımızda 2030 yılı için öngörülen 700 milyon ton rakamı gerçekte emisyonlarda %30 artış anlamına geliyor. Yine COP27’deki açıklanan hedeflere göre ülkemizdeki emisyon artışı 2038 yılında kadar devam edecek ve en yüksek değerine ulaşacak. 2053 yılında da net sıfır hedefine ulaşacak. Türkiye’nin daha iddialı ve daha gerçekçi hedefler açıklaması beklenirken “artıştan azaltım”anlamına gelen oranların açıklanması eleştirilere neden oldu. İklim hedefleri gerçekçi bulunmadı. Çünkü bu hedeflere göre emisyonlardaki artış devam edecek. 2038 yılında en yüksek değerine ulaşacağı dikkate alınırsa, önümüzdeki 15 yıl içerisinde emisyonlarda sürekli bir artış olacak.
TÜRKİYE’DEN AVRUPA’YA İHRACAT MALİYETİ ARTACAK
Ayrıca kömürden çıkış, temiz enerji ve yeşil dönüşüm için yol haritasının olmayışı da ayrı bir eleştiri konusu oldu. Yarının dünyasında temiz enerji, yeşil ve endüstriyel dönüşüm önemli yer tutacak. Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenlemesiuygulamasına bu yıl içinde başlamayı planlıyor. Eğer tedbir alınmazsa Türkiye’den Avrupa’ya ihracat maliyeti artacak. Aynı sorun tarım sektöründe de yaşanacak. Bunun için bütün sektörlerde temiz enerji kullanımının yaygınlaştırılması ve yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ayrıca bu uygulamalar içinde ciddi, gerçekçi ve uygulanabilir iklim hedeflerinizin olması gerekiyor.