Lütfi  Vural
Köşe Yazarı
Lütfi Vural
 

SICAK HAVA DALGALARI EN ÖLÜMCÜL AFET

Bu yıl ilkbahar yağışları uzun sürdü.Mayıs ve haziran aylarındaki yağışlar bölgemizde etkili oldu. Akhisar, Mütevelli, Saruhanlı,Turgutlu ve Salihli ilçelerinde aşırı yağışlar ve sel yerleşim yerlerinde afete dönüştü. Dolu yağışı Salihli, Ahmetli ve Saruhanlı çevrelerinde tarım ürünlerine zarar verdi.  18 Haziran günü yağan aşırı yağış sonucu İlçe merkezinden geçen Çağlak Deresi taştı. Devlet Hastanesini su bastı. Meydana gelen taşkın sonrası İzmir- İstanbul karayolu yaklaşık 3 saat trafiğe kapalı kaldı. Yağışların uzun sürmesi yaz sıcaklarını da geciktirdi. Neredeyse yaz gelmeyecek diyorduk. Şimdi de yağışlar yerini sıcak havaya bıraktı. 12 Temmuz tarihinden itibaren 5 gün boyunca maksimum sıcaklık değerleri 40 derecenin üzerine çıktı. Temmuz ve ağustos aylarında bölgemiz güneydoğudan gelen Basra Alçak Basıncı olarak adlandırdığımız çöl sıcaklarının etkisine girer. Son yıllarda batıdan gelen Afrika menşeli çöl sıcakları da etkili olmaya başladı. Doğudan ve batıdan gelen iki sıcak hava da beraber etkilemeye başlayınca sıcaklık değerleri de çok yükselmeye başladı.  Bir bölgedeki sıcaklık değerlerinin uzun yıllar en yüksek sıcaklık ortalamalarının en az 5 derece ve üzerinde olması ve 5 günden fazla sürmesi “sıcak hava dalgası” olarak adlandırılıyor. Bugünlerde bölgemizde etkili olması beklenen bu havayı, sıcak hava dalgası olarak tarif edebiliriz.  SICAK HAVA DALGASI EN ÖLÜMCÜL AFET Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), (2015-2019)Küresel İklim raporuna göre sıcak hava dalgalarını “en ölümcül afet” olarak tarif ediyor. 2003 yılında Fransa ve İspanya başta olmak üzere batı Avrupa’yı etkileyen sıcak hava dalgası 70,000 den fazla insanın ölümüne sebep oldu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün tahminlerine göre, 1998-2017 yılları arasında 166 binden fazla insan sıcak hava dalgaları nedeniyle hayatını kaybetti. Sıcak hava dalgaları yerleşim yerlerini daha çok etkiliyor. Günümüzde nüfusun büyük bir kısmı şehirlerde yaşıyor. Kentleşme ile birlikte yapılaşmada artış var. Şehirlerin yeni binalarla birlikte yerleşim alanları genişlerken asfalt yolların ve betonlaşmanın da arttığını görüyoruz. Bir şehre havadan baktığınızda üç şey görüyorsunuz; çatı, asfalt ve beton. Böyle şehirlerde çatı, asfalt ve beton yüzeyler güneş ışınları ile sürekli ısınıyor.  “KENTSEL ISI ADASI” Asfalt, beton yüzeyler ve çatılar şehirlerde yaz aylarında sıcaklığı yükseltiyor. Kırsal kesimlere nazaran suni sıcaklık artışına neden oluyor. Bu yüzeyler güneş radyasyonunu sürekli absorbe ediyor yani emiyor. Böylece sıcaklık daha fazla yükseliyor. Bu sıcaklık artışı kentlerin üzerinde “kentsel ısı adası” olarak adlandırılan sıcak bir bölge oluşturuyor. Isınan kent yüzeyleri, yani beton, asfalt ve çatılar güneş battıktan sonra bünyesindeki ısıyı çevresine yaymaya başlıyor. Böylece yerleşim yerlerinde gece saatlerinde de yüksek seyrediyor. Bu durum soğuklama ihtiyacı hisseden tüm canlıların yaşam kalitesini etkiliyor.  Bina çatılarının yeşillendirilmesi, bahçe ve açık alanlarda daha fazla toprak ve yeşil örtünün olması kentsel ısı adası etkisini azaltıyor. Yeşil binalar, doğayla uyumlu çatı ve duvarları sayesinde kentsel ısı ada etkisinin de azalmasına yardımcı olur. Yeşil çatılar vejetasyon örtüsüyle güneş radyasyonunu ve yağış suyunun hızını azaltır, yalıtım sağlar. Düşey bahçeler bina, duvar, çit gibi düşey yapısal elemanların çeşitli bitkilerle kaplanmasıyla oluşur, binalardaki enerji tüketimini azaltır.  Kentlerdeki yeşil altyapı uygulamaları ve kentsel dönüşümdeki çevreci ve yeşil dokuyu ön plana alan uygulamalar küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltmak için bizlere önemli fırsatlar sunuyor.
Ekleme Tarihi: 17 Temmuz 2023 - Pazartesi
Lütfi  Vural

SICAK HAVA DALGALARI EN ÖLÜMCÜL AFET

Bu yıl ilkbahar yağışları uzun sürdü.Mayıs ve haziran aylarındaki yağışlar bölgemizde etkili oldu. Akhisar, Mütevelli, Saruhanlı,Turgutlu ve Salihli ilçelerinde aşırı yağışlar ve sel yerleşim yerlerinde afete dönüştü. Dolu yağışı Salihli, Ahmetli ve Saruhanlı çevrelerinde tarım ürünlerine zarar verdi.  18 Haziran günü yağan aşırı yağış sonucu İlçe merkezinden geçen Çağlak Deresi taştı. Devlet Hastanesini su bastı. Meydana gelen taşkın sonrası İzmir- İstanbul karayolu yaklaşık 3 saat trafiğe kapalı kaldı.

Yağışların uzun sürmesi yaz sıcaklarını da geciktirdi. Neredeyse yaz gelmeyecek diyorduk. Şimdi de yağışlar yerini sıcak havaya bıraktı. 12 Temmuz tarihinden itibaren 5 gün boyunca maksimum sıcaklık değerleri 40 derecenin üzerine çıktı.

Temmuz ve ağustos aylarında bölgemiz güneydoğudan gelen Basra Alçak Basıncı olarak adlandırdığımız çöl sıcaklarının etkisine girer. Son yıllarda batıdan gelen Afrika menşeli çöl sıcakları da etkili olmaya başladı. Doğudan ve batıdan gelen iki sıcak hava da beraber etkilemeye başlayınca sıcaklık değerleri de çok yükselmeye başladı. 

Bir bölgedeki sıcaklık değerlerinin uzun yıllar en yüksek sıcaklık ortalamalarının en az 5 derece ve üzerinde olması ve 5 günden fazla sürmesi “sıcak hava dalgası” olarak adlandırılıyor. Bugünlerde bölgemizde etkili olması beklenen bu havayı, sıcak hava dalgası olarak tarif edebiliriz. 

SICAK HAVA DALGASI EN ÖLÜMCÜL AFET

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), (2015-2019)Küresel İklim raporuna göre sıcak hava dalgalarını “en ölümcül afet” olarak tarif ediyor. 2003 yılında Fransa ve İspanya başta olmak üzere batı Avrupa’yı etkileyen sıcak hava dalgası 70,000 den fazla insanın ölümüne sebep oldu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün tahminlerine göre, 1998-2017 yılları arasında 166 binden fazla insan sıcak hava dalgaları nedeniyle hayatını kaybetti.

Sıcak hava dalgaları yerleşim yerlerini daha çok etkiliyor. Günümüzde nüfusun büyük bir kısmı şehirlerde yaşıyor. Kentleşme ile birlikte yapılaşmada artış var. Şehirlerin yeni binalarla birlikte yerleşim alanları genişlerken asfalt yolların ve betonlaşmanın da arttığını görüyoruz. Bir şehre havadan baktığınızda üç şey görüyorsunuz; çatı, asfalt ve beton. Böyle şehirlerde çatı, asfalt ve beton yüzeyler güneş ışınları ile sürekli ısınıyor. 

“KENTSEL ISI ADASI”

Asfalt, beton yüzeyler ve çatılar şehirlerde yaz aylarında sıcaklığı yükseltiyor. Kırsal kesimlere nazaran suni sıcaklık artışına neden oluyor. Bu yüzeyler güneş radyasyonunu sürekli absorbe ediyor yani emiyor. Böylece sıcaklık daha fazla yükseliyor. Bu sıcaklık artışı kentlerin üzerinde “kentsel ısı adası” olarak adlandırılan sıcak bir bölge oluşturuyor. Isınan kent yüzeyleri, yani beton, asfalt ve çatılar güneş battıktan sonra bünyesindeki ısıyı çevresine yaymaya başlıyor. Böylece yerleşim yerlerinde gece saatlerinde de yüksek seyrediyor. Bu durum soğuklama ihtiyacı hisseden tüm canlıların yaşam kalitesini etkiliyor. 

Bina çatılarının yeşillendirilmesi, bahçe ve açık alanlarda daha fazla toprak ve yeşil örtünün olması kentsel ısı adası etkisini azaltıyor. Yeşil binalar, doğayla uyumlu çatı ve duvarları sayesinde kentsel ısı ada etkisinin de azalmasına yardımcı olur. Yeşil çatılar vejetasyon örtüsüyle güneş radyasyonunu ve yağış suyunun hızını azaltır, yalıtım sağlar. Düşey bahçeler bina, duvar, çit gibi düşey yapısal elemanların çeşitli bitkilerle kaplanmasıyla oluşur, binalardaki enerji tüketimini azaltır. 

Kentlerdeki yeşil altyapı uygulamaları ve kentsel dönüşümdeki çevreci ve yeşil dokuyu ön plana alan uygulamalar küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltmak için bizlere önemli fırsatlar sunuyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.