Son zamanlarda Marmara Gölü etrafında trajikomik olaylar yaşanıyor. Her şey Gördes Barajı yapımı ile başladı. 2006 ve 2007 yıllarında kuraklıkla beraber İzmir’de içme suyu sıkıntısı başlayınca arayışlar başladı. Nereden su getireceğiz. Çareyi Marmara Gölü’nün can damarı olan ve gölü besleyen Gördes Çayının üzerine baraj yapmakta buldular. Bu sefer de Marmara Gölü susuz kalacaktı. Olsun, ona sonra çare bulunurdu. Adı üzerinde göl. Hiç kurur mu?
GÖRDES ÇAYI GÖLÜ BESLİYOR
Adı üzerinde göl ama etrafındaki tarım alanlarının su ihtiyacını karşılıyor. Bunun için göl genişletilerek Demirköprü Barajından su getirmek için kanal yapılmış. Aynı zamanda Gördes Çayı da gölü besliyor. Bu günleri de düşünerek Ahmetli’de regülatör yapılmış. Kritik zamanlarda Gediz Nehrinden su pompalamak için. Gölden aynı zamanda 400 ü aşkın balıkçı geçimini sağlıyor. Göl, sağladığı flora ile çevresinde mikroklima özellikleri oluşturmuş. Gölün etrafındaki sazlık ve bataklıklar gölle beraber sulak alan özelliği oluşturmuş. Bunun için “Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan” ilan edilmiş ve bu özelliği ile de koruma altına alınmış. Sulak alanlar son yıllarda etkili olmaya başlayan küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltmak için önemli işleve sahip. Sıcak hava dalgalarının etkilerini azaltıyor. Ekosistem hizmeti sunuyor. Bunu da tüm canlılar ile doğanın yaşanabilir ve sürdürülebilirliğine katkı sağlayarak yapıyor.
KAÇAK EKİM YAPILMAYA BAŞLANDI
Gördes Barajı yapıldıktan sonra göle su gelmez oldu. Demirköprü Barajı son yıllarda kuraklığın da etkisi ile yeterli su birikmeyince buradan da göle su sağlanamadı. Gediz’in suyu kirli olunca, Ahmetli’deki regülatör Gediz Nehrinden su pompalayamadı. Plansız ve aşırı tarımsal sulama göldeki suyun azalmasını hızlandırdı. 2021 yaz aylarında göl tamamen kurudu. Kuruyan gölü fırsata çevirmek için kaçak ekim yapılmaya başlandı. Hatta traktörle kaçak arazi sürdüğü gerekçesi ile bir muhtar ceza aldı. Konu birçok medyada yer aldı. Zaman zaman arazi kavgaları çıktı. Yaşamını yitirenler oldu. Jandarma uzun süre nöbet tuttu.
YASAK OLAN TARIM YASAL OLDU
Devletin 4 kurumu ortak bir proje ile gölü kurtarmaya karar verdiler. Bunun için ilk iş olarak gölün bir kısmını tarıma açmakla başladılar. Artık gölde yasak olan tarım yasal oldu. Birçok kesimden tepkiler geldi: “Mademki tarıma açacaktınız bize neden yasakladınız” diye. Yetkililer: “Biz, göle su tutsun diyerek tarıma açtık” dediler. Tarıma açarak toprağın su tutması artırılacaktı. Bu sefer de kullanılacak kimyasal gübreler ve ilaçların gölün tabanını ve toprak yapısını kirleteceği ileri sürüldü. Buna da bir gerekçe bulundu. Gölde organik tarım yapılacaktı.
***
Gölde organik mi yoksa normal tarım mı yapılacağını bilmiyorum ama kesin olan bir şey var ki bu şekilde göl su tutmaz. Hani Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası var ya, “Ya tutarsa” diye. O zaman bütün kuruyan göllerimizi kurtaracağız. Hatta dünyadaki kuruyan bütün göllerin tekrar suya kavuşması için yeni bir yöntem geliştirmiş olacağız. Hem tarım yapacağız hem de göl canlanacak. Düşünün bir kere,”Ya tutarsa”.