Kirliliğin ve iklim değişikliğinin oluşturduğu riskler ekosistemi tahrip etmeye başladı. Çevre kirliğindeki artış sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Orman yangınları, yeşil alanların azalması, meraların imara açılması, sulak alanların özelliğini kaybetmesi ve kuruması doğadaki bozulmayı ve tahribatı hızlandırıyor. Sanayi üretiminin oluşturduğu kimyasal kirlilik ve ekolojik yıkım sağlıklı ve yaşanabilir gelecek için en büyük tehdit. Artan doğal bozulmayı durdurmak ve kirliliğin önüne geçmek için sürdürülebilir üretimi uygulamak zorundayız.
***
19. yy da sanayi devrimini başlatan en büyük gelişme buharlı makinenin icadıydı. Aslında buharlı makinenin buluşu çok eskilere dayanıyordu. İskoç mühendis James Watt buhar makinelerini geliştirdi ve üretimde kullanılabilmesi için daha verimli ve güvenli hale getirdi.
***
Buhar makineleri, üretimde, dokuma tezgâhlarında, lokomotiflerde, buharlı gemilerde kullanılmaya başladı. Yakıt olarak kalorisi yüksek olan antrasit ve linyit kömürü kullanıldı. Yelkenli gemilerin yerini kömürle çalışan buharlı gemiler aldı. Kömürle çalışan buharlı gemiler hızla çoğaldı. Kömürle çalışan termik santrallerinin devreye girmesi ile beraber kömür en önemli yakıt haline geldi. Elektrik üretimi ve sanayi üretimindeki artışa paralel olarak kömür kullanımı da hızla arttı. Ta ki, petrolün ve doğalgazın devreye girmesine kadar. Bu süre zarfında başlayan çevre kirliliği, doğa tahribatı ve atmosfere bırakılan sera gazları günümüzde karşı karşıya kaldığımız kirliliğin ve ekolojik yıkımın temelini oluşturuyor.
***
Sanayi üretimi için enerjiye ihtiyacımız var. Günümüzde enerji üretimi için değişik kaynaklar kullanılıyor. Hidroelektrik, kömür, doğalgaz, rüzgâr ve güneş enerjisi bunların başlıcaları. Fosil yakıt olarak adlandırılan kömür, petrol ve doğalgaz insan kaynaklı iklim değişikliğinin en önemli nedeni. Buna ilave olarak ekolojik bozulmanın ve çevre kirliliğinin en büyük sorumlusu. Dünya kamuoyunda oluşan tepki ve sürdürülebilirliğin sorgulanması yeni enerji kaynağı arayışını hızlandırdı. Bugün itibari ile sanayide ve ekonomi genelinde yeşil dönüşümün gerekliliği vurgulanıyor. Buna paralel olarak, iklim değişikliği politikalarıyla uyumlu çevreye duyarlı yeşil OSB’lere ilişkin çalışmalar başladı.
***
Ülkemizdeki yenilenebilir enerji yatırım maliyetleri oldukça düştü. En çok maliyet düşüşü güneş enerjisi alanında oldu. Eskiden doğalgaza dayalı santral kurmak daha avantajlı iken, günümüzde güneş panelleri kurmak daha ekonomik hale geldi. Ülkemizde birçok OSB, enerji üretimindeki teşvik ve kolaylıklardan yararlanarak yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyor. Güneş enerjisi, bu yatırımların başında geliyor.
***
Manisa merkez ve ilçelerindeki organize sanayi bölgeleri (OSB) önemli bir üretim potansiyeline sahip. Aynı zamanda bölgemiz önemli bir güneş enerjisi potansiyeline de sahip. Hem yeterli üretim için gerekli olan enerjinin ekonomik olması hem de arıtma tesislerinin ihtiyacı olan enerjinin sağlanması için güneş enerjisi yatırımları bizlere önemli fırsatlar sunuyor. Gelecekte etkileri daha çok artacak olan küresel ısınmanın azaltılması ve daha temiz ve yaşanabilir bir çevrenin oluşturulması için vakit geçirmeden bu imkânlardan yararlanmamız gerekiyor.