Ani tehlike. Evvel yazdığım konuyu tekrarlamak gereği duydum. Çok uyarıldığı halde hala duyarsız davranılıyor. Muradiye yolu. Yeni havaalanı gibi. Ayaklar herhalde zamk ile gaz pedalına yapışık. Manisa Muradiye arası yol tam bir ani tehlike. Daha öncede yazmıştım tekrar yazma gereği duydum. Arabayı kullananda tedbir alacak olanda lütfen okusun.  Bir yol ki her tarafı tehlike. Kaza geliyorum demez. Gelir. İngolstadt kavşağı ile Muradiye arası. Yeni kalkış pisti gibi. Burada ciddi bir sinyalizasyon istiyor. En ani tehlike ise Muradiye sanayi giriş ve çıkışı. TIR çıkar, servis arabaları okullar için girer çıkar, normal arabalar girer çıkar. İnanmayanlar bir kere gidip bu kavşağa baksınlar. Okullu çocukları taşıyan servis araçları ki bazılarının şoförleri sanki çocukları değil de yük taşıyorlar. Buradaki karmaşayı görmeniz için gidip bir yarım saat Muradiye sanayi kavşağını seyretmeniz gerek.  Sanayiden ağır araçlar çıkar veya sanayiye anayoldan sapar. Okullardan çıkan servisler ve araçlar yola çıkmak için kavşakta beklemeye geçer. Yoldan benzinciye veya tesislere dönecek araç olur. Kavşaktan geçenlerde pas geçerlerken asla gaz kesmez. Sanki kavşak yokmuş gibi. Hayatımda bu kadar gariplik görmedim. Ya bu insanlarda hız kontrolü yok veya ayaklarında yar yok. İnsan bir kavşağa girerken azıcık ayağını gazdan çeker. Azıcık frene ayağını koyarsın. Hele ne olmadığını bilmediğin bir kavşağa giriyorsan. Araçlar havalanacakmış gibi geliyorlar. Uyarıcı ışık yok. Trafik ışığı hele hiç yok. En ufak bir hata feci bir kazaya sebebiyet verir. Ama hiç umursayan yok. Biz orada yaşayan kişiler mi dikeceğiz trafik ışıklarını bu kavşaklara. Yoksa yetkililer mi?  Öyle umursamaz milletiz ki o bölgede yaşayan hiç kimsenin umuru değil sanki. Zaten araba kullanmasını bilen bir millet değiliz. O kesin. Bir sinyal noktasından ne kadar çok araç geçerse trafik o kadar az tıkanır. Ama yeşil ışık yandığı halde yandaki ile sohbet eden, telefonla konuşan veya gündüz uykusuna dalmış insan mı ararsın. Eh böyle olunca o ışıksız kavşaklarda insanın aklına acayip şeyler geliyor ki tüylerim diken diken oluyor. Gündüz uyuyan bu insanlar elbette o kavşaklara girerken de gündüz uykusunda olabilirler. Ama bu sefer gaza dibine kadar basarak uyurlar. Ben bunu düşündükçe çok korkuyorum. Diyorum ki yolları asfaltlamak yerine bozuk bırakalım o zaman hızlı gidemezler. Veya o paraları sinyalizasyon için kullansak.    Bazen gariptir ki olması gereken yerde yok ama olmaması gereken yerde var. Mesela bu yolun yani Manisa Menemen  yolunun sağı solu yeşilleniyor. Ağaçlar dikiliyor ama güvenlik ve tedbir sıfırın altı. Görüntü harikalaşıyor ama tehlike katsayısı yüksek. Bir noktayı daha belirtmiştim. Şu TOKİ 2'ler den bahsi geçen yani Muradiye yoluna çıkarken sağda spilaş panosu var ve tüm yolun görüşünü kesiyor. Reklam uğruna şehit vereceğiz. Spilaş reklam yapacak diye kaza olacak.   Üstüne üstlük kavşakta ışık hak getire. Araçlar uçağada benzemiyor ama sanki havalanacak gibi geliyor. Peki bu sorun u gören veya müdahale etmek isteyen bir kişi bile yok mudur. Herkes kulağını mı tıkar bu konulara? Öyle gözüküyor.   Ben bu konuyu tekrar yazdım ve hiç yoksunmadan tekrar yazabilirim. Çünkü ciddi bir şekilde kafaya taktım. Ama benim yarım kadar tedbiri alacak kişiler ve yetkililer kafaya takmıyor. Umuruna takmıyor. Sonra kötü bir olay oldu mu müdahale ediliyor. Neden böyleyiz biz bu konularda çözemedim. İlla birilerinin canımı yansın. Sorumlu olarak kimi gösterirsiniz. Hiç kimseyi. Saçma sapan bir şey için kimse acı çekmesin tedbir elden bırakılmasın. Muradiye yolunun TOKİ2 kavşağı ila Muradiye kavşağı arasındaki kısım acil ıslah edilmeli. Gerek kavşak ve gerekse insan açısından. Ayrıca yolda hiç acil durum bandı yok. Biri flaşör yakıp arabayı bıraksa kazaya çanak açmak oluyor. Benden tekrar yazması. Halktan ve yetkililerden okuması ve acil müdahale dileği ile. Saygılarımla...