Bu adı üstünde Millet Hastanesi. Eski ismi böyle imiş. Yeni ismi Manisa Devlet Hastanesi. Bu hastane devletin mi milletin mi? İlk önce bunu belirlemek gerekiyor. Bence milletin. Neden mi? Eğer milletvekillerini seçen millet ise ve devlet onların yönetiminde ise bu hastane aslen milletin. Ama bu konu ikincil bile değil sonuncu. Asıl olan halka hizmetin kusursuzluğu konusu ki bu asıl görev. Sağlık ana unsursa ve halkın sağlıklı olup akılcı düşünmesi ana unsur ise. Şimdi gelelim tekrar olması gerekip de olmayanlara. Bir kere hastanenin içinde bu Sağlık Meslek Y O ne arar. Bunun yeri ki CBÜ olduğu için ya CBÜ hastanesi dibi veya kampüs değil mi? Ayrıca hastanenin arkasında CBÜ Yabancı Diller Okulu ne arar. Bunu yeri de kampüs değil mi? Peki bunları taşır isek ne kadar alanımız olur? Hiç hesap edildi mi? Hem de ne kadar büyük bir alanımız olur anlayabilir misiniz? Peki yıllardır neden olmadık işlerle uğraşıldı da böyle bir uygulama başlatılmadı? Sorun bakalım belediyelere. Sizler halksınız. Neden sormuyorsunuz? Bizi Avrupa dan ayıran bu işte. Her şeyi kabullenmek. İtiraz edememek. Ne olur bilirmisiniz? Aradaki yolu alırsınız ve girişi Alaybey pazar kavşağının oradan yapar ve dev bir alan yaratırsınız. Üstelik belki de olacak çok güzel bir proje olur. Kavşağı da ıslah edersiniz. Hadi ama başlamanız gerekir çünkü demokrasi halka hizmettir.
Üstüne üstlük başka bir şey de yapılabilir. Bu kadar bir alana rahatlıkla bir yeni üniversite kurabilirsiniz. Mesela Magnesia Üniversitesi gibi. Yanlızca üst dalları yani tıp, eczacılık, diş hekimliği ve benzer dallarda eğitim veren bir kurum oluşturabilirsiniz. Bunlar fikir ama olmayacak işler değil. Neden olmasın ki? İstemek yolun yarısı. Bakın şimdi bir hayal edin. Devlet hastanesi ve arkası. Tariş depoları ve karşısında Sümerbank ki ortakları sorundan sıkılmış. Buraya bir üniversite kampüsü yerleştirin. Ve sakın ağaçları kesmeyin. O büyük günah. Buraya bir üniversite yapalım. Cambrige ve Stanford hatta Oxford gibi. Yapılamaz mı? Bal gibi yapılır. Hastane yerinde kalır ve şehrin göbeğinde yeni bir alan yaratırız. Doğru mu? Evet doğru. Peki nüfusa ne katkısı olur? Acayip. Eğer dışarı kaçırmaz isek. İmar işleri bu işi ayarlar her halde. Kısacası buraya bir ilim yuvası kurabilir miyiz? Evet yapabiliriz. İnanın havalimanı yapmaktan zor değil. Üstüne üstlük eğitim kutsaldı. Ana ilkemiz ve geleceğimiz buna bağlıdır.
Şimdi gelelim asıl soruna. Ne yapacağız şu tren yolu üst köprüsünü. Gelen söz verdi giden söz verdi. Ama olamadı. Ambulans bekliyor ve bir çekici geçiyor. Ben bekledim. Tam 5 dakika. Ambulans bu. 1 dakika sabrı olamaz. Neden? İnsan hayatı. Can bu. Kutsal ise bu köprünün yapılması gerek. Bu halk TCDD'nin keyfini bekleyemez. Çünkü o da halkın kendi malı. Bizler bunları kavrayıp anlamamız gerekiyor. Bu yollara muhtacız. Bu nedenle özellikle bu üst geçidin bir an önce planlanıp yapılaması şart. Bakın gereklilik kipi kullandım. Yani gerisi yok.
Bizler yazarız. Hem de durmadan yazanımızda var ara sıra da. Ama asla halkın karşısında olamayız. Çünkü adaletli ve ahlaklı olup halkın yanında olmak zorundayız. Bizler kimiz ki asıl olan halkımızdır. Bu neden eleştiririz ama halk ve milletimiz için. Umarım yaptığım uyarılar dikkate alınır ve hızlı çözüm bulunur. Bir yöneticinin gün içinde özellikle pazartesi polikliniğe girip gözlemesi yeterli sebeptir, bekliyoruz.
Saygılarımla...