Doğaya yeteri kadar saygılı mıyız? Bence değiliz. Doğaya saygıda bir gelişmişlik ölçüsü bence. Şehirleri imar ederken doğaya saygılı olduğumuz söylenemez bence. Çevrenize bir bakın. Manisa gerçekten de yeşil ünvanını alabilir. Çünkü ormanla kaplı bir şehir ve dikkatli korunuyor. İzmir e göre daha yeşil. Ama yapılaşmadan da payını alıyor. Özellikle bazı yerlere biraz dikkatsiz davranılıyor gibi. Bizler binaları, siteleri yapıyoruz ama ağaçlandırmalarını tam yapamıyoruz. Mesela bazı siteler yapılıyor ama ağaçlandırmalarında geç kalınıyor. Ama yine yeşil bir şehirde yaşıyoruz.
*******
Doğa korunduğu sürece bize hizmet eder. Geçen yılın yangınlarını hatırlayın. Çökertme ve Mazı denize kadar yandı. Ne pansiyon kaldı ne otel. Deniz yangını söndürdü. Aslında tedbir baş koşul fakat bir şey kontrol edilemez bir hale gelirse işte o zaman ne yaparsanız boş. Geçen yılki yangın boşluğumuz kadar yetersizliğimize de geldi. İnanılmaz bir katliam gibiydi.
*******
Yangın her şeyi öldürür. Mikro organizmaları ve böcekleri bile. Ama şimdi teknik çok ilerlediği için bu yerleri tekrar geri kazanılması 5 yılda olabiliyor. Toprağın canlandırmak için mikro organizmalardan başlanıyor. Ve toprağa can verilip hızlı büyüyen ve yangına karşı dirençli ağaçlar dikiliyor. Çünkü geçen yıldaki yangında yanan çam ağaçlarının kozalakları birer bomba gibi patlayıp yangını büyüttü.
*******
Doğadan faydalanabiliriz ama planlı olarak. Mesela yıllar önce tabaklık yaparken İtalya’dan kestane ekstraktı alıyordum. Fabrikaya davet edildim ve gittim. Kestane ağacını özünü ekstrakt yapıyorlar ve odununu da MDF levha yapıyorlardı. Oldukça büyük fabrikaydı. Ama sormak ihtiyacı hissettim. Ya orman tükenirse. Bir kestane ağacı tam boyuna 70 yılda gelir dediler ve devam ettiler: 210 yıllık ağaç plantasyonu var. Planlı işler her zaman devamlıdır.
*******
200 m2 topraktan her şeyinizi yetiştirebilirsiniz. Tavuklarınız ve ineklerinizde olabilir. Mandıra Filozofunda olduğu gibi. Fakat eğer doğaya saygınızı yitirirseniz o da size olan saygısını yitirir. Avrupa da bağcıların üzümler ile sohbet ettiği ve salkımları okşadıkları söylenir. Çok yerde duymuştum. Veri artıyormuş derler. Doğru olma ihtimali yüksek. Bir arkadaşımın dediği gibi toprak senin ama verdiği ürün de doğanın malı. Doğayı sevelim, onu koruyalım hatta onunla sohbet bile edelim. Saygılarımla…