ELEKTRİKLİ OTOBÜSLER VE MANİSA...

Elektrili otobüsler faaliyete geçti. Metrobüsü andırıyor ve kesinlikle çevre dostu. Belki geç kalındı ama yine de başarıldı. Önemli olan metropollerde araç kullanımını minimuma düşürmek ve halkı toplu taşıma yönlendirmek. Çünkü hem daha hesaplı oluyor ve hem de belediyeler para kazanıp hizmeti büyütmeye ve yeni hatlar oluşturmaya çalışıyorlar. Özellikle metropollerde kimse araç kullanmıyor. Araçlar otoparklarda yatıyor. Ancak şehir dışı ve banliyölere giderken araçlar alınıyor. İzmir’de bu örneklere rastlanılabilir.
 
Elektrikli otobüslerin yolları tamam. Sanırım 3 hat olacak. Yeni garajdan şehrin içine doğru, şimdilik belli güzergahlardan geçip belli noktalara doğru yolcu taşıyacaklar. Sanırım OSB’ye kadar uzanacak. Gerçekten de aşırı derecede servis minibüslerinin çok olduğu bir şehirde büyük bir yükü kaldıracaklarına inanıyorum. Gelecekte sayıları artacak ve Güzelyurt ve Muradiye’ye kadar uzanabilecek hatlar oluşturulabilir. Bir nevi tramvay gibi ama ondan daha hızlı çalışan bir taşımacılık sistemi. Üstüne üstlük bildiğim kadarı ile otobüsler yerli malı. Ancak önemli olan ilk başlarda sorun olacak trafik düzeninin zamanla düzeltilmesi ve tabii ki Manisa’nın en önemli sorunu otoparklar. Çünkü geçenlerde dinlediğim bir haberde Türkiye’de büyüklüğüne göre en çok araç olan ikinci şehir Manisa.

Manisa büyüyor, yollar küçülüyor. Otoparklar yetmiyor. Kimse otoparka araba koymak istemezken otoparklarda doluluk maksimum seviyede. Yani otoparklarda kifayetsiz. En son yapılan otomatik otoparkın kapısında bile yer açılsın diye 5-10 dakika beklediğiniz oluyor. Mesela otomatik otoparkta abonelik doldu. İlk faaliyete geçtiği zaman adam ararken şimdi adamlar yer arar oldu. Çünkü şehir içleri ulaşım için oldukça dolu. Mesela İzmir e gideceksiniz ve Konak tarafında işiniz var. Aracınızı Evka3’ün oradaki otoparka koyuyorsunuz. Hem de parasız. Metroya biniyor ve 15 dakikada Konak’ta iniyorsunuz. Araçla 15 dakikada giderseniz altın madalya kazanırsınız. Park etmeye kalkarsanız otoparklara bile yarım saatten önce gidemezsiniz. Elinizde bir kart. 90 dakika tek kontür. İstediğine in bin. Araçla ne kadarlık yakıt yakarsınız hesap bile edilmez. İşte Manisa’da böyle bir şekli oturtmak gerekiyor. Yani bu tip taşıma araçlarının sayısını arttırıp, halkı şehre inmek için bir otoparka yönlendirip, sonrada toplu taşıma kullanılmasını özendirmek. Buradaki en büyük kıstas araçların modern olması ve kolay inilip binilmesi. O zaman insanlar tercih eder ve kullanır. İzmir’deki metro ve diğer taşıma araçları son derece temiz ve modern.
 
Tabii trafikte bir sıkışma ve sorunlar olacak. Her şeyden önce nakliyelerin indirme ve bindirme sorunu. Tavukçu gelir, meşrubatçı gelir, sigaracı gelir. Eğer dükkan otobüs yolunun o tarafta ise karşıya koyacak. Otobüs yoluna park ederse kavga büyük. Hadi bir şekilde halledilebilir bir durum. Bir de önemli olan şehir içindeki yönler. Mesela Sultan camiinden, Hamamın önünden artık İbrahim Gökçen Bulvarına inemezsiniz. Çünkü bir taraf tamamen otobüs yolu. Sağa İzmir Caddesi’ne döneceksiniz. Aynı şekilde Doğu Caddesi’nden sola dönüp İzmir Caddesi’ne dönen trafikten dolayı bir hengame yaşamıyor. Daha açıkça söylemek gerekirse yönlerin bir kısmı trafikteki rahatlamayı sağlayacak şekilde değiştirilebilir. Bunu zaman ve sıkışıklık gösterecek. İzlemek ve hızlı müdahale etmek gerekiyor.
 
Ben bir İzmirli olarak Manisa’nın daha yaşanabilir bir şehir olduğunu düşünüyorum. Artık kalabalıklardan herkes sıkılmaya başladı. Manisa daha dengeli büyüyen bir şehir. Yayılma olasılığı da var. Saruhanlı’dan Muradiye ye, Çobanisa’dan Kuşlubahçe’ye kadar yayılma alanları mevcut ve yeşil dokusu çok az şehirde var. İşte bu dengeli yayılma esnasında daha doğru ulaşım ve toplu taşıma özendirme oldukça önemli. Elektrikli otobüsler sadece ilk adım. Daha sonrasının geleceğine de inancım var. Yeter ki halk özensin. Yeni bin araçlık otopark da doğru bir karar. O otopark da besleme noktası olarak düşünebilir.
Saygılarımla...