Atatürk yüzünüzü doğuya dönün ama batının medeniyetini alın dedi. Ama batıya medeniyet nereden geldi. Asıl konu bu. O bunu fark etti. Bugün toplum olarak ortada kalmış gibi bir vaziyetteyiz. Fakat toplum olarak bunu çözmemiz ve aslımıza ulaşma gerekliliği ivedilikte. Çünkü çok tartışıyoruz ama sonucu bulamıyoruz. Bulmak zorundayız. Bu bizim olmazsa olmazımız.
Daima çekişiyoruz. Ama doğruyu bulmak için bir çabamız yok gibi. Son zamanlardaki olaylar ve ekonomik sıkıntılar kafamızı karıştırmış durumda. Ama bir baktığımızda aynı yerde otluyoruz. Neden mi? Çünkü hep çekişip birlik olmuyoruz da ondan. Birbirimize güvenimiz yok. Ama eskiden öyle miydi? Yani 30 sene önce öyle miydi? Değildi. Güven olmadan hiç bir şeyi tesis edemeyiz. Aklımızı kullanacağız ve kenetleneceğiz. Asıl olan konu bu. Sonrasını birlikte çözeriz.
Konuyu şöyle ele alalım. Biraz genel bile olsa kendi içimizde bir çekişme halindeyiz. Daha önceki yazılarımda söylediğim gibi kesinlikle egoist davranıyoruz. Hepimiz. Bazı konularda ben bile. Bunu aşmalıyız. Özellikle toplum konusunda. En basit konuda bile. Adam kirasını ödüyor. Zam yapacak. Elli lira para farkı için kavga yapıyoruz. Demiyoruz ki parası olsa ev alır ama yok. Senede altı yüz lira için neden işkence ediyoruz. Biri bir iş yapacak ve işletme hakkı almak istiyor. Eskilerin dediği gibi: Sen benden burasını şu bedelle alacaksın ama oğlum başarabilecek misin? Olmazsa halin nice olur, gel bir daha düşün. Sonra elindekiler gider diye biliyor muyuz? Hayır. Başaramadı battı diyoruz. Altını kazmış oluyoruz. Peki bu doğru mu sizce. İş yok diye nice insanlara sermaye vermiş o eski insanlar yerine birbirini kazıklayan yeni insanlar çıkmadı mı? Yanlış deyin de güleyim. Peki zarar kime? Kendimize.
Biri sokakta gezerken oğlum işin yok mu al da bunu sat ve parasını getir diyen bir toplumdan birbirini kazıklayan bir topluma dönüşmedik mi? Hem de nasıl dönüştük bir bilseniz. Benim gördüğüm bir şey var. Herkes doyumsuz. Hiç kimseye para yetmiyor. Herkes daha fazlasını istiyor ama arkada kalan aç diyen yok. Peki müslümanlığın ana kurallarından biri komşusu açken senin tok olmaya hakkın yok felsefesi değil mi? Üç beş kuruşluk lokma döktürmekle bu iş çözülüyor mu sanıyorsunuz? Ben gelirimin otuzda birini paylaştım demekle bu iş bitiyor mu sanıyorsunuz? Asla değil. Benim annem dahil hiç kimse bunu yapmıyor. Rabbena hep bana sonra ben müslümanım demekle olmuyor.
Ekonomide bir Gini katsayısı var ki bu 1 olduğu vakit bir zengin var diğerleri köle. Eğer bu 0 olursa herkes varlıklı. İnanın bu İskandinav ülkelerinde 0.1. Yani neredeyse sıfır değerinde. Herkesin parası evi iyi bir yaşantısı var. Bunu nasıl değerlendireceksiniz peki. Para asıl kudret ise bu bile önemli ki bu ülkelerde herkesin cebi dolu. Peki vergiler ver mı? Var ama toplanan halka dağıtılıyor bir yolla. Asıl önemli olan halk ise bu gün halktan fikir almadan ne yapabilirsiniz? Nereye kadar yapabilir siniz? O halde baştaki sondaki herkes aklını ortaya koyup düşünmesi ve geleceğimizi programlaması şart. Bir akademisyenin ki çok değer verdiğim bir kişidir, söylediği laf: Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirleri ve Hazreti Muhammed'in ahlakına sarılamazsak sonumuz nice olur. Ama bunları yaparsak bizi dize getirecek güç yoktur. Bu nedenle bu yoldan ayrılmamak ilkemiz olmalıdır.
Saygılarımla...
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1950+ kez okundu.
ESKİ Mİ YENİ Mİ: HANGİSİ DOĞRU...
Atatürk yüzünüzü doğuya dönün ama batının medeniyetini alın dedi. Ama batıya medeniyet nereden geldi. Asıl konu bu. O bunu fark etti. Bugün toplum olarak ortada kalmış gibi bir vaziyetteyiz. Fakat toplum olarak bunu çözmemiz ve aslımıza ulaşma gerekliliği ivedilikte. Çünkü çok tartışıyoruz ama sonucu bulamıyoruz. Bulmak zorundayız. Bu bizim olmazsa olmazımız.
Daima çekişiyoruz. Ama doğruyu bulmak için bir çabamız yok gibi. Son zamanlardaki olaylar ve ekonomik sıkıntılar kafamızı karıştırmış durumda. Ama bir baktığımızda aynı yerde otluyoruz. Neden mi? Çünkü hep çekişip birlik olmuyoruz da ondan. Birbirimize güvenimiz yok. Ama eskiden öyle miydi? Yani 30 sene önce öyle miydi? Değildi. Güven olmadan hiç bir şeyi tesis edemeyiz. Aklımızı kullanacağız ve kenetleneceğiz. Asıl olan konu bu. Sonrasını birlikte çözeriz.
Konuyu şöyle ele alalım. Biraz genel bile olsa kendi içimizde bir çekişme halindeyiz. Daha önceki yazılarımda söylediğim gibi kesinlikle egoist davranıyoruz. Hepimiz. Bazı konularda ben bile. Bunu aşmalıyız. Özellikle toplum konusunda. En basit konuda bile. Adam kirasını ödüyor. Zam yapacak. Elli lira para farkı için kavga yapıyoruz. Demiyoruz ki parası olsa ev alır ama yok. Senede altı yüz lira için neden işkence ediyoruz. Biri bir iş yapacak ve işletme hakkı almak istiyor. Eskilerin dediği gibi: Sen benden burasını şu bedelle alacaksın ama oğlum başarabilecek misin? Olmazsa halin nice olur, gel bir daha düşün. Sonra elindekiler gider diye biliyor muyuz? Hayır. Başaramadı battı diyoruz. Altını kazmış oluyoruz. Peki bu doğru mu sizce. İş yok diye nice insanlara sermaye vermiş o eski insanlar yerine birbirini kazıklayan yeni insanlar çıkmadı mı? Yanlış deyin de güleyim. Peki zarar kime? Kendimize.
Biri sokakta gezerken oğlum işin yok mu al da bunu sat ve parasını getir diyen bir toplumdan birbirini kazıklayan bir topluma dönüşmedik mi? Hem de nasıl dönüştük bir bilseniz. Benim gördüğüm bir şey var. Herkes doyumsuz. Hiç kimseye para yetmiyor. Herkes daha fazlasını istiyor ama arkada kalan aç diyen yok. Peki müslümanlığın ana kurallarından biri komşusu açken senin tok olmaya hakkın yok felsefesi değil mi? Üç beş kuruşluk lokma döktürmekle bu iş çözülüyor mu sanıyorsunuz? Ben gelirimin otuzda birini paylaştım demekle bu iş bitiyor mu sanıyorsunuz? Asla değil. Benim annem dahil hiç kimse bunu yapmıyor. Rabbena hep bana sonra ben müslümanım demekle olmuyor.
Ekonomide bir Gini katsayısı var ki bu 1 olduğu vakit bir zengin var diğerleri köle. Eğer bu 0 olursa herkes varlıklı. İnanın bu İskandinav ülkelerinde 0.1. Yani neredeyse sıfır değerinde. Herkesin parası evi iyi bir yaşantısı var. Bunu nasıl değerlendireceksiniz peki. Para asıl kudret ise bu bile önemli ki bu ülkelerde herkesin cebi dolu. Peki vergiler ver mı? Var ama toplanan halka dağıtılıyor bir yolla. Asıl önemli olan halk ise bu gün halktan fikir almadan ne yapabilirsiniz? Nereye kadar yapabilir siniz? O halde baştaki sondaki herkes aklını ortaya koyup düşünmesi ve geleceğimizi programlaması şart. Bir akademisyenin ki çok değer verdiğim bir kişidir, söylediği laf: Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirleri ve Hazreti Muhammed'in ahlakına sarılamazsak sonumuz nice olur. Ama bunları yaparsak bizi dize getirecek güç yoktur. Bu nedenle bu yoldan ayrılmamak ilkemiz olmalıdır.
Saygılarımla...
Ekleme
Tarihi: 25 Şubat 2018 - Pazar
ESKİ Mİ YENİ Mİ: HANGİSİ DOĞRU...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.