Her ulusun kendine ait bir iktisat politikası olması gerekiyor. Yani sağdan soldan toplanan modeller ile bir iktisat politikası olmaz. Çünkü her ulus kendine ait birtakım kültürel ve geleneksel değerlere sahiptir ve bunun üzerinden bir iktisat politikası yapmak gerekiyor.
*******
Atatürk cumhuriyeti ilan etmeden önce 17 Şubat 1923’te İzmir’de bir iktisat kongresi düzenlemişti ve birçok ilden bilgili kişiler ile bu kongreden sonra takip edilecek bir iktisat politikası belirlenmişti. O zamanın koşulları içinde bir karma ekonomik bir politika benimsenmişti. Bu kongre ikinci olarak Özal devrinin başlangıcında tekrar yapıldı ve nasıl bir iktisat politikası uygulanacağı üzerinde tartışılmıştı.
*******
Türkiye Cumhuriyeti planlı ekonomik model üzerine kurulmuştur. Bunu da Sovyetler Birliği’nden alarak uygulamıştır. İktisadi planlamada leontief yani tümdengelim modelleri uygulandı. Ama bugün bunun esamesi yok. Yani ben planlı bir iktisat politikası göremiyorum ve bunun acilen yapılması gerekiyor. Birçok iktisat profesörü ve bu konuda tecrübeli kişilerimiz var. Hem bir kongre hem de planlı bir iktisat modeli üzerinde çalışmaları gerekiyor ama herkes konuşuyor fakat ortada bir şey yok.
*******
Türk halkına ve onun yaşam tarzına uyan ve tamamen siyasetten arındırılmış bir iktisat teorisi lazım. Şu an aramızda olmayan değerli hocalarım olsa bu mümkün olurdu ama şimdiki hocalarla bu nasıl olur bilemiyorum. Toplumun ihtiyaçları ve psikolojisi göz önünde bulundurulup yarım yamalak değil, tam içerikli bir politika gerekiyor. Bunu ben yapacak değilim ama fikirler her zaman önemli.
*******
Bir politika ve teori üretmek zor bir iştir. Ama bugün Batı Avrupa’nın savaş sonrası uygulanan iktisat politikası kıta Avrupa’sını üst bir noktaya taşıdı. Burada esas önemli konu sosyal adalet ve üretimdi. Bunu başardılar, kasalarını doldurdular ve halkları rahat bir şekilde yaşıyor. Aslında zor bir iş değil ama gönül vermek ve inanmak gerekiyor. İnanarak yapılan işler kolay yıkılmaz. Saygılarımla…