Amaç insana hizmet olmalı ve esasen bu devirde insanın cebine özellikle. Çünkü gerçekte kişilerin geliri arttık sıra refah ekonomisi oluşmaya başlar. Bir zamanlar gelir seviyesinde alt sıralarda yer alan Norveç, Kuzey Buz Denizinde petrol çıkınca şimdi dünyanın gelir seviyesi en yüksek ülkesi durumunda. Canım Arap petrolleri de var. İran da var, Irak'ta var. Varda hiçbiri Norveç kadar geliri halkına yansıtmadı. Evet paylaşmacı olmak gerekiyor. Batı ülkeleri daha paylaşmacı bir zihniyet güder. Özellikle Avrupa. Amerika dan bahsetmiyorum. Çünkü orada da dengeler bozuk. Yaklaşık 45 milyon sağlık sigortasından yoksun olan ve aş evlerinden beslenen bir nüfus var ABD de. İşte halkın ekonomisi oldukça önemli. Gelirini yükseltmek gerek.
Burada yeni yönetime çok şeyler düşüyor. Mutlu toplum bugünkü kurala göre geliri arttırmakla elde edilir. Her siyasi partinin bir vaadi var. ama önemli olan yetip yetmeyeceği. Ayrıca vergilerinde dolaylı yoldan halkın sırtına yüklenmesi de ayrı bir sorun. Çünkü herkesin dediği gibi zenginde fakirde malı alırken aynı vergiyi ödüyor. Bunu da asla ayıramazsınız. Ancak yumuşatabilirsiniz. Özellikle bugün Türkiyen'in mevki rantı aktif durumda. Yani Gaziantep'ten gelen bir ürünün fiyatı Manisa da daha pahalı. Buna nakliye katsayısı da deniliyor. Özellikle gıda da çok belirgin oluyor. Tabi bunu konu edip mal stoklayan stokçularda mevcut. Halkı değil cebini düşünüyor, ama haddinden fazla. Elbette cebini de düşünecek ama haddi kadar. Petrolün varili aynı ama bizde akaryakıt fiyatları petrolden dolar bahanesine döndü. Bu gün taşımaya ve mal fiyatlarına ya direkt etki ediyor veya dolaylı yoldan pahalılığı körüklüyor. İşte bu gibi etkenlerin yani vergilerin halkın gelirinin artması nedeni ile tekrar elden geçmesi gerekiyor.
Ayrıca maaşlarda bir iyileştirme gerek. Ama ciddi bir iyileştirme gerekiyor. Bir kere aklı selim düşünmek gerek. Mesela bir iş sahibi açısından bakalım. İşçisine 2.000 TL ücret veriyor. Ama asgari ücret üzerinden gösteriyor. Yani 200 TL fazla ödememek için 1.000 TL den kaçınıyor. Ama verdiği ücretin 1.000 TL sini masrafına yazamıyor. Dolayısıyla masrafını tam olarak beyan edemiyor. Çalışan emekli olunca da daha düşük maaş alıyor. İşte bu gibi işler halkın gelirini kısıyor. Kişi neredeyse emekli olmak istemiyor. Hele vadeli borçları varsa. Ev kredisi, araba kredisi gibi. Şimdi bu gibi kişilerin veya emeklilerin gelirleri yükselirse harcamalar artar. Aslında evvelce söylediğim gibi gelişmiş toplumlarda gelir artışları genellikle tasarrufa meyil eder. İnanıyorum ki bizde borçları ödemeye meyil edecek. Bir süre için en azından çünkü toplum borçlu ve bankaların kredi vermesi yakında tıkanacak. Çünkü daha önceden de yazdığım gibi halkın kırmızı çizgisi çok. Bu da ekonomiyi tıkıyor. Bunu da biraz yumuşatmak gerek.
Yaz yaz bitmez ama esas olan halkın gelirini yükseltmek. Çünkü ne derseniz deyin son yıl Dolar ve Euro'daki artışlar ve gıdalardaki fiyat yükselişleri halkın cebini çok daralttı. Zaten maaşlardaki yapılan iyileştirme vergi olarak devlete geri dönecek. KDV, ÖTV v.s. Vergiler zaten tahsildarsız tahsil ediliyor. Malı satan devlet adına tahsilat yapıyor. Bu nedenle ekonomiye can verecek kararlar almak lazım. Zamanı da geldi. Çünkü enflasyon söylendiğinden çok yukarlarda. Geçen yıl ile bu yıl fiyatlarını oranlayın görürsünüz.
Kim gelirse gelsin bir şeyler yapıyor. Ülkeyi daha modern bir hale sokmak için çalışmalar tam gaz sürüyor. Ama bu ülkenin halkı bu toprakların sahibi ise en çok yatırım bu halka ve onun gelirine yapılmak zorunda. Seçimler hayırlı olsun.
Saygılarımla...