Peki aslen nedir para o zaman. Kullanmasını bilmeyenin elini yakar. Bir mübadele aracıdır. Mal ve hizmet karşılığında ödenen devletin bastığı ve sözde karşılığı olan kağıt parçası. Çok para olursa insanın ayranı kabarıyor. Yok para az olursa felaket oluyor. Yani kaşığın sapı denk geliyor veya gelemiyor. Özellikle 1970'lerden sonra her geçen sene insanların daha fazla baş tacı oldu. İlahlaştırıldı. Özellikle uygulanan moneterist politikalar ve kağıttan para kazanmalar artınca para çok aranır olmaya başladı. Tüketim ve harcamalar arttı. Çok para gerekmeye başladı. Nasıl kazanırsan kazan mübah olmaya başladı ve sonunda ahlak sükut etti. Bugün hala daha dededen veya babadan görüp ahlaklı ticaret yapan kişiler mevcut ancak hele bazı batı ülkelerinde bu son derece azaldı. Havadan para kazanmak varken neden çile çekilsindi. Borsa repo faiz yıllarca ülkemizde liste başını çekti. Üretim yapan sanayiciler bile işçi parasının repolardan ve faizden gelen paralarla ödediler. Hatta bir gün gazetede iş adamlarının yüzde 90'nın işçi parasını faiz gelirlerinden ödediğini okuyunca eyvah dedim. Neden eyvah? Hesap kaçmış çünkü kazanmıyor işareti demektir. Sonraki yıllar üretim düştü, harcamalar arttı, tüketim ve son teknolojiler. Kazanmadan yemek için para yarışı. Kısacası para olması gereken yerden başka yere çekildi. Ahlaksızlık kol gezmeye başladı. Son yıllarda para için yapılmayan şey kalmadı. İnsanların para tutkusu tehlikeli olmaya başladı.
Dediğim gibi para araçtır. İş amaçtır. Nasıl iş? Düzgün ve ahlaklı yapılan iş. Ayrıca başka bir şey daha önemli. Ayak ve yorgan önemli. Ayak yogandan çıkarsa insan sersemler. Yani hesabınızı bilin. Aksi takdirde borçlarla karşı karşıya kalırsınız. Para sizi esir almıştır çoktan. Hep onu düşünürsünüz ve yaptığınız işin de verimi kalmaz. Hep söylerim, sınırsız insan istekleri ile sınırlı kaynak kullanımını dengeleyen bilim ekonomidir. Maalesef son yıllarda ekonomi bilimine ahlak kısmını da yerleştirmek ve üniversitelerde bunun eğitimini vermek gerekiyor. Paranın nasıl kullanılacağını ahlaki açıdan irdelenmesi gerekiyor. Yolda dikkat edin bir Mercedes veya BMW gibi lüks arabaların yavaş kullanıldığını gördünüz mü? Nadir. Adam parasına ve zenginliğine güvenip gaza basıyor. Bunun gibi çok örnek var. yani gösteriş budalalığı. Öte yandan parası olmayana psikolojik etki yapıyor. Para en lazım şey diyor. Nasıl bulurum nasıl rahat ederim kimi tokatlarım. Alın size yaratılan mikrop zihniyet. Kimse parası çok olsa da mütevazi olayım demiyor. Toplumun çoğunluğunun kalbinde bu yatıyor. Para kral. Başka hiç bir şeyin önemi yok. Bu çok sakil bir düşünce.
Parasız olmaz. Doğru. Elbette olmaz ama tasarruflu ve temkinli olmak gerek. Avrupalı kafası burada lazım. Yani fayda maliyet analizi yapıp harcama yapmak gerek. Rahmetli Vehbi Koç un dediği gibi: Evde lüzumsuz 3-5 lamba yansa kızarım ama bir fabrika kurmak için 50 milyon dolar harcarım çünkü istihdam yaratıp insanlara iş imkanı sunmak müsriflik değildir ama 3-5 lamba fazla yanarsa israftır ve dinen günahtır. Aynen böyle söylemişti. Bu ilke edinilmesi gereken bir düşünce. Ve paranın ekonomiyi ahlaksızlaştırmasının önüne geçer.
Akılcı düşünceler içinde olmamız gerekir. Para her şey değildir ve kullanmasını bilmeyeni mahveder. Para tutmakta sanattır. Herkes tutamaz sabır ister. Hayalcilik istemez. Eğer düzgün kullanılırsa ahlaki kurallarda korunur. Trilyon paran olsa ne olur? Yatırım yoksa ve lazım değilse. Kişi biraz kanaatkar olmalı. Ama insan hırsları sonuçta ahlak bilimini de tetikliyor. Paylaşmacı olmak gerekiyor. Biraz geçmişteki dedelerimize, babalarımıza bakarsak gerçekleri daha rahat fark ederiz. Çok para çok para, unutmayın insan önünde sonunda girecek mezara.
Saygılarımla...