Öncelikle şehirleşmede eksiği görülüyor. Tabii biz Manisa'yı ele alalım. Her gelen bir şeyler yapmış ama bir konuyu kaçırmışlar. Estetik. Siz kafanızı sağa sola çevirdiğinizde hiç estetik bir görüntü görebiliyor musunuz? Bir uyum ve ahenk görebiliyor musunuz? Ben göremiyorum. Belki bazıları buna tek düzeylik derler ama baktığınızda şehrin bir bölümünde güzel bir plan var mı? Şimdi şöyle diyelim şehrin belli bölgeleri bir plana göre imara açılsa ne olur? Yani mesela Güzelyurt a bakın kimi 12 kat kimi 8 kat kimi sağa dönük kimi sola dönük. Bir şekilsizlik örneği teşkil etmiyor mu? Arada villalar. Muradiye yolunun sol tarafı 3 katlı villalar ama sanayi dibinde. Her taraf toz toprak. Bir ayırımı beceremiyoruz. Mesela yüksek kat uygulaması bence mantıklı. Çünkü dikine mahalle ve araları yeşil alan ve de bulvarlar ama mimari estetik. Hepsi aynı boy veya aynı tip. Veya bir kompleks gibi. Mesela 20-30 dönüm arazide komple bir oluşum ama uyum içinde. Yani belli bir bölgede mimari tip aynı. Neden olmasın?
Şimdi belki çok eleştiriyoruz ama güzel de yapılan şeyler var. mesela Güzelyurt gerçekten çok güzel bir semt oldu. Hele şehrin hava almayan sokaklara bakılırsa. Mesela Yeni Cami tarafı veya Alaybey'in belli kesimleri neredeyse güneş görmeyecek. Son derece dar sokaklar. Şehrin merkezi ve hava almıyor. Sıcak çok sıcak, soğuk çok soğuk oluyor. İnanın Güzelyurt şehirden daha serin ve kışında daha ılık oluyor. Neden? Hava akışı var. ama binalar düzensiz. Bakınca insan soruyor yahu bu ne biri alçak biri yüksek biri kuzeye bakıyor biri doğuya. İşte uyum yani estetik hepsini tek bir şekle ve yöne sokmak. Paris e veya Londra ya veya benzer şehirlere bakınız. Binaların hizaları aynıdır. Tarihi olmasını karıştırmıyorum zaten biz o dokuyu katletmiş durumdayız. Tek tük kalmış yerler dışında tarih çoğu yerde yıkıma uğramış. Esas o binalarda çok estetik bir duruş vardı. Mesela İzmir de Alsancak ta hala böyle sokaklar var ve korunabiliyor şimdilik. Avrupa ise tamamen korunmuş vaziyette. Gökdelenler ve yüksek binalar şehir dışında ama düzenli bir oturumda.
Bir de estetiğin başka yönleri de var. bu biraz da ben yaptım oldu gibi. Mesela 2. TOKİ de oturduğum bloğun tepesinden karşıdaki okula bir kablo çekilmiş. Hanıma dedim bu ne? Elektrik için çekmişler dedi. İnanın görüntü çirkinliği. Peki kim çekmiş bunu? Bilen yok. 7. kattan karşı okula elektrik kablosu. Tüm kabloların yer altına alındığı ve düzenli bir semtte bir çirkin görüntü. Ya kablo koparsa ne olur? Alttaki park etmiş araçların üstüne düşer. Yoldan geçenin kafasına da düşebilir. Elektriği bırakın kırbaç etkisi yapar. Bu basit bir örnek. Mesela bir örnek de bisiklet yolları. Tamam güzel de durak geldiğinde mavi yol kesiliyor. Yani bisiklet kullanan nereden geçecek? Genelde kaldırımın sağ tarafında olur ve bisiklet yolu ile cadde arasında kaldırım olur. Ama bunu yapmak oldukça zor çünkü yer yok. Ama bu yeni imar yerlerde yapılabilir. Başından düşünmeyi, de gerektiriyor estetik. Güzelliği yaratmak zordur. Korumakta öyle. Ama çirkinlik yaratmak kolay. Çekersin bir kablo aldırmazsın ne olacak diye.
Manisa çok daha büyüyecek ama düzgün büyümesi gerekiyor. Diğer şehirlerin çoğuna göre oldukça yeşillik bölgesi var. Spil dağı yeter. Sümerbank fabrikasının bulunduğu alan bile. Ama yeniden oluşturulan yerleri ve burada yapılanları estetikten mahrum etmemek gerek. Nasıl ekonomiye artık psikoloji ve ahlak bölünü yerleştirmek gerekiyor ise, şehirciliğe de estetik kısmını yerleştirmek gerek. İsterseniz 40 katlı binalar yapın ama bir görüntü güzelliği ve estetiği olsun. Göze ve gönle hitap etsin.