Sabah 9 a doğru tekrar babaanneyi hastaneye getirdik. 5-6 gün önce. Doktoru görmek istedi. Kan değerleri düşükmüş. Hemen tekerlekli sandalye almak için acile başvurduk. Acilden giriş yapacağız çünkü. Sandalye bitmiş. Sordum nereden alırız diye. Poliklinikte var dendi. Orda da bitmiş. Peki ne yapacağız dedik. Oturt hastayı banka beklesin boşalınca alırsın dendi. Bekle babam bekle. Neyse bulduk ve servise çıkardık. Asansörler tam çalışmıyor. Asansörler çalışmadığı için ortopedi bölümü alt kata ve hastalarda üst kata veya başka tarafa taşınıyor. Al takke ver külah gibi. Sedye sayısı yetersizmiş. İşler yavaş yürüyor. Doktorlarını aradık. Adamların hastalar tavana vurmuş. Poliklinikten gelemiyorlar. Yemeğe bile zor vakit buluyorlar. Karşılıklı bilimsel istişare yok gibi. Üstüne üstlük başhekimde görevinden ayrılmış. Başsız bir hastane kaptansız gemi misali. Bu kadar lafa denilebilir ki yeni hastane inşaatı başladı. Nerede . Merkez Efendi Hastanesi'nin orada. Sabırlı olun denebilir ama pek sabır yok gibi çünkü tıkanma noktasına gelmiş her şey.
Bakın neler diyorlar. Bunlar hastane çalışanlarından nameler: Bir kere eğer kalp krizi geçirirseniz yoğun bakım ile acil arasında seyahat uzun sürebilir. Mesela hastabakıcı hastaya çarşaf yetiştiremiyor. Yastık sayısı yetersiz. Hemşireler hasta mı bakacak, yatak mı yapacak? Hastaların hepsi çalışanlar için özel ama bunu hissettirmek için yeterli kadro yok. Tüm hastane personeli aşırı özverili çalışıyor ama yetersizlikler belini büküyor. Kadroda küskünlükler başlarsa toparlanmak daha güç olur. İyi bir koordinasyona ve yönetime ihtiyaç var. Burası milletin hastanesi ama millette hep almayı biliyor. Veren yok. Durumu iyi insanlar hiç mi bu hastaneyi göremiyorlar. Biz söylemekten sıkıldık ama insanlar dinlemekten sıkılmadı. Eksikliklerin bir an önce alınıp giderilmesi gerekir. Hastaları taşımakta zorlanıyoruz.
Bunları hep gittiğimizde paylaştılar. Doktorundan hemşiresine, hastabakıcısından hademesine. İyi bir yönetim ve yeterli malzeme gerektiğini hep vurguladılar. Dar bir alana sıkışmış bir hastane ve özveri ile çalışan bir müzik dostları topluluğu gibi yani bir filarmoni orkestrası gibi. Terk edilmekten sıkılmış gibiler. Gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyorlar. Bu kişiler sağlık personeli. İşleri ciddi ve burasıda dingonun ahırı değil.
Şehrin hızla büyümesi elbette sorunları beraberinde getirir. Bizler yazılarımızla kısmen eleştirsek bile kısmen de fikir veririz. Bunu akıl potasında değerlendirecek olan elbette o kurumun başındaki sorumlu kişilerdir. Gerekli müdahaleyi yaparlar ve bizim gibi insanların fikirlerini ya kullanırlar veya kullanmazlar. Sonuçta analiz ile bir senteze ulaşırlar. Doğruyu yapmak için gayret sarf etseler de yine de milletin yardımına ve aklına ihtiyaçları vardır. Anket yaparlar fikir sorarlar. Veya yardım talebinde bulunurlar. Büyümenin çözümlerini hep birlikte paylaşırlar. İlk önce çalışanlar ile. Onlar bir görevin en alt kademesindeki sorunu bilir. Ama kulaklarını tıkayıp zaten ben yöneticiyim bu konuma geldim ve benden daha iyi kimse bilemez tribine kapılırlarsa kendileri dahil tüm sistemi zora sokar çökertirler. En alttakine fikrini sorun çünkü o mikro sorunları sizden daha iyi yaşayarak bilir. Bir geminin kaptanı makinadaki sorunu çarkçıbaşından öğrenir. Köprüde oturarak onu bilemez. Paylaşmak her zaman doğruları buldurtur. Lütfen şu hastane ile ilgilenin değerli yöneticiler.
Aşırı saygılarımla...