Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

MUHTEŞEM CUMHURİYET: KORUMAK GEREK...

1789 da Amerika'da Bağımsızlık Bildirgesi verildikten sonra Benjamin Franklin e sormuşlar: Ne yaptınız. O da şöyle demiş: Bir cumhuriyet ama eğer koruyabilirseniz. Atatürk Mc Arthur ile konuşurken şunu söylemişti: Toplum olarak benzer yönlerimiz çok. Sizlerde bağımsızlık savaşı yapıp bağımsızlığınıza kavuştunuz. Bizlerde aynı savaşı yaptık. Bağımsızlığımıza kavuştuk. Cumhuriyet insanların özgürce hareket ettikleri bir yönetim şekli. Ancak koruyabilirsek. Mustafa Kemal Atatürk şunu söylüyordu: Ben meclissiz yapamam beyler. Öfkesine de isyanına da katlanmak gerekli. Evet bir meclis kurdular ve 29 ekim 1923 te tüm dünya ya tescil ettirdiler. Daha doğrusu kabul ettirdiler. Bizlerde tüm dünyanın tanıdığı bu cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevliyiz. Kolay kazanılmadı. Bütün dünyanın doğu politikası değişti. Fikirler alt üst oldu. İşte bir Türk dünya ya bedeldir lafı tescil edilmiş oldu. Mustafa Kemal Erzurum dan Ankara ya gidecek ve meclisin açılışını yapacaktır. Fakat yolda çeteler vardır. Uyarırlar ve gitmeyelim derler. Olmaz der. Ankara da bizi bekliyorlar ve geleceğimize dair söz verdik. Yola çıkarlar ve yaklaşık 10 günlük seyahat esnasında bir tane bile çeteye rastlamazlar. Sonraları Mustafa Kemal Atatürk hep demiştir: Sanki bir şey önümüzü açtı ve başarıncaya kadar bir zorlukla karşılaşmadık. Ankara'ya varınca yoğun bir kalabalık onları karşılar. Tepelere dizilmiş cepkenli garip giysili silahlı bir gruba bakar ve sorar: Kim bunlar? Cevap gelir: Bunlar dağ eşkiyası ve sizi karşılamaya gelmişler. Sizin yanınızdalar. Seymenler. Hep Atatürk'ü korudular. Topyekün olarak savaşıldı. Savaştan sonra bir gün bir sofrada Atatürk Ruşen Eşref beye sorar: Ben size ne demiştim. Ruşen Eşref bey cevap verir: Savaştan sonra Cumhuriyet kurulacak, Türk alfabesi Latin harfleri ile olacak, kadınlara seçme seçilme hakkı verilecek. Demek ki Atatürk her şeyi inanarak yapmıştı. Mudanya Mütarekesinden sonra öğretmenlere yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir: Öğretmen hanımlar ve beyler. Komutanlarımızın ve kahraman ordumuzun kazandığı savaş yalnızca kurtuluş savaşımızdır. Esas savaşı siz öğretmenler cehaleti yenerek vereceksiniz. Mustafa Kemal Atatürk iki şeye inandı bence. Bir Allah a ve birde kendi halkına. Türk halkına inancı sonsuzdu. Güveni tamdı. Ne dedi: Türk öğün çalış güven. Bir Cumhuriyet kurdu ve onu da gençliğe emanet etti. Gençliğin bu cumhuriyeti daha yukarı bir medeniyet seviyesine çıkaracağına tüm kalbi ile inandı. Batının yalnızca medeniyetinden etkilendi. Ama her zaman yüzümüzü doğuya dönmemizi istedi bizlerden. Çünkü asıl medeniyet doğudan gelmişti. Tarih öncesinden. Bunları bilmemiz gerekiyor ve ona göre davranmamız gerekiyor. Onun bize bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti ne hak ettiği şekilde davranmamız gerekiyor. İnanmamız gerekiyor. Koruyup kollamamız gerekiyor. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin 92. yılını kutluyoruz. Cumhuriyete yeteri kadar sahip çıkabiliyor muyuz? Gerçekten insanca ve özgürce yaşamak demek olan Cumhuriyetimizi kalpten seviyor muyuz? Hep bu soruları kendinize sorunuz. Asırlık bir Cumhuriyete sahibiz. 8 yıl sonra bir asır olacak. Ülkemizin bu kadar yılda geldiği nokta elbette kayda değerdir. Her gelen yönetimler elbette çok şeyler yaptılar. Asıl olan halkımızdır. Ve çocuklarımız. Onları geleceğe daha iyi yetiştirmeyi ve Cumhuriyete inanmalarını sağlamalıyız. Bu da tarihi, geçmişimizi ve geldiğimiz noktayı onlara iyi anlatmakla geçer. Nereden nereye geldiğimizi, nasıl başardığımızı anlatmalıyız. Bu konuda Atatürk ün halka ifadesi olan Nutuk u okutmalıyız. Ne zorluklarla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ve nasıl yükseldiğini öğretmeliyiz. Yükselen yeni nesille her şey daha güzel olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyup kollamamız şartıyla. Kutlu olsun. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 29 Ekim 2015 - Perşembe
Mehmet ÇELİKEL

MUHTEŞEM CUMHURİYET: KORUMAK GEREK...

1789 da Amerika'da Bağımsızlık Bildirgesi verildikten sonra Benjamin Franklin e sormuşlar: Ne yaptınız. O da şöyle demiş: Bir cumhuriyet ama eğer koruyabilirseniz. Atatürk Mc Arthur ile konuşurken şunu söylemişti: Toplum olarak benzer yönlerimiz çok. Sizlerde bağımsızlık savaşı yapıp bağımsızlığınıza kavuştunuz. Bizlerde aynı savaşı yaptık. Bağımsızlığımıza kavuştuk. Cumhuriyet insanların özgürce hareket ettikleri bir yönetim şekli. Ancak koruyabilirsek.

Mustafa Kemal Atatürk şunu söylüyordu: Ben meclissiz yapamam beyler. Öfkesine de isyanına da katlanmak gerekli. Evet bir meclis kurdular ve 29 ekim 1923 te tüm dünya ya tescil ettirdiler. Daha doğrusu kabul ettirdiler. Bizlerde tüm dünyanın tanıdığı bu cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevliyiz. Kolay kazanılmadı. Bütün dünyanın doğu politikası değişti. Fikirler alt üst oldu. İşte bir Türk dünya ya bedeldir lafı tescil edilmiş oldu.

Mustafa Kemal Erzurum dan Ankara ya gidecek ve meclisin açılışını yapacaktır. Fakat yolda çeteler vardır. Uyarırlar ve gitmeyelim derler. Olmaz der. Ankara da bizi bekliyorlar ve geleceğimize dair söz verdik. Yola çıkarlar ve yaklaşık 10 günlük seyahat esnasında bir tane bile çeteye rastlamazlar. Sonraları Mustafa Kemal Atatürk hep demiştir: Sanki bir şey önümüzü açtı ve başarıncaya kadar bir zorlukla karşılaşmadık. Ankara'ya varınca yoğun bir kalabalık onları karşılar. Tepelere dizilmiş cepkenli garip giysili silahlı bir gruba bakar ve sorar: Kim bunlar? Cevap gelir: Bunlar dağ eşkiyası ve sizi karşılamaya gelmişler. Sizin yanınızdalar. Seymenler. Hep Atatürk'ü korudular. Topyekün olarak savaşıldı. Savaştan sonra bir gün bir sofrada Atatürk Ruşen Eşref beye sorar: Ben size ne demiştim. Ruşen Eşref bey cevap verir: Savaştan sonra Cumhuriyet kurulacak, Türk alfabesi Latin harfleri ile olacak, kadınlara seçme seçilme hakkı verilecek. Demek ki Atatürk her şeyi inanarak yapmıştı. Mudanya Mütarekesinden sonra öğretmenlere yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir: Öğretmen hanımlar ve beyler. Komutanlarımızın ve kahraman ordumuzun kazandığı savaş yalnızca kurtuluş savaşımızdır. Esas savaşı siz öğretmenler cehaleti yenerek vereceksiniz. Mustafa Kemal Atatürk iki şeye inandı bence. Bir Allah a ve birde kendi halkına. Türk halkına inancı sonsuzdu. Güveni tamdı. Ne dedi: Türk öğün çalış güven. Bir Cumhuriyet kurdu ve onu da gençliğe emanet etti. Gençliğin bu cumhuriyeti daha yukarı bir medeniyet seviyesine çıkaracağına tüm kalbi ile inandı. Batının yalnızca medeniyetinden etkilendi. Ama her zaman yüzümüzü doğuya dönmemizi istedi bizlerden. Çünkü asıl medeniyet doğudan gelmişti. Tarih öncesinden. Bunları bilmemiz gerekiyor ve ona göre davranmamız gerekiyor. Onun bize bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti ne hak ettiği şekilde davranmamız gerekiyor. İnanmamız gerekiyor. Koruyup kollamamız gerekiyor.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin 92. yılını kutluyoruz. Cumhuriyete yeteri kadar sahip çıkabiliyor muyuz? Gerçekten insanca ve özgürce yaşamak demek olan Cumhuriyetimizi kalpten seviyor muyuz? Hep bu soruları kendinize sorunuz. Asırlık bir Cumhuriyete sahibiz. 8 yıl sonra bir asır olacak. Ülkemizin bu kadar yılda geldiği nokta elbette kayda değerdir. Her gelen yönetimler elbette çok şeyler yaptılar. Asıl olan halkımızdır. Ve çocuklarımız. Onları geleceğe daha iyi yetiştirmeyi ve Cumhuriyete inanmalarını sağlamalıyız. Bu da tarihi, geçmişimizi ve geldiğimiz noktayı onlara iyi anlatmakla geçer. Nereden nereye geldiğimizi, nasıl başardığımızı anlatmalıyız. Bu konuda Atatürk ün halka ifadesi olan Nutuk u okutmalıyız. Ne zorluklarla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ve nasıl yükseldiğini öğretmeliyiz. Yükselen yeni nesille her şey daha güzel olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyup kollamamız şartıyla. Kutlu olsun.

Saygılarımla...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.