Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

SU: KUTSAL YAŞAM KAYNAĞI...

Yaşamın kaynağı, hayatın oluşumundan bu yana olmazsa olmazı. Tüm dinlerde en kutsal şey. İnsanoğlu için sağlık kaynağı. Günde en az 1.5 litre tüketeceksiniz. Yani içeceksiniz. Yeterli su içilmedi mi hastalıklar kapınıza dayanır. Çok farklı araştırmalar yapılmış ve sonunda su moleküllerinin insan DNA'sı gibi sarmal bir yapıda olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle yediğiniz tüm gıdaların yakılmasından başlamak üzere beyninizin çalışmasına kadar insan vücuduna gereklidir. Temizlenmeniz içinde gereklidir. Bildiğimiz tüm dinlerden önce bile kullanılan su aslında insanın yalnızca ten kirliliğini değil ruh kirliliğini de temizler. Tüm negatif enerjilerinizi yok ederek pozitif olmanızı sağlar. İslam dininde abdestin yegane amacı budur. Her açıdan temizlik. Hatta su bulamadığınız yerde temiz toprak der. Negatif enerjinizi yok etmeniz için. Akşam eve girince elinizi yüzünüzü kollarınızı ve ayaklarınızı yıkayın. Yani abdest alın. Rahatlıyorsunuz değil mi? Banyo yaptığınız zaman kendinizi nasıl hafif hissediyorsunuz. İşte negatif yani kötü olan enerjiniz gidiyor. Pozitif yükleniyorsunuz. Yaşam için soluduğunuz havadan sonra gelir. Kuran da yaklaşık 60 yerde bahsi geçiyor. Peki bu hayat sıvısını biz nerelerde kullanıyor ve nasıl davranıyoruz. Yani israf ediyor muyuz? Bunu kendimize bir soralım ilk önce. Bir kere şöyle söyleyelim. 2050 yılında dünya su ihtiyacı yüzde 50 artacak. Ayrıca gıda ihtiyacı yüzde 70 civarında artarken tarımdaki su kullanımı da yüzde 20 artış gösterecek. Mesela tarımda bir kilo et üretmek için yaklaşık 150-200 litre su gerekli. Peki tüm dünyadaki su nerelerde: Yüzde 95'i denizlerde. Tatlı su kaynakları yüzde 5 civarı. Buna buzullarda dahil. Hemen kullanıma hazır tatlı su kaynakları toplamda yüzde 1. Ayrıca tatlı suyun yüzde 68 i tarımda, yüzde 10 u enerji sektöründe, yüzde 7 si ise sanayi ve hane halkı tarafından kullanılıyor. Yüzde 3 ü ise buhar oluyor. Ülkemiz 112 milyar metreküp su potansiyeline sahip. Kişi başına kullanılan su miktarı ise 1500 metreküp civarında. Ancak nüfusun her geçen gün artması ile su kaynaklarımız yetersiz kalmakta ve yeni alanların yapılması gerekmektedir. Bu kaynaklarla anlaşılan 25-30 yıl idare edebiliriz ama sonra kuraklık içimize işler gibi. Bu nedenle her alanda su konusunda israfçı davranmamamız gerekiyor. Açık bırakılan veya çok açılan çeşmelerin dışında aslen tarımda da modern sulama teknikleri uygulamamız gerekiyor. Peki su kimindir? Tartışmasız kamunun malıdır. Yani insanlığındır. Çünkü onun için indirilmiştir. Suyu ticari amaç yapmak ve özel ellere bırakmak aslen yanlıştır ve kabul edilemez. Ancak her geçen gün temiz suyun oranının azalması ve su kirliliğinin artması hepimizi içme için paketlenmiş hijyenik su kullanmaya yöneltti. Bunun olması gerekiyordu yani sağlık açısından gerekli oldu. Çocukluğumuzda çeşme suyu içerdik. O zamandan bu zamana çok şey değişti. Şimdi temizlik ve yemek pişirmede şehir suyu kullanıyoruz. Genelde böyle. Bu suyunda kontrolü belediyelerin elinde. Mesela İzmir de İZSU gibi son zamanda Manisa da MASKİ yani su idaresi kuruldu. Yani suyun kontrolü daha profesyonelce yapılması için dev bir adım atıldı. Yalnızca hane halkı değil aslında asıl tarımda ve sanayide  kullanılan suda denetlenmeli çünkü akılcı kullanılmaz ise gelecekte hepimiz tehlikedeyiz demektir. Kısacası israfın önüne geçmemiz gerekir. Bunu da ancak denetleme ve teknolojik gelişim ile yenebiliriz. Bu konuda MASKİ ye güveniyoruz. Şimdi kontörlü su kullanımını devreye sokuyorlar ki akılcı bir uygulama. Ha bire su kullanmak yerine paran kadar kullanmak insanlardaki sarfiyat psikolojisini tetikleyebilir. Ancak bana su saatlerinin fiyatları biraz pahalı geldi. 260 TL civarı dediler. Bunu halktan almak doğru mu? Veya başka türlü bir uygulama yapılabilir mi? Bence su parasını ödemekte bile zorlanan halktan alınan bu para biraz yüksek geldi. Çünkü bu su. Kutsal bir şey. Yoksa yapılan uygulama kesinlikle hane halkı ile sanayide insanları tasarrufa yönlendirir. Lütfen su üzerine oyun oynamayalım. Güney Amerika da Bolivya da su kullanımı özelleştirmişler. Bir konsorsiyum kurmuşlar. Amerikan ve Fransız ortak konsorsiyumu. Abone bedellerini 10 misli arttırınca halkın yüzde 20 si abone olamadığı için derelerden su almaya başlamış. Sonuçta ayaklanmalar başlamış. Bentler yıkılmaya başlamış. Netice konsorsiyum işi terk etmiş. Her şey başa dönmüş. Halkın suyu ile oynanmaz çünkü kutsaldır. Ama onu halka temiz bir şekilde iletmek ve halka bu konuda her konuda hizmet vermek de kutsaldır. Gelecekte su üzerine devletler arasında savaşlar bile olabilir. Bu nedenle bu kutsal maddeyi koruyup kollamak ve üzerinde oyun oynamamak gerekir. Temiz su kullanımı arttırmak en kutsal hedef olsun. Sağlık için. Saygılarımla.  
Ekleme Tarihi: 17 Kasım 2015 - Salı
Mehmet ÇELİKEL

SU: KUTSAL YAŞAM KAYNAĞI...

Yaşamın kaynağı, hayatın oluşumundan bu yana olmazsa olmazı. Tüm dinlerde en kutsal şey. İnsanoğlu için sağlık kaynağı. Günde en az 1.5 litre tüketeceksiniz. Yani içeceksiniz. Yeterli su içilmedi mi hastalıklar kapınıza dayanır. Çok farklı araştırmalar yapılmış ve sonunda su moleküllerinin insan DNA'sı gibi sarmal bir yapıda olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle yediğiniz tüm gıdaların yakılmasından başlamak üzere beyninizin çalışmasına kadar insan vücuduna gereklidir. Temizlenmeniz içinde gereklidir. Bildiğimiz tüm dinlerden önce bile kullanılan su aslında insanın yalnızca ten kirliliğini değil ruh kirliliğini de temizler. Tüm negatif enerjilerinizi yok ederek pozitif olmanızı sağlar. İslam dininde abdestin yegane amacı budur. Her açıdan temizlik. Hatta su bulamadığınız yerde temiz toprak der. Negatif enerjinizi yok etmeniz için. Akşam eve girince elinizi yüzünüzü kollarınızı ve ayaklarınızı yıkayın. Yani abdest alın. Rahatlıyorsunuz değil mi? Banyo yaptığınız zaman kendinizi nasıl hafif hissediyorsunuz. İşte negatif yani kötü olan enerjiniz gidiyor. Pozitif yükleniyorsunuz. Yaşam için soluduğunuz havadan sonra gelir. Kuran da yaklaşık 60 yerde bahsi geçiyor.

Peki bu hayat sıvısını biz nerelerde kullanıyor ve nasıl davranıyoruz. Yani israf ediyor muyuz? Bunu kendimize bir soralım ilk önce. Bir kere şöyle söyleyelim. 2050 yılında dünya su ihtiyacı yüzde 50 artacak. Ayrıca gıda ihtiyacı yüzde 70 civarında artarken tarımdaki su kullanımı da yüzde 20 artış gösterecek. Mesela tarımda bir kilo et üretmek için yaklaşık 150-200 litre su gerekli. Peki tüm dünyadaki su nerelerde: Yüzde 95'i denizlerde. Tatlı su kaynakları yüzde 5 civarı. Buna buzullarda dahil. Hemen kullanıma hazır tatlı su kaynakları toplamda yüzde 1. Ayrıca tatlı suyun yüzde 68 i tarımda, yüzde 10 u enerji sektöründe, yüzde 7 si ise sanayi ve hane halkı tarafından kullanılıyor. Yüzde 3 ü ise buhar oluyor. Ülkemiz 112 milyar metreküp su potansiyeline sahip. Kişi başına kullanılan su miktarı ise 1500 metreküp civarında. Ancak nüfusun her geçen gün artması ile su kaynaklarımız yetersiz kalmakta ve yeni alanların yapılması gerekmektedir. Bu kaynaklarla anlaşılan 25-30 yıl idare edebiliriz ama sonra kuraklık içimize işler gibi. Bu nedenle her alanda su konusunda israfçı davranmamamız gerekiyor. Açık bırakılan veya çok açılan çeşmelerin dışında aslen tarımda da modern sulama teknikleri uygulamamız gerekiyor.

Peki su kimindir? Tartışmasız kamunun malıdır. Yani insanlığındır. Çünkü onun için indirilmiştir. Suyu ticari amaç yapmak ve özel ellere bırakmak aslen yanlıştır ve kabul edilemez. Ancak her geçen gün temiz suyun oranının azalması ve su kirliliğinin artması hepimizi içme için paketlenmiş hijyenik su kullanmaya yöneltti. Bunun olması gerekiyordu yani sağlık açısından gerekli oldu. Çocukluğumuzda çeşme suyu içerdik. O zamandan bu zamana çok şey değişti. Şimdi temizlik ve yemek pişirmede şehir suyu kullanıyoruz. Genelde böyle. Bu suyunda kontrolü belediyelerin elinde. Mesela İzmir de İZSU gibi son zamanda Manisa da MASKİ yani su idaresi kuruldu. Yani suyun kontrolü daha profesyonelce yapılması için dev bir adım atıldı. Yalnızca hane halkı değil aslında asıl tarımda ve sanayide  kullanılan suda denetlenmeli çünkü akılcı kullanılmaz ise gelecekte hepimiz tehlikedeyiz demektir. Kısacası israfın önüne geçmemiz gerekir. Bunu da ancak denetleme ve teknolojik gelişim ile yenebiliriz. Bu konuda MASKİ ye güveniyoruz. Şimdi kontörlü su kullanımını devreye sokuyorlar ki akılcı bir uygulama. Ha bire su kullanmak yerine paran kadar kullanmak insanlardaki sarfiyat psikolojisini tetikleyebilir. Ancak bana su saatlerinin fiyatları biraz pahalı geldi. 260 TL civarı dediler. Bunu halktan almak doğru mu? Veya başka türlü bir uygulama yapılabilir mi? Bence su parasını ödemekte bile zorlanan halktan alınan bu para biraz yüksek geldi. Çünkü bu su. Kutsal bir şey. Yoksa yapılan uygulama kesinlikle hane halkı ile sanayide insanları tasarrufa yönlendirir. Lütfen su üzerine oyun oynamayalım. Güney Amerika da Bolivya da su kullanımı özelleştirmişler. Bir konsorsiyum kurmuşlar. Amerikan ve Fransız ortak konsorsiyumu. Abone bedellerini 10 misli arttırınca halkın yüzde 20 si abone olamadığı için derelerden su almaya başlamış. Sonuçta ayaklanmalar başlamış. Bentler yıkılmaya başlamış. Netice konsorsiyum işi terk etmiş. Her şey başa dönmüş. Halkın suyu ile oynanmaz çünkü kutsaldır. Ama onu halka temiz bir şekilde iletmek ve halka bu konuda her konuda hizmet vermek de kutsaldır. Gelecekte su üzerine devletler arasında savaşlar bile olabilir. Bu nedenle bu kutsal maddeyi koruyup kollamak ve üzerinde oyun oynamamak gerekir. Temiz su kullanımı arttırmak en kutsal hedef olsun. Sağlık için.

Saygılarımla.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.