Kar yağdığı gün İzmir den dönüyorum. Tepe karakola kadar tuzlama yapılmış ama Manisa ya doğru sallanınca baktım ki hiçbir operasyon yok. İzmir tarafı ekip dolu ama Manisa tarafında hiç bir şey yok. Aşağı doğru sallandım ve baktım ki yol cam. Hiçbir ekip yok. Süreyya parka kadar yol cam. Frene bas. Kayıyor. Neyse saat akşam 4 gibi idi. Şehre girdim. Kar tüm hızı ile devam ediyor. 75. yıl mahallesinden alışveriş yaptım. Çarşıya inmeden küçük sanayinin oradan eve dönmeye çalıştım. Çalıştım diyorum tüm araçlar kayarak gidiyordu. Son model araçlar dahi zorlanarak gidiyordu. Eve varıncaya kadar akla karayı seçtim. Benim gibi diğer sürücülerde aynı idi umarım. Sitenin bahçesi kar. Oğlan okuldan geldi ve arkadaşı ile kardan adam yaptılar, kar topu oynadılar. Bir eğlendi bir eğlendi ki değme gitsin. Yollarda gitmek için uğraşan şoförler bir yandan, kardan adam yapıp kar topu oynayanlar bir yandan. Herkesin derdi farklı.
Kar yağışı aslında çok bereketli bir olay. Arkasından birde don olmasa. Mahsule zarar. Ama kar öyle kutsal bir olgu ki kar tanelerinin biri diğerine benzemez. Hepsinin şekli farklıdır. Toprağa inip kaldı mı toprağı ve mahsulü korur. Yaz ürününü destekler. Uyanışı erteler. Ama beraberinde de başka sorunları da getirir. Trafik gibi. Birde bizim gibi iklimlerdeki kişileri başka türlü etkiler. Soğuk algınlığı ve grip gibi.
Baktım kar bitti herkes devrilmeye başladı. Sağımdaki gidip serum yiyor. Solumdaki aynı. Sonunda bizim doktorda o kadar çok hasta baktı ki kendi de hasta oldu. Devrildi ve 4 gün yattı. Hasta olan olana. Virütik bir durum tabi. Grip. Ancak bu biraz da aşırı soğuma ve kar ile geldi. Bizim iklimlerde bünyeler buna alışık değil. Kırılırsa virüsler bayram eder. Ama soğuk iklimlerin insanları buna alışıktır çünkü hep kar ve soğuk vardır. Alın işte bugün 16 derece civarı. Ve pazartesi yine kar gelecek. Kefeli terazi gibi bir yukarı bir aşağı sallan babam sallan. Bünyeler böylece bozuluyor. Ha ne yapmak lazım? Bünyeyi vitaminlemek gerek. Gribin düşmanı D vitamini başta. Mevsimler başlarken tedbirler alınmalı ve korunmalı. Yani zemheri zürafası gibi gezerseniz devrilirsiniz. Hastane ve klinikler doldu bir anda. Ha bundan sonra kar da yağsa sorun olmaz. Neden mi? İnsanlar yani hastalıkları geçirenler aşılandı gibi.
İşte kar trafik ve grip arasındaki ilişkiler. Kar hem iyi hem de kötü. Ama hem trafikte hem de hastalıkta getirdiği etkilerden korunmak bizim elimizde. Bu ancak akılcı olarak bizler çözebiliriz.
Ama önümüzdeki yıllarda da aynı iklim etkilerini göreceğimizden yollarda, bünyelerde tedbirler alınmalı.
Saygılarımla...