Mustafa Kemal Atatürk ilk adımını atmadan önce İstanbul a geçmişti. Hatta karşı tarafa geçerken düşman zırhlılarını görmüş ve :Geldikleri gibi giderler demişti. Öyle de yaptı. İstanbul da geçen bir altı ay vardır. Burada Anadolu İhtilalini hazırlamış ve birçok kişi ile görüşmüştü. Bunlardan bir tanesi oldukça önemli bir kişi idi. Bu kişi Mustafa Kemal Paşa ya çok yardım etmişti. İstanbul'daki yankesicilerin başı olan Mehmet Bey ve ekibi Paşa için harekete geçmişti. Anadolu ya silah lazımdı. İngiliz levazım depolarını soydular. Özbek Tekkesi de bu iş için çalışıyordu. Amaç Paşa Samsun a ordu müfettişi için gidecek ve oradaki Türk çetelerini dağıtacaktı. Bu işin palavra olduğunu herkes biliyordu. Amaç Paşayı sağ salim Samsun'a yani Anadolu ya ulaştırmak. Yoksa ordu müfettişliği hikaye. O Anadolu ya kaçmak için bahane. İşte bu geçen altı aylık sürede kafasında tüm harekatı çoktan kurmuştu. Nereden başlayacağını ve nerede bitireceğini hesaplamıştı. Amaç kimler ona destek olabilirdi? Esas bu doğru insanları bulmak amaçtı. Ortalık hain kaynarken. İşte Mehmet Bey bu doğru adamlardan biri idi. Namı değer Cambaz Mehmet Bey. 16 mayıs günü Galata dokları aşırı kalabalık. Simitçi, ayrancı, zabit. Sanki bayram gibi. Hepsi de Mehmet beyin adamı. Paşayı koruyacaklar ve güvenle Bandırma vapuruna binmesini sağlayacaklar. Bir aksilikte müdahale edecekler. Paşa gemiye biner. Tam Boğaz çıkışında İngiliz zırhlısı önünü keser ve 7 saat arama yaparlar. Paşa için gemide yaklaşık 50 adam sokmuştur vapura Mehmet Bey. Ama hiçbirini bulamazlar. O sırada Paşa geminin güvertesinden Boğazın ilerisindeki düşman zırhlılarına bakar ve şöyle der: Bu batılılar çelikten silahtan başka şey düşünmez. İmanı hiç bilmezler. Evet aynen böyle söyler. O Kutsal İsyana inanmıştı. Yolda giderken de şöyle der: Nasıl oldu da hep önümüz açıldı. Herkesi tutuklayıp Malta'ya sürgün ettikleri halde Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Orbay a dokunmamışlardı. Paşa hep söylermiş bunu. Bir güç hep önümüzü açtı dermiş. 19 mayıs sabahı Samsun a ayak bastı ve Kutsal İsyan başladı.
En son Anadolu'ya İsmet Paşa grubu geçti. Zor oldu ama oldu. Zaten İsmet Paşa ile İstanbul da bu konuyu çok görüşmüşlerdi. Kurtuluş Savaşı sırasında Canbaz Mehmet Bey General Harrington'ın arabasını çalarak Paşaya getirir. Savaş biter, Cumhuriyet hazırlıkları yapılırken Paşa Mehmet beye milletvekilliği teklif eder. Paşam biz yapamayız der ve kabul etmez. Bu sefer ülkeye hizmetleri için bir maaş bağlarlar. Onu da her ay Kızılay'a bağışlar. Topkapılı Canbaz Mehmet bey. Adam yankesici ama kalbi milli mücadele için atmış ve varını yoğunu ortaya koymuş bir insan. İsimsiz bir kahraman. Niceleri vardır böyle. Bu ülke kurtulsun ve insanımız hürriyetine kavuşsun diye koşuşturan ve gerekirse hayatını veren. Çok anlatılacak şeyler çıkar. Ben bildiğim birini anlattım. Bilgiler gerçektir.
İşte bu bayramın değeri bir başlangıç olduğu için büyük. Ve bu anı bayramlaştırıp gençliğe armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Çocuklara yaptığı gibi. Yükselen yeni nesil için yaptı her şeyi. Canını bile vermeye hazırdı. Yeter ki memleket kurtulsun ve Cumhuriyet kurulsun. Tek başına savaşmaya bile razı idi. Tüm batıyı dize getirdi. Doğu politikalarını yıktı. Önüne set çekti. İşte bunun başlangıcı 19 Mayıs'tır. Bu Kutsal İsyan Dağ başını duman almış şarkısı ile başlar. Herkese kutlu olsun. Asla unutmayalım.
Saygılarımla...