Neoklasik ekonominin dünyaya verdiği hasar oldukça büyüyor. Özellikle iflas eden altın standardı rejiminden sonra dünya neoklasik ekonomiye yönelmiş ve para basarak dünyada belli kapitaller yaratmıştır. Bunu yapan tabii ki Amerika Birleşik Devletleridir. Zaten Amerikan Merkez Bankası FED de belli başlı ailelerin malıdır. Dolarda hakim ekonomisi parası ise bas parayı yolla. Her tarafı satın al. Hakim ekonomi parasının nasılsa istedikleri gibi arttırıp azaltabilirler. Artık savaşlar para ile yapılıyor. Ülkeler çökertiliyor. Belli başlı sermaye grupları oluşuyor. Hakim güç onların elinde duruyor. Geri kalan toplumlar ise tüketime ve borçlanmaya itiliyor. Dolayısıyla iktisadın ana kuralı olan kıt kaynaklar ile sonsuz insan ihtiyacı burada devreye giriyor ve kıtlığı tetiklemeye başlıyor. Çünkü tüketim çok fazla. Sorun buradan çıkıyor. Ama kıtlık ortamında dahi verimliliği arttırarak sonuca ulaşmak mümkün.
Kapitalizmin gelen karlarının bir kısmı resmen tüketim kültürünün inşası için ayrılımdır. Psikologlar ve sosyal bilimciler bunun çevresel yıkıma neden olduğunu söylüyorlar. Aynı zamanda insanların refahını sarstığı gerçeği de var. yani insanları zengin ve mutlu yapmıyor daha fenalığa sebep oluyor. Kapitalist elitlerin arz fazlasını kontrol ettiğini biliyoruz. Bunun da maliyetini halka yüklüyorlar ve dünyadaki ekosistemi mahvediyorlar. Bundan 50 sene önce durum ile şimdisi bir mi? Sorun kendinize. Elbette değil. Eskileri arar olduk. O zaman ekosistem daha güzel işliyordu. Kıtlıkta daha güzel idare oluyordu. İnsanlar hem zengin hem de mutlu idi. Buradan şunu çıkarabiliriz: Demek ki yeni bir ekonomik sisteme geçmek gerekiyor. Gerekirse devlet desteğinin artması gerek. Adam Smith in dediği ekonominin görünmez eli kırıldı bence. El falan kalmadı. Bu nedenle farklı bir ekonomik sisteme doğru gidiş var ve bu sanırım Avrupa ülkelerinde başladı. İtalya'nın ve Avusturya'nın durumu belli. Arayış içindeler. Ekonomileri artık cevap vermiyor.
İtalyanların bir ekonomi bilimcisi vardır. Vilfredo Pareto. Ayrıca bir teorisi vardır ve bu Pareto Optimumu olarak bilinir. Pareto ya göre kaynakların dağılımı bir bireyin koşullarındaki iyileşmenin, başka bir bireyin durumunu kötüleştirmeden sağlanabiliyorsa o ekonomi verimlidir. Bir bireyin tatminini, başka bir bireyin tatmini azaltmadan arttırmak. Pareto iyileştirmesi. Zaten şöyle de denilebilir. Nihai mallardaki kötü dağılımı ekonomide verimsizliğin ana sebeplerinden biridir. Pareto Optimumu kuralına göre: Optimumun sağlanması için piyasanın rekabete dayalı olması, çok sayıda alıcı ve çok sayıda satıcı olması, bunlarında hiçbir fiyat seviyesini kontrol edebilecek büyüklükte olmaması gerektirir. Tabi bunu bozan monopolik veya oligopolik firmaların yükselişi, ölçeğe uygun artan getirinin oluşamamasıdır. Ölçeğe göre artan getiri zaten büyük şirketleri ortaya çıkarmış ve bunlarda küçük şirketleri devre dışı bırakmışlar, piyasayı kendi aralarında paylaşmışlardır. Ama bazıları bazı koşulları düşünememiştir. Aşırı büyüme ve kontrolden çıkış bu tip bazı firmaların batmasına, hem çalışanı hem de bağlı küçük firmaların mahvına sebep olmuştur. Bu tip durumlar hep gözümüzün önünden akar durur. Aslında Pareto Optimumu ekonomik olarak dışsal etkilerin olmamasını ve hükümetlerin onların etkilerini yok edici vergi, teşvik gibi tedbirler alması gerektiğini söyler.
Aslında yeni bir ekonomik sistemi anlamak için Cumhuriyetin kurulduğu yıllara bakmak ve incelemek yeter. Verimsiz ve kıtlık olan bir ekonomiyi nasıl canlandırdınız ve nelerle bunu sağladınız diye incelemek sanırım tüm dünyaya faydalı olacaktır. O yıllarda yapılan işlerin bu zamana da uyarlanması sanırım sorun olmaz. Gerçekten de harika işler başarmış olan o günkü ekonomik uygulamaları incelemek doğru olurdu bence.
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1004+ kez okundu.
KITLIKTAN VERİMLİLİĞE DOĞRU: YENİ EKONOMİ...
Neoklasik ekonominin dünyaya verdiği hasar oldukça büyüyor. Özellikle iflas eden altın standardı rejiminden sonra dünya neoklasik ekonomiye yönelmiş ve para basarak dünyada belli kapitaller yaratmıştır. Bunu yapan tabii ki Amerika Birleşik Devletleridir. Zaten Amerikan Merkez Bankası FED de belli başlı ailelerin malıdır. Dolarda hakim ekonomisi parası ise bas parayı yolla. Her tarafı satın al. Hakim ekonomi parasının nasılsa istedikleri gibi arttırıp azaltabilirler. Artık savaşlar para ile yapılıyor. Ülkeler çökertiliyor. Belli başlı sermaye grupları oluşuyor. Hakim güç onların elinde duruyor. Geri kalan toplumlar ise tüketime ve borçlanmaya itiliyor. Dolayısıyla iktisadın ana kuralı olan kıt kaynaklar ile sonsuz insan ihtiyacı burada devreye giriyor ve kıtlığı tetiklemeye başlıyor. Çünkü tüketim çok fazla. Sorun buradan çıkıyor. Ama kıtlık ortamında dahi verimliliği arttırarak sonuca ulaşmak mümkün.
Kapitalizmin gelen karlarının bir kısmı resmen tüketim kültürünün inşası için ayrılımdır. Psikologlar ve sosyal bilimciler bunun çevresel yıkıma neden olduğunu söylüyorlar. Aynı zamanda insanların refahını sarstığı gerçeği de var. yani insanları zengin ve mutlu yapmıyor daha fenalığa sebep oluyor. Kapitalist elitlerin arz fazlasını kontrol ettiğini biliyoruz. Bunun da maliyetini halka yüklüyorlar ve dünyadaki ekosistemi mahvediyorlar. Bundan 50 sene önce durum ile şimdisi bir mi? Sorun kendinize. Elbette değil. Eskileri arar olduk. O zaman ekosistem daha güzel işliyordu. Kıtlıkta daha güzel idare oluyordu. İnsanlar hem zengin hem de mutlu idi. Buradan şunu çıkarabiliriz: Demek ki yeni bir ekonomik sisteme geçmek gerekiyor. Gerekirse devlet desteğinin artması gerek. Adam Smith in dediği ekonominin görünmez eli kırıldı bence. El falan kalmadı. Bu nedenle farklı bir ekonomik sisteme doğru gidiş var ve bu sanırım Avrupa ülkelerinde başladı. İtalya'nın ve Avusturya'nın durumu belli. Arayış içindeler. Ekonomileri artık cevap vermiyor.
İtalyanların bir ekonomi bilimcisi vardır. Vilfredo Pareto. Ayrıca bir teorisi vardır ve bu Pareto Optimumu olarak bilinir. Pareto ya göre kaynakların dağılımı bir bireyin koşullarındaki iyileşmenin, başka bir bireyin durumunu kötüleştirmeden sağlanabiliyorsa o ekonomi verimlidir. Bir bireyin tatminini, başka bir bireyin tatmini azaltmadan arttırmak. Pareto iyileştirmesi. Zaten şöyle de denilebilir. Nihai mallardaki kötü dağılımı ekonomide verimsizliğin ana sebeplerinden biridir. Pareto Optimumu kuralına göre: Optimumun sağlanması için piyasanın rekabete dayalı olması, çok sayıda alıcı ve çok sayıda satıcı olması, bunlarında hiçbir fiyat seviyesini kontrol edebilecek büyüklükte olmaması gerektirir. Tabi bunu bozan monopolik veya oligopolik firmaların yükselişi, ölçeğe uygun artan getirinin oluşamamasıdır. Ölçeğe göre artan getiri zaten büyük şirketleri ortaya çıkarmış ve bunlarda küçük şirketleri devre dışı bırakmışlar, piyasayı kendi aralarında paylaşmışlardır. Ama bazıları bazı koşulları düşünememiştir. Aşırı büyüme ve kontrolden çıkış bu tip bazı firmaların batmasına, hem çalışanı hem de bağlı küçük firmaların mahvına sebep olmuştur. Bu tip durumlar hep gözümüzün önünden akar durur. Aslında Pareto Optimumu ekonomik olarak dışsal etkilerin olmamasını ve hükümetlerin onların etkilerini yok edici vergi, teşvik gibi tedbirler alması gerektiğini söyler.
Aslında yeni bir ekonomik sistemi anlamak için Cumhuriyetin kurulduğu yıllara bakmak ve incelemek yeter. Verimsiz ve kıtlık olan bir ekonomiyi nasıl canlandırdınız ve nelerle bunu sağladınız diye incelemek sanırım tüm dünyaya faydalı olacaktır. O yıllarda yapılan işlerin bu zamana da uyarlanması sanırım sorun olmaz. Gerçekten de harika işler başarmış olan o günkü ekonomik uygulamaları incelemek doğru olurdu bence.
Ekleme
Tarihi: 11 Aralık 2016 - Pazar
KITLIKTAN VERİMLİLİĞE DOĞRU: YENİ EKONOMİ...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.