Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

HAVA SOĞUK, EKONOMİ SOĞUK, İNSANLAR SOĞUK…

Ekonomide sorunlar var ve işlere yansıyor. İnsanların soğukluğu hava kadar ekonomi ve işlere de bağlı. Sıkıntılar büyük. Geçen gün şöyle bir dolaştım şehir merkezinde. Dükkan boşaltan boşaltana. İş yapmak insanları ellerindeki hazır paranın bitmesine yol açıyorsa herkes kabuğuna çekilir. Bekler. Nereye kadar? İşte asıl soru burada. Nasıl kişilerin işlerine geri dönmesi sağlanır ve ne gibi tedbirlere ihtiyaç var? Sizce ne yapmalı? Bence fevkalade tedbirler almak gerekiyor. Bir kere devalüasyon gerçeğini kabul edelim. Fiyatlar genel seviyesi de çok yukarıda. Çünkü ithalat yapan bir ülkeyiz. İhracatta yapıyoruz ama hammadde girdilerimiz çok fazla. Unutmayın ki ekonomide bir ülkenin parasının değersiz olması o ülkenin ihracatta önünün açıldığı anlamına gelmez. Çünkü girdilerini pahalı alıyor demektir. Bununda acısını maaş ve ücretlerden çıkarmak isterseniz arada bir uçurum yaratırsınız. Halkın çoğu bir lokma ekmeğe muhtaç olur. Bu nedenle ilk önce maaş ve ücretlere dokunmalısınız. Gerekirse karlardan fedakarlık edilir ve yatırımlar biraz ertelenebilir. Tabi bunlar genel tedbirler. Birde bu konunun mikro tedbirleri var ki kişilerin tasarrufu. Ülke olarak tasarruf eden bir millet miyiz sorgulayalım. Bence savurgan bir ülkeyiz. Geçen bir haberde en çok ekmek atan ülkelerden biriyiz diye bir yazı geçti. Bu gerçek. Ekmekten başlayabiliriz. Ne zaman çöp tenekeleri boş olur o zaman tamam. Ayrıca devletinde bazı tedbirlere ağırlık vermesi gerekiyor. Bir zaman yazmıştım. Vergi borcun varsa malına ve parana haciz. Kımıldayamazsın. Geçen bir arkadaşımın başına geldi. 2016 yılına ait geçici vergi yüzünden tüm hesaplarına e-haciz konulmuş. Az kalsın çeklerini ödeyemiyordu. Sonra kırmızı çizgi. Finansman kapısı kapandı ve bat o zaman. Emrinde çalışanlar işsiz. Maaşlar ödenemiyor. Gördünüz mü bir etki ne tepkiler doğuruyor. Peki devlet bunu yaparsa iş sahipleri neler yapar. Mal da kaçırır, başkasının üstünden de yürür. Peki buna teşvik eden kim? Devlet yani maliye. Peki şöyle düşünsek de bu e-hacizler yerine mükellefe kolaylaştırıcı ve önünü açıcı bazı tedbirler önersek. Şu şekilde öde, şunu yap, sana vergide kolaylık gibi. Olmaz mı sizce. Bu iş yapanlar düşman değil ki. Bizim insanlarımız. Geçen gün bir haber vardı. Taksitlendirmeler Mayıs ayına kadar uzadı. Sonra tekrar bir haber Hazirana kadar uzadı. Ödeyemiyorlar. Evine ekmek götürmek yerine o taksiti ödeyemez. Bir zamanlar taksitlendirme için Avrupa Birliği bir öneri sunmuştu. 10 yıla yayın ve faiz almayın. 10 yıl içinde şu veya bu şekilde ödenir demişlerdi. Kulak asılmadı ama paralarda alınamadı. Çünkü krizler gelmiş geçmiş ve iş sahiplerinin düzeni bozulmuş. Neden aynaya ters taraftan bakmıyoruz. Efendim diyorlar ki ödeyen suçlu mu? Valla böyle giderse ödeyen bulunamayacak. Bu tedbirleri alacak olanda devlet yani maliye. İnsanların üzerinde korku sopası olmak yerine şefkat dağıtan ama hakkını da sonra isteyen bir kurum olmalı. Vergisiz kazanç asla kutsal olamaz ama almak için yani tarih ve tahsili için bazı kolaylıklar gerekiyor bu anlarda. Çünkü ciddi sıkıntıları var iş sahiplerinin ve bu çalışanlarının maaşlarına da yansıyor, psikolojilerine de. Ciddi bir darbe yedik yabancı paradan. Bunu yapan kim bilinmez ama ülkenin ekonomik verilerini zorladı ve birçok işletmeyi zor duduma soktu. Mevzu bahis olan işletmeler KOBİ statüsünde olanlar veya daha küçükleri. 27.000 işletmenin 216 milyar dolar dış borcu varmış. Haberlerde söyleniyor. Bunların yüzde 23'ü büyük holding ve işletmeler. Bunlarda sorun yok dendi. Peki diğerleri ne olacak. Onlar hakkında hiç yorum yok. Türkiye Cumhuriyeti'ni sırtında taşıyan bu ufak boyutlu işletmeler. Ya onlar için çözüm ne. Bir kiracımız diyor: Ben ne ev kiramı nede araba taksitimi ödeyemiyorum. İşim çalışıyor ve müşterilerimin 350 bin TL lik karşılıksız çeklerini ödüyorum ve bu parayı nasıl alacağımı bilmiyorum. Bize 6 ay kira borcu var ama dokunmuyoruz çünkü böyle zamanlarda destek ana kural olmalı. Bu kuralı iki savaş iki kriz geçiren eskiler çok iyi bilirdi. Ben hep dinledim. Birbirlerine kefil olan dürüst insanları hep dinledim. Lütfen devlette insanlarının sesini biraz dinlesin. İyi durumda değiller çünkü. Yasak savmakla bir yere ulaşamayız. Gerçekleri çarpıtamayız.   Saygılarımla…  
Ekleme Tarihi: 29 Ocak 2017 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

HAVA SOĞUK, EKONOMİ SOĞUK, İNSANLAR SOĞUK…

Ekonomide sorunlar var ve işlere yansıyor. İnsanların soğukluğu hava kadar ekonomi ve işlere de bağlı. Sıkıntılar büyük. Geçen gün şöyle bir dolaştım şehir merkezinde. Dükkan boşaltan boşaltana. İş yapmak insanları ellerindeki hazır paranın bitmesine yol açıyorsa herkes kabuğuna çekilir. Bekler. Nereye kadar? İşte asıl soru burada. Nasıl kişilerin işlerine geri dönmesi sağlanır ve ne gibi tedbirlere ihtiyaç var? Sizce ne yapmalı?
Bence fevkalade tedbirler almak gerekiyor. Bir kere devalüasyon gerçeğini kabul edelim. Fiyatlar genel seviyesi de çok yukarıda. Çünkü ithalat yapan bir ülkeyiz. İhracatta yapıyoruz ama hammadde girdilerimiz çok fazla. Unutmayın ki ekonomide bir ülkenin parasının değersiz olması o ülkenin ihracatta önünün açıldığı anlamına gelmez. Çünkü girdilerini pahalı alıyor demektir. Bununda acısını maaş ve ücretlerden çıkarmak isterseniz arada bir uçurum yaratırsınız. Halkın çoğu bir lokma ekmeğe muhtaç olur. Bu nedenle ilk önce maaş ve ücretlere dokunmalısınız. Gerekirse karlardan fedakarlık edilir ve yatırımlar biraz ertelenebilir. Tabi bunlar genel tedbirler. Birde bu konunun mikro tedbirleri var ki kişilerin tasarrufu. Ülke olarak tasarruf eden bir millet miyiz sorgulayalım. Bence savurgan bir ülkeyiz. Geçen bir haberde en çok ekmek atan ülkelerden biriyiz diye bir yazı geçti. Bu gerçek. Ekmekten başlayabiliriz. Ne zaman çöp tenekeleri boş olur o zaman tamam.
Ayrıca devletinde bazı tedbirlere ağırlık vermesi gerekiyor. Bir zaman yazmıştım. Vergi borcun varsa malına ve parana haciz. Kımıldayamazsın. Geçen bir arkadaşımın başına geldi. 2016 yılına ait geçici vergi yüzünden tüm hesaplarına e-haciz konulmuş. Az kalsın çeklerini ödeyemiyordu. Sonra kırmızı çizgi. Finansman kapısı kapandı ve bat o zaman. Emrinde çalışanlar işsiz. Maaşlar ödenemiyor. Gördünüz mü bir etki ne tepkiler doğuruyor. Peki devlet bunu yaparsa iş sahipleri neler yapar. Mal da kaçırır, başkasının üstünden de yürür. Peki buna teşvik eden kim? Devlet yani maliye. Peki şöyle düşünsek de bu e-hacizler yerine mükellefe kolaylaştırıcı ve önünü açıcı bazı tedbirler önersek. Şu şekilde öde, şunu yap, sana vergide kolaylık gibi. Olmaz mı sizce. Bu iş yapanlar düşman değil ki. Bizim insanlarımız.
Geçen gün bir haber vardı. Taksitlendirmeler Mayıs ayına kadar uzadı. Sonra tekrar bir haber Hazirana kadar uzadı. Ödeyemiyorlar. Evine ekmek götürmek yerine o taksiti ödeyemez. Bir zamanlar taksitlendirme için Avrupa Birliği bir öneri sunmuştu. 10 yıla yayın ve faiz almayın. 10 yıl içinde şu veya bu şekilde ödenir demişlerdi. Kulak asılmadı ama paralarda alınamadı. Çünkü krizler gelmiş geçmiş ve iş sahiplerinin düzeni bozulmuş. Neden aynaya ters taraftan bakmıyoruz. Efendim diyorlar ki ödeyen suçlu mu? Valla böyle giderse ödeyen bulunamayacak. Bu tedbirleri alacak olanda devlet yani maliye. İnsanların üzerinde korku sopası olmak yerine şefkat dağıtan ama hakkını da sonra isteyen bir kurum olmalı. Vergisiz kazanç asla kutsal olamaz ama almak için yani tarih ve tahsili için bazı kolaylıklar gerekiyor bu anlarda. Çünkü ciddi sıkıntıları var iş sahiplerinin ve bu çalışanlarının maaşlarına da yansıyor, psikolojilerine de.
Ciddi bir darbe yedik yabancı paradan. Bunu yapan kim bilinmez ama ülkenin ekonomik verilerini zorladı ve birçok işletmeyi zor duduma soktu. Mevzu bahis olan işletmeler KOBİ statüsünde olanlar veya daha küçükleri. 27.000 işletmenin 216 milyar dolar dış borcu varmış. Haberlerde söyleniyor. Bunların yüzde 23'ü büyük holding ve işletmeler. Bunlarda sorun yok dendi. Peki diğerleri ne olacak. Onlar hakkında hiç yorum yok. Türkiye Cumhuriyeti'ni sırtında taşıyan bu ufak boyutlu işletmeler. Ya onlar için çözüm ne. Bir kiracımız diyor: Ben ne ev kiramı nede araba taksitimi ödeyemiyorum. İşim çalışıyor ve müşterilerimin 350 bin TL lik karşılıksız çeklerini ödüyorum ve bu parayı nasıl alacağımı bilmiyorum. Bize 6 ay kira borcu var ama dokunmuyoruz çünkü böyle zamanlarda destek ana kural olmalı. Bu kuralı iki savaş iki kriz geçiren eskiler çok iyi bilirdi. Ben hep dinledim. Birbirlerine kefil olan dürüst insanları hep dinledim. Lütfen devlette insanlarının sesini biraz dinlesin. İyi durumda değiller çünkü. Yasak savmakla bir yere ulaşamayız. Gerçekleri çarpıtamayız.
  Saygılarımla…
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.