İMAR BEKLEYEN ŞEHİR: MANİSA....

Eskilerin lafı olsun. Hacı bekler gibi imar bekleniyor. Haziran ayı sonuna doğru her iş bitecek diye bir dedikodudur yayılıyor. Tartışmalarda sürüyor. Halk ne olacağını bilmiyor ve her kafadan bir ses çıkıyor. Bakalım neler olacak. Eğer ortaya saçma bir şeyler çıkarsa ve halk tatmin edilemez ise yine itirazlar, çekişmeler ve yıllar söz konusu olacaktır.
 
Yaklaşık 7 yıldır imar sorunu sürüyor. Tartışmalar bitmedi. Herkes rant peşinde. Halk olsun, belediyeler olsun bence ciddi hesaplar yapamıyorlar. Şehrin belli bölgelerinde kentsel dönüşüm diyorlar ama oradaki halkı nereye taşıyacaklarını bilmiyorlar. Veya bilseler bile bunu kabul ettiremiyorlar. Çünkü mevzu bahis olan kentsel dönüşüm mahalle bazında düşünülüyor. Yeni yollar ve sosyal alanlar yaratıp yüksek katlı binaların yapılması aşamasında mal sahibi kişilere de haklarını vermek gerek. Ama bu biraz olmayacak gibi durduğu içinde mal sahipleri itiraz, belediyelerde inat ediyor. İşler böylece başka bahara kalma yoluna gidiyor.
 
Peki nasıl bir çözüm gerekiyor. Bir kere mahalle bazında kentsel dönüşümü kim ve nasıl yapacak. Yani beş kat yıkılacak, yerine 10-12 kat yapılacak. Peki bunu kim yapacak, mal sahiplerine nasıl bir oran uygulanacak? Yani kaç daire alacaklar? Problemler burada başlıyor. Bunu yapacak firma kim olacak? Nasıl bir anlaşma sağlanacak.? Belediyeler şirket kurup yapmaya kalkarsa o iş olmaz. O zaman çeşitli sıkıntılar doğar. TOKİ şeklinde yapılabilir ki hızlı bir şekildir bu. Ama o da devlet arazisi üzerine çalışır. O zaman herkes kendi yapsın olsun. Bu şekilde o mahallenin garip bir hal almasını oluşturur. Buradaki asıl sorun insanların birleşip ortak bir karar alması, büyük bir firma ile anlaşması ve bunu belediyeye sunması. Bizler toplum olarak birleşmekten aciz durumdayız. Her kafadan bir ses çıkar, sonunda kavga çıkar. İş başlamadan biter. Püf nokta anlaşmakta yatıyor. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
 
Firma konusunda belediyeler de maliklere yardımcı olabilir. Mimari projelerde yardımcı olabilir. Mesela İzmir'in belli bölgelerinde belediyeler bu konuda yardımcı oldular. Urla Belediyesi mimari projeyi kendi sundu. Bütün villa tarzı evler bir bölgede aynı formda yapıldı. Aynı sistem Manisa'da yapılabilir. Ama hızlı olmalı çünkü şehir bu konuda sıkışmış vaziyette. Ayrıca beklemekte olan inşaat ruhsatlarını hızlı çıkarmak gerekiyor. Altı ay bekleyen var. bir dostum altı ay bekledi, yalvardı, kavga etti. Sonunda ruhsatı aldı. Şimdi son bloğu çıkıyor ama demir yüzde yüz zam gördü. Hızlı ruhsat alabilsedi şimdiye kabası bitmişti. Şimdi adam parası ile demir bulmakta zorlanıyor. Demir karaborsa oldu. Müteahhit firmaların işi ne kadar hızlanırsa belediyenin tahsilatları o kadar artar.
 
Tabi imar demek ulaşım demek aynı zamanda. Akgedik harika oldu ama ulaşım da gerekiyor. Alt yapı demiyorum zaten o yapılmak zorunda. Şu hafif raylı sistem konusu. Hala düşünülüyor olmalı. Geçenlerde bir tanıdık ki ulaşımda çalışıyor, acilen masaya yatırıldı dedi. O masadan salimen kalkmasını diliyoruz. Çünkü şehrin uzak noktalarına kesinlikle böyle bir düzen kurmak demek. Belki bu servis şirketlerinin işine gelmeyebilir ama sonunda onlarda gün gelecek şehre giremeyecekler. Neden mi? Trafik yoğunluğundan. Sanayi o kadar büyük ki herkese iş çıkar oradan. Türkiye'nin gururu MOSB. Başta Bülent Koşmaz Başkan ile tüm çalışma arkadaşlarına selam olsun.
 
Eski tabakhane arsaları da bu imardan nasibi alır inşallah. Hem kirlilik yok olur, hem bölge değerlenir. Yunusemre Belediye Başkanı da aynı görüşte. Güzel bir kompleks olsun istediğini hepimize söylemişti. Gerçekten de şehrin o bölgesi başka bir Manisa olacak. Eğer doğru işler yapılırsa. Muradiye için iki belediyenin imarda ortak çalışması harika bir olay. Takdir ediyorum. Büyük bir kıvılcım olması dileği ile.
Saygılarımla...