YOĞUNLAŞAN NÜFUS VE ARTAN TRAFİK...

Dün İzmir'e gidiyorum. Tırmanma esnasında bir kapalı kasa kamyoneti solluyorum. Bilindiği gibi yol üç şerit ben orta şeritteyim. En soldan bir araç beni geçecek. Bir anda sağımda bir manyak benimle kamyonet arasından makas atmaya kalktı. Alman plakalı bir araç. En soldan gelen şaşırdı ve geride kaldı. Tabi atamadı frene bastı ama az kalsın ya kamyonete veya bana çarpacak. Hızımızda yaklaşık 90 km. Bilardo topu gibi olmaktan son anda kurtulduk. Ben solladım ve araç beni yine sağdan geçip gitti. Bu ve bu gibi maganda mı, serseriler mi trafikte gezinip duruyor. Hele yaz olduğu zaman bizim bu güzergah artık her gün yoğun. Ülke nüfusunun bir kısmı bu güzergahtan tatile gidiyor. Ve her geçen yıl yoğunlaşan bir trafik var. yolları genişletmek çözüm değil. İnsanların trafik akışına uyması gerekiyor. Özellikle şehirlerarası yollarda.
 
Manisa'nın nüfusu da her geçen gün daha artıyor. Yerleşim bölgelerinde yoğun trafik oluşuyor. Ne kadar tedbir alırsanız alın, insan ve araç sayısı arttıkça her geçen gün daha beter olacak. Ancak toplu taşımayı kaliteli hale getirmek ve araç sayısını ve tipini arttırmakla sonuç alabilirsiniz. Mesela size bir şey söyleyeyim şu yeşil otobüslerin klimaları kifayetsiz kalıyor. Öğle vakti bindiniz mi içerisi hamam gibi. Terlersiniz. Bu şoförden değil. Araçtan. Alındığından beri sorunlu idi zaten.
 
Batı nüfusu gittikçe yoğunlaşıyor. İpini koparan batıya geliyor. İzmir nüfusu son yıllarda bir milyon arttı. Her taraf araba. Artık Bornova sürat yolu da pazarları bile tıkanıyor. İzmir bir nebze trafik sorununu çözmek için alternatif taşıma araçları yaptı. Mesela İzmir metrosu 13 yılda bitti. Şimdi tramvay ve İZBAN'ı başka yerlere yönlendirmek ile uğraşıyorlar. Hafif raylı sistem yoğunlaştıkça hem kalite artıyor hem de yollardaki otobüs sayısı azalıyor. Üstelik maliyet yıllara göre düşüyor. Şehir içi taşımacılık oldukça önemli bir konu.
 
Manisa'da artan nüfusa ve göçe göre bu çalışmaların hızlandırılması gerekli. İmarın sonuna gelindiği bir dönemdeyiz. Bazı yerlerde imar başladığı zaman nüfustaki artış daha hızlanabilir. Şu aralar yüksek faiz nedeni ile gayrimenkul piyasası yavaş. Ama eğer faizler düşüşe geçerse ve imar çalışmaları neticelenirse, gayrimenkul satışları hızlanır ve yeni açılan bölgelere doğru bir akış başlar. Bu da nüfusta genişleme demektir. Unutmayalım ki ekonomiyi en çok etkileyen ama hep unutulan konu demografik etkenlerdir. Çünkü talebin artışı her şeyi değiştirir. İşte şehrimizde bir dizi tedbirler almaz isek bunun acısını hepimiz çekeriz.
 
Trafiğin akışına göre ve nüfus artışına göre her türlü tedbiri almaktan söz ettik. Tabi bu da bir takım alt yapı maliyetleri getiriyor. Şehrin üstünü çiçeklendirmek kolay ama yeraltına gömüleni herkes ya unutur veya görmez. Esas maliyet yeraltına gömülür ve inanın para yetmez. Ha kaliteli yapmaz isen de bu sefer aç kapa fermuar gibi olur ve halkıda kızdırırsınız. Bu nedenle demografik etkenler yapılacak yatırımlara yön verir. Belediyeler arasındaki siyasi çekişmelerde bu işleri yavaşlatır. Bir orta yol bulunup anlaşılırsa o zaman her zaman halk kazanır.
Saygılarımla...