MANİSA'DA TRAFİK VE KAVŞAKLAR..

Okullar açıldı, servisler devreye girdi, arabalar daha çok yola çıkmaya başladı ve trafik haliyle yoğunlaştı. Özellikle ana yollar ve sanayi kesimine dikkat. Çünkü tüm yoğunluk oralarda. Şehir içi okul zili çaldı mı sakinleşiyor ama ana arterlerin yoğunluğu sürüyor. Özellikle çift tedrisatlı okullar erken başladığı için şehir içi yoğunluğu gözlediğim kadarı ile çok olmuyor. Ama sanayi ve Muradiye yönünde yarış var.
 
Şimdi özellikle dikkatimi çeken bir konu. Bir nokta tespiti yapalım. İzmir'e doğru çevreyoluna girin ve Güzelyurt Muradiye çıkışından çıkmaya çalışın. Çalışın diyorum çünkü belli saatlerde özellikle çıkamazsınız. Muradiye yönündeki trafik size aman vermez. İler ki kavşak durmadan araç yolluyor. Peki ne yapmak lazım. Bu çıkışa kısa sürelide olsa ışık lazım. Çünkü bu çıkıştan hem TIR'lar hem de araçlar çıkıyor. Veya çıkamıyor. Üstüne üstlük orta refüje büyük TIR'lar sığamıyor ve başı bir tarafla arkası bir tarafta orta refüjde bekliyor. Kesin müdahale şart. Şöyle yapalım bir yetkili belli saatlerde yani yoğunlukta gidip baksın ve raporunu yazsın. Çünkü gerçekten tehlike arz ediyor. Hele bu araç yoğunluğunda adam kavşağa girdiğinin farkında değil ha bire gaza basıyor. Çünkü yolun gelişi bu kavşağa doğru kıvrıntılı. Kesin trafiği kesecek ışık lazım.
 
Öğretmen evi kavşağı Kasım Aralık gibi bitecek ve çok güzel olacak. Çünkü şehir giriş çıkışları buradan. Ayrıca bu yolu bir an önce Muradiye asfaltına bağlamak gerek. Bu da  imarın bir an önce halledilmesi demek. Neden deyin? Yolu nasıl bağlayacaksınız istimlak olmadan. Daha önceki yazımın birinde hızlı bitirilmesi için kişilere gerçek değerleri vermek veya düzgün yer göstermek gerekecek. Çekişme bu yolun bitmesini engeller ve sorunlar ile maliyetler büyür. Ayrıca tren yolunun da islahı şart. İZBAN gelecek diye bir laf dolaşıyor ama bir çalışma yok gibi.
 
Büyüyen hatta hesaplardan daha fazla büyüyen bir şehirde oturuyoruz. Ve İzmir'e çok kısa mesafedeyiz. Ayrıca her geçen gün daha cazip bir yaşam merkezi haline gelmeye başladık. Özellikle şehir dışı semtler. Uncubozköy, Güzelyurt, Cumhuriyet Mah. gibi yerler bugün oldukça cazip hale gelmeye başladı. Muradiye'de İzmir Çiğli'ye yakınlığı ile tercih sebebi oluyor. Bu da tedbirlerin bir an önce alınmasını gerektiriyor.
 
Şehir içindeki en büyük sorun yayalar. Hemen hemen yarısı ışık dinlemiyor. Kırmızı yanmasına rağmen elinde telefon salına salına aracın önünden geçiyor. Ne yapsın araç sürücüsü durup bekliyor ve bu saniyelerle sınırlı olan trafik akışını zora sokuyor. Bir tedbir alınmalı ama nasıl. Bu insanların kendilerine izin verildiği zaman geçidi kullanması gerektiğini bilmesi ve uygulaması gerek. Çünkü İsviçre'de kırmızıda geçen gerek yaya gerekte araç olsun kişiyi psikoloğa yolluyorlar. Hem de iş saatinde. Gitmezsen hapis var. 15 gün gidiyor ve nasihat dinliyorsun. Soruyor psikolog: Kırmızıda neden geçtin? Aklından zorun mu var?
 
Daha iyi ve bilinçli bir Manisa halkı olmamız gerek. Bizlerde hatalar yapıyoruz. Ben kemer bağlamadan arabayı hareket ettirmem. Eşim ve oğlumda öyle. O kemeri bağlamamak sanki beni çıplak gibi gösteriyor. Hele şimdiki araçlar airbagli. Kemer yoksa kazada şişen airbag boynunuzu kırabilir. O nedenle araçlarda eğer kemer bağlamamakta ısrarlı iseniz airbagi kapatın diyor. Yani kesinlikle bağlanmanız şart. Hayat kurtardığı çoktan kanıtlandı. Kask takmadan olmaz ise kemersizde olmaz.
Saygılarımla...