Yeni yıla bir hafta kaldı. Sonrası 2018. acı tatlı bir yıl bitti. Kayıplar ve kazançlar var. Yitirdiklerimiz ve yeni doğanlar. Olaylar ve sonuçlar var. 2016 yılı biterken 2017 zor geçecek denmişti. Ama geldi geçti. Peki yeni yılda neler bekliyoruz veya neler olsun istiyoruz. Şöyle bir bakalım.
Elbette zamlar gelecek. ÖTV zamları, harçlar, vergilerin bazıları. Kısacası yeni yıl yeni zamlarda demek oluyor. İçki ve sigaraya başta ve daha sonrada bir ince akaryakıta zam. Neden yapılır bu zamlar. Hiç düşündünüz mü? Büyükşehir Belediye meclisinde su zammı dalgasına kavga çıktı. Ne için? Yüzde 10 zam için. Doğru yanlış tartışılır ama peynirin kilosunun 30 TL, etin kilosunun 40 TL olduğu bir ortamda 50 TL lik su faturası 55 TL olacaksa pek bir sorun değil. Sorun olan çok daha büyük problemleri olan ulaşım, otopark ve imar konusunda bir şey söylenmemesi. Asıl sorun bunlar. Yeni senede ne olacak bakacağız. İmar işinin çözüldüğü söyleniyor. Mesir ve Hafsa Sultan mahallesi kentsel dönüşüme girip 12 kat olacak diyorlar. Güzelde burada yaşayan insanları hangi mahalleye yerleştireceğiz. Bu düşünülüyor mu? Yıkıp yapılacak ama orada yaşayan halk nerede kalacak. Yeni yıl bu gibi sorunlarla geliyor. Öğretmenevi kavşağı bittikten sonra bu yol Menemen Muradiye yoluna hızla bağlanabilecek mi? Asıl sorunlara yönelmek gerek.
Yeni yılda yeni bir vergi affı var mı? Çünkü en son vergi affında benim bildiğim az bir kesim ödeme yapabiliyor. Yüzde 30 gibi. Belki de biraz fazladır ama sınıfta kalan çok. Üstüne durmadan faiz bindirip işi batmış iflas etmiş kişi veya şirketlerden bu parayı nasıl tahsil etmeyi düşünüyor maliye. Biraz zor gözüküyor. Başka bir önlem bulmak gerek. Şimdi biri çıkıp diyecek: Ödeyen mi suçlu. Elbette değil ama geçmiş bitmiş bir olayı temizlemekte gerekiyor. Yani ödenecek bir hale getirmek gerek. Birde defa kere yazdım ama şu E-HACİZ denilen ve insanların işini tıkayan ve batıran sistem bir daha gözden geçirilmeli. Ödeyemiyorsa veya ödemiyorsa başka bir yöntem bulmak gerek. Yani maliyemiz dost olmalı düşman değil. 2018 de bakalım bu konuda ne yapılacak. İşlerin açılıp maliyenin daha çok vergi toplaması isteniyorsa bu gibi konuların düzeltilmesi gerekiyor. Yanlış mıyım?
Oldukça güzel bir büyüme rakamı tutturmuşuz. Yüzde11-12 arası. Acaba bu büyümeyi enflasyon itmesi ile mi başardık. Ekonomideki asıl kurallardan biri de eğer hızlı büyümek istiyorsanız enflasyonu kullanın. Tetikleyin o sizi büyütür. Ama freniniz patlarsa yanarsınız. Geçmişte yaşadık bunları. O frenin patlamasını isteyenlerde var. 3. çeyrekte iyi büyümüşüz ama enflasyon yüzde kaç? Net büyümeyi hesaplamak için düşün bakalım enflasyon oranını büyüme rakamından. Net neticeyi elde edersiniz. Hani tefe tüfe oranı yüzde 9 civarı deniyor ya. Bir abimin devletten kiraladığı dükkanına bu sene yüzde 15 zam yapıldı. Hangi tefe tüfe. Sonuç nereye gider biliyor musunuz? Devlet maaşlara yüzde 9-10 yıllık zam yapar ama kendisi yüzde 15 zam yapar. Vergileri verdiği oranın üzerinde arttırır. ÖTV'yi artırır. Ama işlerde tıkanmaya başlar. Zaten ucu gözüktü. Bir müteahhitlik firması kurmak isteyen dostum: Daha faaliyet göstermeden oraya ver, buraya ver, bıktım yahu dedi. Bilseydim hiç girişmezdim dedi. Yeni yılda ödenen bu paraların daha da ağırlaşacağı aşikar. Acaba öyle mi?
Aslında ekonomide etken olan oda ve borsalara burada çok görev düşüyor. Çünkü ekonomide baskı grubu denilen kısmı oluştururlar. Halk ve iş dünyası ile devlet arasındaki bağlantıyı sağlarlar. Durumu mikro açıdan görüp makro açıdan nasıl çözüleceğini bilmeleri gerekiyor. Yani yol gösterici olmalılar ve toplumsan uzlaşmayı sağlayabilirler. Sendikalarda aynı şekildedir. Kapitalist ekonominin olmazsa olmazıdır. Sendikalar hem işçinin hem de işverenin hakkını savunmayı üstlenmişlerdir. Amerika'daki sendikal sistemde kaytaran ve dalga geçen işçiyi patrona sormadan kendi sendikası kovar. Patrona sormaz bile. Çünkü o da bir çalışandır ve sendikanın adamı olsa bile maaşını patrondan alır. İşte yeni yılda odalar, borsalar ve sendikalar var olan sorunları doğruya çevirmek için neler düşünüyorlar acaba.
2018 çok zor olacak diyorlar. 2017 içinde öyle denmişti ama geldi geçti. Eğer aklımızı hem devlet ve hem halk olarak kullanırsak hiçte zor geçmez. Yanlışlar düzeltilirse sorunları giderirsek. Ama aklımızı kullanmaz ve sorunları sakız yaparsak işte o zaman kanlı feryat.
Saygılarımla ve nice güzel yıllara...
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1067+ kez okundu.
2018 E DOĞRU: TOPLUM, EKONOMİ...
Yeni yıla bir hafta kaldı. Sonrası 2018. acı tatlı bir yıl bitti. Kayıplar ve kazançlar var. Yitirdiklerimiz ve yeni doğanlar. Olaylar ve sonuçlar var. 2016 yılı biterken 2017 zor geçecek denmişti. Ama geldi geçti. Peki yeni yılda neler bekliyoruz veya neler olsun istiyoruz. Şöyle bir bakalım.
Elbette zamlar gelecek. ÖTV zamları, harçlar, vergilerin bazıları. Kısacası yeni yıl yeni zamlarda demek oluyor. İçki ve sigaraya başta ve daha sonrada bir ince akaryakıta zam. Neden yapılır bu zamlar. Hiç düşündünüz mü? Büyükşehir Belediye meclisinde su zammı dalgasına kavga çıktı. Ne için? Yüzde 10 zam için. Doğru yanlış tartışılır ama peynirin kilosunun 30 TL, etin kilosunun 40 TL olduğu bir ortamda 50 TL lik su faturası 55 TL olacaksa pek bir sorun değil. Sorun olan çok daha büyük problemleri olan ulaşım, otopark ve imar konusunda bir şey söylenmemesi. Asıl sorun bunlar. Yeni senede ne olacak bakacağız. İmar işinin çözüldüğü söyleniyor. Mesir ve Hafsa Sultan mahallesi kentsel dönüşüme girip 12 kat olacak diyorlar. Güzelde burada yaşayan insanları hangi mahalleye yerleştireceğiz. Bu düşünülüyor mu? Yıkıp yapılacak ama orada yaşayan halk nerede kalacak. Yeni yıl bu gibi sorunlarla geliyor. Öğretmenevi kavşağı bittikten sonra bu yol Menemen Muradiye yoluna hızla bağlanabilecek mi? Asıl sorunlara yönelmek gerek.
Yeni yılda yeni bir vergi affı var mı? Çünkü en son vergi affında benim bildiğim az bir kesim ödeme yapabiliyor. Yüzde 30 gibi. Belki de biraz fazladır ama sınıfta kalan çok. Üstüne durmadan faiz bindirip işi batmış iflas etmiş kişi veya şirketlerden bu parayı nasıl tahsil etmeyi düşünüyor maliye. Biraz zor gözüküyor. Başka bir önlem bulmak gerek. Şimdi biri çıkıp diyecek: Ödeyen mi suçlu. Elbette değil ama geçmiş bitmiş bir olayı temizlemekte gerekiyor. Yani ödenecek bir hale getirmek gerek. Birde defa kere yazdım ama şu E-HACİZ denilen ve insanların işini tıkayan ve batıran sistem bir daha gözden geçirilmeli. Ödeyemiyorsa veya ödemiyorsa başka bir yöntem bulmak gerek. Yani maliyemiz dost olmalı düşman değil. 2018 de bakalım bu konuda ne yapılacak. İşlerin açılıp maliyenin daha çok vergi toplaması isteniyorsa bu gibi konuların düzeltilmesi gerekiyor. Yanlış mıyım?
Oldukça güzel bir büyüme rakamı tutturmuşuz. Yüzde11-12 arası. Acaba bu büyümeyi enflasyon itmesi ile mi başardık. Ekonomideki asıl kurallardan biri de eğer hızlı büyümek istiyorsanız enflasyonu kullanın. Tetikleyin o sizi büyütür. Ama freniniz patlarsa yanarsınız. Geçmişte yaşadık bunları. O frenin patlamasını isteyenlerde var. 3. çeyrekte iyi büyümüşüz ama enflasyon yüzde kaç? Net büyümeyi hesaplamak için düşün bakalım enflasyon oranını büyüme rakamından. Net neticeyi elde edersiniz. Hani tefe tüfe oranı yüzde 9 civarı deniyor ya. Bir abimin devletten kiraladığı dükkanına bu sene yüzde 15 zam yapıldı. Hangi tefe tüfe. Sonuç nereye gider biliyor musunuz? Devlet maaşlara yüzde 9-10 yıllık zam yapar ama kendisi yüzde 15 zam yapar. Vergileri verdiği oranın üzerinde arttırır. ÖTV'yi artırır. Ama işlerde tıkanmaya başlar. Zaten ucu gözüktü. Bir müteahhitlik firması kurmak isteyen dostum: Daha faaliyet göstermeden oraya ver, buraya ver, bıktım yahu dedi. Bilseydim hiç girişmezdim dedi. Yeni yılda ödenen bu paraların daha da ağırlaşacağı aşikar. Acaba öyle mi?
Aslında ekonomide etken olan oda ve borsalara burada çok görev düşüyor. Çünkü ekonomide baskı grubu denilen kısmı oluştururlar. Halk ve iş dünyası ile devlet arasındaki bağlantıyı sağlarlar. Durumu mikro açıdan görüp makro açıdan nasıl çözüleceğini bilmeleri gerekiyor. Yani yol gösterici olmalılar ve toplumsan uzlaşmayı sağlayabilirler. Sendikalarda aynı şekildedir. Kapitalist ekonominin olmazsa olmazıdır. Sendikalar hem işçinin hem de işverenin hakkını savunmayı üstlenmişlerdir. Amerika'daki sendikal sistemde kaytaran ve dalga geçen işçiyi patrona sormadan kendi sendikası kovar. Patrona sormaz bile. Çünkü o da bir çalışandır ve sendikanın adamı olsa bile maaşını patrondan alır. İşte yeni yılda odalar, borsalar ve sendikalar var olan sorunları doğruya çevirmek için neler düşünüyorlar acaba.
2018 çok zor olacak diyorlar. 2017 içinde öyle denmişti ama geldi geçti. Eğer aklımızı hem devlet ve hem halk olarak kullanırsak hiçte zor geçmez. Yanlışlar düzeltilirse sorunları giderirsek. Ama aklımızı kullanmaz ve sorunları sakız yaparsak işte o zaman kanlı feryat.
Saygılarımla ve nice güzel yıllara...
Ekleme
Tarihi: 24 Aralık 2017 - Pazar
2018 E DOĞRU: TOPLUM, EKONOMİ...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.