MİMAR SİNAN BULVARI SORUNU...

Bugün yalnızca bir bulvarın hikayesini yazalım dedim. Öyle bir hikayesi var ki tam bir karmaşa. Neresinden tutarsan elinde kalıyor. Esas sorunda iki tane alt geçit arasında kalıyor. Hem de ne sorun ki çözülebilecek gibi değil.
 
İki gün önce bir kazanın yanından geçtim. Tam bir facia. Haberlere çıktı. 2 ölü. Etraf yangın yeri gibiydi. Düşündüm ki ne zaman düzelecek bu olaylar. Öyle bir sorun var ki iki alt geçit arasında anlatılamaz. Bir tarafında Ticaret Odası ve Büyük Şehir Belediyesi girişi ve biraz ilerisinde itfaiye çıkışı. Oldukça yoğun bir giriş çıkış var ama trafik aşırı hızlı akıyor. Bana göre aşırı hızlı ve hızın kesilmesi gereken yerlerde limit yüksek. 80 km olan bir hız tahdidini daha aşağı düşürmek gerek. Mesela 60 km. Zaten geçilecek bölüm 3-4 km gibi. Ha şimdi diyeceksiniz. Kim takıyor. Mesela itfaiye çıkışında hız 50 km. Kim takıyor. Ama bir yöntem bulunması gerek. Nasıl bir yöntem. Ceza mı yoksa kontrol mü? İşte buna trafik şubeler karar verecek ama hızın kesilmesi gerekiyor.
 
Ayrıca burada bir olayda orta alan sulama ve bakımı. Hemen her gün bir ekip çalışıyor. Birinin elinde bayrak, orta partere yanaşmış bir kamyon traktör. Yol tek şeride düşüyor. Arkana bak gelen üstüne çıkacakmış gibi geliyor. Bas sağ sinyali sağ şeride geçeyim diye. Gelen sinyal falan dinlemiyor. Ben geçerim sen kimsin diyor herhalde. Bas frene arkadaki geçsin. Geçiyor, arkasında biri daha. Yani hikaye değil roman bile yazılır bu bulvara. Belediye elbette çalışmasını yapacak. Şimdi onlar gibi düşünelim. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde ne olur. Hız limitleri sıkışıklıktan dolayı düşer. Sulama bakımı bu saatlerde yapmak daha iyidir. Şimdi insanlar diyor. Neden gece yapılmıyor bu iş. Geceleyin o bulvar kalkış pisti gibi. Üstelik gece. Sürücü göremedi hızlan dalacak işte sonrası felaket. Bu nedenle bence sıkışık saatlerde yapmak daha iyi. Trafik yoğunluğundan dolayı hız vektörü düşük olur. Kaza riski azalır.
 
Ne kadar hızlı giderseniz o kadar risk alırsınız. Yaklaşık 1 milyon kilometre araba kullandım. 1980 yılından bu yana. Eskiden yollar git-gel yollardı. Yani tek şeritti. Şimdi her taraf çift şerit. Ama araç sayısı düşüktü. Araç kullanan azdı. Araçların hız katsayıları düşüktü. Yüksek hız yapan araçlar yoktu. Bu nedenle kaza riski düşüktü. Şimdi ise Manisa-İzmir arası çift yol ama trafik yoğunluğu fazla. 110 km sınıra çıkarıldı yollar. Kısacası eğer bir araç seyri sefer esnasında sorun yaşarsa zincirleme kaza olması an meselesidir.
 
Mimar Sinan bulvarının elden geçmesi gerekiyor. 2 gün önce olan kaza çok acı verici. O aracın dingil kopsa da eğer düşük hız olursa bunlar yaşanmazdı. Hızı yüksek olduğu aşikar. Trafikte seri olunuz, hızlı değil. Seri olmak tahdidi olan hıza bir an önce ulaşmak demek. Yani yeşil ışık yanınca çıkışı hızlı yapın ve 50-60 km hızda ayağınızı gazdan çekin. Hep yazdım. Bir sinyal noktasını ne kadar ani terk ederseniz trafik daha az tıkanır. Sürücüye yeşil yanıyor ama gitmiyor çünkü ışığa bakmıyor. Ama yürüdü mü köküne kadar gaza basıyor. Böyle olmamalı. Ani çıkın ve sonra yavaşlayın.
 
Bayram tatiline giriyoruz. Her taraftan kaza haberi geliyor. İnsan üzülüyor. Neden böyle oluyor. Acaba insanları daha iyimi eğitmek gerek. Yoksa araçlar mı çok hızlı. Hız sınırına uyulmasını daha mı çok özendirmek gerek. Ama şu Mimar Sinan Bulvarına bir çözüm bulmak gerek. Yoksa bu tip olayları çok yaşarız. İyi bayramlar.
Saygılarımla...