Faiz ekonomide artı değer demek. Paranın getirisi. Bu bankada da olur, malda çevirip ticarette de olur. Bir malın peşin fiyatı ile vadeli fiyatı nasıl fark ediyorsa, parayı bankaya yatırdığınızda da belli vadede faiz alırsınız. Yani üremekten gelen ürem sözü de aynı kapıya çıkar. Bir ekonomideki fiyatlar genel seviyesini etkilediği gibi maliyetlere de etki eder. Eğer faizler yüksek ise gelecekle ilgili bir hesap yapamazsınız ama piyasada fısıltı gazetesi yayın yapmaya devam eder. İşte Dolar şu olur, faizler şuraya yükselir gibi. Buda nöro ekonomiyi devreye sokacaktır ve tahminler öngörüler yalan yanlış haberler hemen devreye girecektir. Eğer bir toplumun düşüncesini ve davranışlarını anlayıp analiz edebiliyorsanız o zaman kısmen başarılı olursunuz. Başarısız olacağınız kısımda ani karar değişikleridir. Yani 180 derece çark etme. Bunları tahmin içinde iyi bir sosyolog olmanız gerekiyor çünkü içinde bulunduğunuz toplumun yapısını ve davranışlarını iyi bilmeniz gerekir.
Faizleri yüksek ve düşük olması elbette bir etki ve tepki yaratır. Fiyatlar yükselince mal satılmaz ve işler durma noktasına gelir. Mesela yüksek faiz ülkemizde lokomotif sektör olarak görülen inşaat sektörünü şiddetle vurdu. Gayrimenkullerin çoğu banka kredisi ile satılıyordu. Ama kişiler bin yerine iki bin TL taksit ödeyeceğini öğrenince alımlardan ellerini çektiler. Şu anda inşaat sektörü durmuş vaziyette. Aynı şekilde otomobil satışları da aynı kaderi paylaşıyor. Hatta bazı firmalar fiyatları gevşetmek için indirime gittiler. Ama devlet ÖTV de bir adım geri atmayıp oranları arttırdığı için daha fena oldular. Otomotiv sektörü de tıkanmış durumda. Satış yok denecek kadar az. Çünkü parasal gücü olanlarda gücünü tüketmek ve ihtiyatlı davranmak istiyor. Hatta az da olsa bazı kişiler blok paradan aldıkları faizle araç alma yoluna da gidiyor. Yani şiddetli üreyen para ile mal almak. Yaratılan kaydi para ile bir endüstri ürünü satın almak. Ne kadar garip değil mi?
Batılı ülkelerde faiz diye bir şey yok. Son derece düşük ve hatta bir malı on sene aynı fiyattan alabiliyorsun. Kız kardeşimin aldığı diş macunu gibi. On yıldır fiyatı 10 Euro diyor. Yani fiyatlar genel seviyesi değişken değil ve halkın geliri de göz ardı edilemeyecek kadar iyi. Hatta enflasyon olmamasına rağmen oldukça cazip zamlar yapılıyor. En son Almanya’da acayip oranda zam yapılmıştı. Ama bizde olmayana vergi metodu uygulanıyor. Yani fiyatlar gene seviyesi yüksek ama zam son derece düşük. Bu da yıllara göre bakılırsa halkın fakirleştiğinin göstergesi. Bazı ülkelerdeki insanlar hala ülkemizde kişileri ayı nasıl çıkardıklarını anlamış değil. Oğlum staj için Avusturya’ya gitmişti. Bir Fransız çocukla beraber çalışmış. “İkimiz de aynı parayı alıyoruz” dedi. 3 bin. Ama onunki Euro, benimki TL dedi.
Faizlerin düşük veya hiç olmaması halkın birikim yapmasını destekler ama yıllar içinde. Tabii bu arada karaborsayı kar bilen insanlarda olmayacak. Çünkü faiz denilen parasal değeri sallamayan iş grubu da var. Ama en son kazığı yediler. Soğanları sakladılar ama soğanların filizleneceğini unuttular ve soğanlar çöpe gitti. Hem zarar ettiler, hem de zarar verdiler. Daha açık anlatımla düşük faizler halkın tasarruf gücünü artıyor olsa da bazı egoistler buna aldırmadan iş yapacaktır. İşte burada egoistçe değil birlik ve beraberlik içinde düşünmek gerekecektir. Doğa bile bir birliktelik ve uyum içinde hüküm sürerken insanlarında aynı şekilde davranması gerekir. Ekonomideki nörolojik etkiler aşırı önemlidir çünkü insan karasız bir varlıktır çoğu zaman. Ne tarafa döneceği belli olmaz ve dönerse hep birlikte döner ki buda etkiye karşı aşırı bir tepki demektir. Kelebek etkisi gibi. Düşük faiz her zaman halk için oldukça faydalıdır ama dışa açık ekonomi iseniz başka taraftan sopa yersiniz. Dolar gibi mesela. Bu terziyi ayarlamakta ip üstünde oynamaktan daha zordur.
Saygılarımla...
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1985+ kez okundu.
FAİZLER VE EKONOMİDE ETKİ TEPKİ...
Faiz ekonomide artı değer demek. Paranın getirisi. Bu bankada da olur, malda çevirip ticarette de olur. Bir malın peşin fiyatı ile vadeli fiyatı nasıl fark ediyorsa, parayı bankaya yatırdığınızda da belli vadede faiz alırsınız. Yani üremekten gelen ürem sözü de aynı kapıya çıkar. Bir ekonomideki fiyatlar genel seviyesini etkilediği gibi maliyetlere de etki eder. Eğer faizler yüksek ise gelecekle ilgili bir hesap yapamazsınız ama piyasada fısıltı gazetesi yayın yapmaya devam eder. İşte Dolar şu olur, faizler şuraya yükselir gibi. Buda nöro ekonomiyi devreye sokacaktır ve tahminler öngörüler yalan yanlış haberler hemen devreye girecektir. Eğer bir toplumun düşüncesini ve davranışlarını anlayıp analiz edebiliyorsanız o zaman kısmen başarılı olursunuz. Başarısız olacağınız kısımda ani karar değişikleridir. Yani 180 derece çark etme. Bunları tahmin içinde iyi bir sosyolog olmanız gerekiyor çünkü içinde bulunduğunuz toplumun yapısını ve davranışlarını iyi bilmeniz gerekir.
Faizleri yüksek ve düşük olması elbette bir etki ve tepki yaratır. Fiyatlar yükselince mal satılmaz ve işler durma noktasına gelir. Mesela yüksek faiz ülkemizde lokomotif sektör olarak görülen inşaat sektörünü şiddetle vurdu. Gayrimenkullerin çoğu banka kredisi ile satılıyordu. Ama kişiler bin yerine iki bin TL taksit ödeyeceğini öğrenince alımlardan ellerini çektiler. Şu anda inşaat sektörü durmuş vaziyette. Aynı şekilde otomobil satışları da aynı kaderi paylaşıyor. Hatta bazı firmalar fiyatları gevşetmek için indirime gittiler. Ama devlet ÖTV de bir adım geri atmayıp oranları arttırdığı için daha fena oldular. Otomotiv sektörü de tıkanmış durumda. Satış yok denecek kadar az. Çünkü parasal gücü olanlarda gücünü tüketmek ve ihtiyatlı davranmak istiyor. Hatta az da olsa bazı kişiler blok paradan aldıkları faizle araç alma yoluna da gidiyor. Yani şiddetli üreyen para ile mal almak. Yaratılan kaydi para ile bir endüstri ürünü satın almak. Ne kadar garip değil mi?
Batılı ülkelerde faiz diye bir şey yok. Son derece düşük ve hatta bir malı on sene aynı fiyattan alabiliyorsun. Kız kardeşimin aldığı diş macunu gibi. On yıldır fiyatı 10 Euro diyor. Yani fiyatlar genel seviyesi değişken değil ve halkın geliri de göz ardı edilemeyecek kadar iyi. Hatta enflasyon olmamasına rağmen oldukça cazip zamlar yapılıyor. En son Almanya’da acayip oranda zam yapılmıştı. Ama bizde olmayana vergi metodu uygulanıyor. Yani fiyatlar gene seviyesi yüksek ama zam son derece düşük. Bu da yıllara göre bakılırsa halkın fakirleştiğinin göstergesi. Bazı ülkelerdeki insanlar hala ülkemizde kişileri ayı nasıl çıkardıklarını anlamış değil. Oğlum staj için Avusturya’ya gitmişti. Bir Fransız çocukla beraber çalışmış. “İkimiz de aynı parayı alıyoruz” dedi. 3 bin. Ama onunki Euro, benimki TL dedi.
Faizlerin düşük veya hiç olmaması halkın birikim yapmasını destekler ama yıllar içinde. Tabii bu arada karaborsayı kar bilen insanlarda olmayacak. Çünkü faiz denilen parasal değeri sallamayan iş grubu da var. Ama en son kazığı yediler. Soğanları sakladılar ama soğanların filizleneceğini unuttular ve soğanlar çöpe gitti. Hem zarar ettiler, hem de zarar verdiler. Daha açık anlatımla düşük faizler halkın tasarruf gücünü artıyor olsa da bazı egoistler buna aldırmadan iş yapacaktır. İşte burada egoistçe değil birlik ve beraberlik içinde düşünmek gerekecektir. Doğa bile bir birliktelik ve uyum içinde hüküm sürerken insanlarında aynı şekilde davranması gerekir. Ekonomideki nörolojik etkiler aşırı önemlidir çünkü insan karasız bir varlıktır çoğu zaman. Ne tarafa döneceği belli olmaz ve dönerse hep birlikte döner ki buda etkiye karşı aşırı bir tepki demektir. Kelebek etkisi gibi. Düşük faiz her zaman halk için oldukça faydalıdır ama dışa açık ekonomi iseniz başka taraftan sopa yersiniz. Dolar gibi mesela. Bu terziyi ayarlamakta ip üstünde oynamaktan daha zordur.
Saygılarımla...
Ekleme
Tarihi: 14 Temmuz 2019 - Pazar
FAİZLER VE EKONOMİDE ETKİ TEPKİ...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.