İki haftadır Manisa sallanıyor. Dün yine sallandı. Akhisar ve Kırkağaç merkez imiş. Raporlara göre Akhisar bölgesi graben tipte imiş. Yani çöküntü tip. Zaten bu bölgede, İzmir dahil, çöküntü tip deprem olduğu söylenir. Bizler 3. zaman toprağında yaşıyoruz. Amerika, Avrupa’nın bir kısmı ve Arabistan gibi yerler 1. zaman toprağı ve deprem nedir bilmezler.
Avustralya’da korkunç yangınlar oldu ve bu yangınlarda bir milyar memeli hayvan nüfusunun öldüğü belirtiliyor. Enteresan olan yangının yaban yerlerde çıktığı. Hatta bunun için 40 kişi tutuklandı. Zarar korkunç boyutta. Yangını söndürmek için tüm kıta seferber oldu. Kimileri de suları fazla tüketen develerin öldürülmesinden olduğunu iddia etti. Bu soyut bir kavram ama suları tüketen develeri öldürmek yerine insanın suyu dikkatlice tüketmesi daha rasyonel bir çözüm. Bu konuda büyük hata yapmışlar o bir gerçek.
Çin Corona tip virüsle uğraşıyor. Birçok insan öldü. Salgın yayılmasın diye diğer ülkeler büyükelçilerini bile geri çekiyorlar. Biz de askeri uçak yollayıp kendi vatandaşlarımızı getirdik. Diğer ülkelerde aynı şeyi yapıyorlar ve ticaret kesilme noktasına geldi. Kimilerine göre kedi köpek etinden bulaşmış, kimilerine göre yılan etinden. Bir televizyon programında bir akademisyen bunun beş bin yıllık bir kültür olduğunu, Çinlilerin bu etleri yediklerini söylemiş ama deli dana hastalığı da danalara yedirilen koyun kemiklerinden yapılan yemden çıktı. İşin ilginç tarafı koyunda bu hastalık varken onun etini yiyin bir şey olmuyor ama aynı hastalık danada olurda etinden yerseniz ölüyorsunuz. Bu kedi ve köpeklere yedirilen mamaların içinde ne olduğunu nereden biliyorsunuz? Kedi köpek yaşar ama siz hasta olursunuz. Doğa dengeleri ile oynanmasını asla affetmez. Fizyokratların söylediği gibi doğanında bir hukuku vardır ve kesinlikle ele alınmalıdır.
Şimdi yukarıda saydığım olayların ekonomi faktörünü nasıl etkileyeceğini düşünün bir kere. Deprem insanların hem psikolojisini hem de ekonomisini bozar. Bunu geçen hafta izah etmeye çalışmıştım. Deprem hem hanelerde, şehirlerde, hem de ekonomi ve ceplerde yıkım demektir. Halkın depremden etkilenmiş olanları sağlık, açlık ve hanesizlikle uğraşırken nasıl çarşı pazarı düşünsün. Evde varsa parası altını binanın yani enkazın altında kaldı. Nasıl alacak?
Yangın büyük bir felaket. Doğal bir yıkım. Yukarıda belirtilen bir milyar hayvan sadece tahmin edilen memeli hayvan nüfusu. Arılar, böcekler ve kuşlar yok. Arı neslinin yok olması demek dünyadaki yaşamın yok olması demek. Çünkü bitki ve nebatatlardaki döllenmeyi arılar sağlıyor ve dünyanın en kıymetli gıdasını üretiyor. Bal. Yangını söndürmek büyük uğraş. Dolayısıyla eğer bölgede oturanlar varsa tahliye ediliyor. Varsa mahalle ve siteler yanıp kül oluyor. Evlerin içindekilerde kaybolup gidiyor. Ekonomik etkilenme ve yıkım.
Hastalıklarda toplumu direkt etkiler. Çünkü insanda acaba hastalık bana da bulaşabilir mi gibi sorular ve endişeler uyanır. Yapacağı işi bilmez ve karantina her şeyi, ekonomiyi bile durdurur. Her iş donar, ilişkiler askıya alınır, seyahatler durma noktasına gelir veya durur. THY 9 Şubata kadar Çin seferlerini durdurdu. O zamana kadar uçuşlar yok, kazanç da durdu. Çok basit aslında. Piyasa döngüsüne çomak sokan doğal afetler. Çin deki sanayi ve ticaretin halini düşünün. Her şey gelecek bahara kaldı. İlaç firmaları araştırmada ama bana göre tedavi hazır bile.
Azıcıkta biz kazanalım. Şimdi bazı kişiler düşünüyor ve soruyordur. Bu doğal afetlerden sonra işler hızlanmaz mı? Bunların olmasını isteyen bazı çıkar grupları için evet. Deprem için bile konuşabiliriz artık bu çağda. Çünkü bazı depremlerin teknik olarak oluşturulduğu herkesçe biliniyor. Belki Manisa depremi değil ama dünya üzerindeki bazı depremler kıtaları üzerindeki baskı sıkışmayı azaltmak için yüksek teknoloji ile oluşturuluyor. Tabi bunlar insanın olmadığı yerlerde ve deniz diplerinde. Ama böyle bir deprem başka tarafı da bilmeden tetikleyebilir.
Şimdi bu “azıcıkta biz kazanalım” düşüncesinde olan küresel güçlerin ellerinde ilaç fabrikalarının olduğunu düşünürsek, bal gibi bir virüs oluşturulabilir veya bir alanda olan bazı şeyleri bulmak, zarar vermek için yangın gibi durumlar kullanılabilir. Bu konuda çok yazmaya gerek yok, çünkü böyle düşünen gerek küresel, gerek mikro çapta bir kişi veya firma olsun, kesinlikle ahlaksız ve terbiyesizdir. İnsan düşmanı, vatan hainidir. Doğal afetlerden sonraki yapılanmada kazanılacak paranın ekonomi ile doğrudan veya dolaylı hiçbir ilişkisi yoktur çünkü o kaybedilenin yerini doldurmaya sarf edilir ve bazen de dolmaz eksik kalır. Milli ve insanlıkla ilgile afetlerin üzerinden para kazanmak hainliktir ve ekonomi, ile ilgili değildir. Kayıplar toplumsal ve ekonomiktir ama kazançların alakası yoktur. Kazançlar kişiseldir ve topluma faydası da olamaz. Ama unutmayın ki doğa asla acımaz ve kanunları vardır, uygular.
Saygılarımla...