Mahşer Stephen King’in ünlü bir romanı. Bir gün kitapçıda gezerken rastladım. Çok enteresan bir kitap olduğunu gördüm. Hemen internetten siparişini verdim. Çünkü internet daha ucuz oluyor. Bazı kitaplarda yarı yarıya fark ediyor. Bildiğiniz üzere Stephen King Amerikalı bir fantastik ve korku kitapları yazarı ve birçok eseri var. Hemen hepsi dilimize çevrilmiştir ve zamanında Amerika da yıllarca liste başı kalmıştır. Kitap 1350 sayfa idi ve okumaya başladığımda aşırı sürükleyici olduğunu gördüm. Günde 100 sayfadan fazla okumuşluğum vardı. Kitabın konusu oldukça ilginç ve düşündürücü idi. Bir grip virüsü dünyaya yayılmaya başlıyor ve dünyadaki nüfusun yüzde 90’ını öldürüyor. Yalnızca Amerika da 100 bin insan kalıyor ve bunlarda virüse karşı vücut direnci olan kişiler. Devletler çöküyor. Her yer hastaneler dahil ceset dolu. Ne doktor kalıyor, ne akademisyen. İşte bu salgından sonraki bir avuç insanın mücadelesini okuyorsunuz. Fikirler, mücadeleler. Kesinlikle tavsiye ederim. Corona virüsü ortaya çıkınca ve yayılmaya başlayınca aklıma Stephen King in bu okuduğum kitabı geldi. Bir an korktum ve irkildim. Yani dedim kitaptaki mahşer gerçek mi oluyor. Elbette o kadar basit değil ama kitapta anlatıldığı gibi bir risk mevcut. Çünkü biyolojik hadiseler ve sorunların çözülmesi yüksek teknolojiden daha büyük bir teknoloji gerektiriyor. Daha önceleri kuş gribi, domuz gribi gibi vakalar olsa da bunlar zaten bilinen tip virüslerdi. Ancak bu virüsün belli bir yerde ortaya çıkması ‘acaba bir kast mı?’ var dedirtiyor insana. Çünkü yıllardır Çin ile bir çekişme söz konusu batı ülkeleri ile. Bir ifadeye göre Çin 5G teknolojisini açıklayacağı sırada ortaya çıkmış ve dayanıklı tüketim mallarının üretildiği kent olan Wuhan kentinde ortaya çıktı. İster istemez insanlar bunun bilerek mi buraya atıldığını düşünmeye başladılar. Tabi Mahşer kitabında da anlatıldığı gibi ne ticaret kalıyor, ne sanayi, ne seyahat. Mal akımı ve seyahat duruyor. Ekonomik bozulma ve endişeyi de yanında getiriyor. İnsanlara korku salıyor. Aynı Stephen King in kitabında olduğu gibi. Şimdilik ülkemizde bir sorun gözükmüyor ama Çin ile yapılan her iş durdu. İran ve İtalya ile uçak seferleri de durdu. Tabi bunlar ticari kayıplar yaratacak. Bahçeşehir Kolleji tüm yurtdışı yarışma ve seminerlerini anında iptal etti. Haklılarda. Oğlum bu sene English Drama da yarışmak için İtalya ya gidecekti ama iptal oldu. İşte burada anlatmak istediğim savaştan beter bir durum çünkü düşmanı göremiyorsunuz. Nerede olduğunu bilemiyorsunuz ve bildiğinizde de insanlar ölmeye başlıyor. Tam bir mahşer tablosu. Kasıtlı yapıldı ise de buda işin cabası. Virüs için bilgiler geliyor sağdan soldan. En son birileri yollamış ve enteresan olan virüsün 26 santigrat dereceden yüksek sıcaklıkta yaşamaması ve metallerin üzerinde normalden 15 kat daha aktif olması. İnsanların boğazına yerleşiyor ve doktorlar her yarım saatte bir yarım bardak su için diyor çünkü virüs midede mide asitleri tarafından yok ediliyor. Aslında garip olan metal üzerinde 15 jat daha aktif olması çünkü babamda bilirim ki metal oligo elementtir ve üzerinde ne bakteri ne de virüs yaşamaz. Ama bir kolera virüsü suda 15 kat daha aktif olabilir. Kuru zeminde de aktiftir ama ıslak ortamda birden aktif hale geçer. Bilinen bu kıstaslara göre bu virüsün bir insan yapımı olma iddiası sanki güçleniyor. Yani yazın sıcağını yediniz mi virüs yok. Sıcak virüs için daha aktif ortam değil mi ki. Yani biraz terslik sezinledim ki birçok kişide aynı şekilde düşünüyor. Belli bir ortamda bitecek şekilde kurulmuş gibi. Virüsler bakterilerin içinde yaşayabilirler ve onlardan daha küçük canlılardır. Bir virüsten korunmak için vücudunuzdaki protein yapıyı güçlendirmeniz ve vitamin tüketmeniz gerekiyor. Vücudunuzun protein yapısı olan antikorlar, vücudun komandoları olarak bilinir. Eğer vücudunuz güçlü ise virütik bir enfeksiyona yakalanmanız çok düşük bir ihtimaldir. Bu nedenle iyi ve doğru beslenip protein yapınızı güçlendirmeniz ve belli aylarda vitamin tüketmeniz gerek. Bize uğramadan bitmesi dileğiyle. Saygılarımla...