Her şeyin ekonomisi olduğu gibi virüsün de bir ekonomisi ve etkisi vardır. Hem de her şeyden daha çok etkisi olduğu söylenebilir. Hiç unutmam; ben ilkokulda iken bir kolera salgını yaşanmıştı. Okullar tatil edildi. Aşılar yapıldı. Kolera kitlesel bir hastalıktır ve su yolu ile bulaşır. Havadan geçmez çünkü kuru ortamda aktif değildir. Ama ıslak ortamda tam aktif olur ve hastanın bağırsaklarına yerleşir. Yediğiniz hiçbir şeyi vücudunuz almaz ve her şey girdiği gibi çıkar. Vücutta su kalmaz, kalp hızlı atmaya başlar, tansiyon düşer ve sonu ölüm. O zamanlar tek çözüm serum vermekti. Bir kişiye 50 ila 100 şişe serum verip vücut direncini artırıyorlar ve direnç artınca da kolera yok oluyordu. Bir kolera vakasında yüklü miktarda serum deposunun olması gerekiyor. Bu bilgileri babamdan, muhteşem eczacıdan öğrenmiştim. “Bir anda 5000 kişiyi hasta görürsün” derdi. Epey mücadele edilmişti o zamanlar.
Şu ana kadar birçok vaka yaşandı dünyada. Ama bunlar bilinen vakalardı. Kuş gribi, domuz gribi, bell, coğrafyalarda yaşandı. AİDS de belli kişilerde görüldü. Ama bu sefer biraz daha garip bir şeyle karşı karşıyayız. Her coğrafyada görülüyor. Sıcak yerine soğukta yaşıyor ve bir metalde yaşayabiliyor. Halbuki metaller oligo elementtir ve üzerinde mikrop yaşamaz. Bir mikrobiyolog “normal grip türünün vahşi olanı bu” dedi. “Daha değişik bir tip grip virüsü” dedi. Ama hala ilacı yok.
Tabi virüsün de bir ekonomisi mevcut. Her şey durma aşamasına geldi. AVM’ler boş. Hatta çalışma saatlerine kısıtlama bile getiriliyor. Havacılık sektörü durma noktasında. Uçuşlar iptal ve gümrük kapıları kapatılıyor. Havalimanları bir geçim kaynağı ama artık değil. Daha doğrusu insan sayısında bir azalma var. Sonuçta alışverişi de etkiliyor. Nakliye kolları durdu gibi. Dünyanın en büyük üreticisinden mal akımı durdu. Üretim durdu. Fırsatçılar piyasaya çıktı. Sıhhi malzemelerden bazıları karaborsaya düştü. Kolonya dahil. Sanki sırf bizde mi? Her ülkede böyle. Çarşı ve pazarlarda pek azalma olmasa da artık insanlar daha tedbirli. Sosyal medyada ise gırgır ve komiklikler başladı. Ama her ne olursa olsun ülkelerin ekonomisi negatif etkileniyor. Çünkü 40 yıl öncesine göre artık dünya globalleşti. Üretimin ve ticaretin artık vatanı yok. Bilgi akımı çok ve seyahatler arttı. Bu yoldan kazanç sağlayan tüm iş kolları durdu veya durduruldu. Alın size virüs ekonomisi. Moralleri bozunca ekonomi de bozuluveriyor.
Faydaları da var tabii. Elini yıkamayan yıkamaya, rakı içmeyen içmeye başladı. İran rakı bilmez, elde yapmaya kalkınca 73 kişi hayatını kaybetti. Metil alkol. Nereden bilecek etili metili. İşin ciddi yanı bu olay insanları temizliğe ve dikkatli olmaya sevk ediyor. Kısacası yaşama bir düzen getiriyor. Artık insanlar dikkatli olmak zorunda. Ülkemiz bu konuda zaten dikkatli. Çok kişi namaz kılıyor, abdest alıp elini yüzünü sabunla yıkıyor. Çok çay içiliyor ki bu da boğazın temizlenmesini sağlıyor. Ayrıca yurdum insanı bu konularda tedbirli.
Peki, şimdi ne olacak? Yazı bekliyoruz ki bir ifadeye göre sıcaklık virüsü öldürecek. Tamam, öldürecek de, yine de biz bağışıklık sistemimizi kuvvetli tutmalı, iyi ve doğru beslenip gerekirse biraz vitamin tüketmeliyiz. Virüs ekonomisi bizi tasarrufa da yönlendirebilir, çünkü AVM’lerde ve kalabalık yerlerde pek dolaşmıyoruz. Dikkat ederseniz dövizde yukarı gidiş var ki bu belirsizlik olduğu kadar işlerin durması ile de ilgili. Çünkü işler durunca iş yapanlar atıl parayı belli bir para biriminde tutmak isterler. Daha doğrusu iş yaptıkları para biriminde. Bunun da yukarı gidişte etkisi vardır. Virüs ekonomisi daha öncede söylediğim gibi bir nöro ekonomidir ve insan psikolojisi ile doğrudan ilgilidir. Yaz gelsin, virüs bitsin, işler açılsın.
Saygılarımla...