Manisa yine bir kuyumculuk dolandırıcılığı ile karıştı. Miktarın 30 milyondan 100 milyona doğru gittiği haberlerde yazıyor. İki ortak kuyumcu ve bir sürü vatandaş. Paralarını ve altınlarını bu iki kişide çalıştırmak üzere vermişler. Tabi haberleri okuyunca şaşırıp kalıyorsunuz. Kişilerin teslim ettiği 500 bin, 1 milyon veya daha yüksek miktarda paralar var. Birinin ifadesi ile bir kartvizitin arkasına miktar yazılıp paraları almışlar. Adam bir ödeme alamadık diyor. Peki, bu ödeme ne? Para veya altının faizi. Kolay yoldan serveti çevirme. 2020 yılına geldik ama bazılarımız hala akıllanmadık anlaşılan. Dükkanın kapısında yatanlar bile varmış. Herhalde gece sabaha karşı ödeme yapılacağını umuyorlar. * * * Biz bir Cumhuriyetiz. Hem de Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu dünya üzerinde emsali bile az olan Türkiye Cumhuriyeti. Bu akıl ve mantıkla kuruldu. Çünkü yeni Cumhuriyet bir yeni fikirdi. Birçok kurumlar oluşturuldu. Bunlar var olan birkaçının yanında yeni kurulan bankalardı. Bu gün ülkemizde devlete ait veya yerli ve yabancı firmalara ait bankalar mevcut. Sonrası Factoring ve ikrazat firmaları da kuruldu. Bugün artık bu kurumlar BBDK tarafından denetleniyor ve halkın mevduatlarına da belli güvenceler veriliyor. Son oluşturulan Bireysel Emeklilik Sistemi ise tamamen halkın tasarrufuna ve devletin desteği ile birikime yöneltilmiş bir oluşum. Biriktirdiğiniz emeklilik fonları, devletin de desteği ile 10 yılda ödediğinizle orantılı bir miktara ulaşıyor. Üstelik kimse bu paraya tedbir ve icra getiremez. * * * Tabi ki bu resmi kurumlar vergi veriyorlar. Devletin maliyesi bu kurumlardan gelir elde ediyor. Factoring ve ikrazat kurumları da yaptıkları işler için fatura kesiyorlar. Bunlar iskontolu işler yapıyorlar. İngiltere’deki Discount House gibi çalışıyorlar. Ama parayı alan ve çalıştıran kuyumcular veya ayaklı tacirlerde vergi, kayıt falan yok. Ver 500 bin TL’yi, kartvizitin arkasına yazsınlar, sonra para bekle. Bu gibi olayları sanki Türkiye yaşamadı. Hani şu Kastelli olayı ve benzerleri gibi. Günlük faiz alan oldu. Ama sonunda paralar gitti. Peki, bu kişilerdeki mantıksızlık ve gariplik niye? Neden banka gibi kurumlar yerine, böyle bir sistemi onaylıyorlar? Buna söylenecek laf bulamıyorum. * * * Dedemin bir iki söylevi vardı para konusunda: “Oğlum” derdi. “Kasayı kapalı tut çünkü ölü bile paraya el uzatır.” Diğeri de: “Adam alacaklısına demiş; Seni döverim. Döversin demiş. Senin parçalarım. Parçalarsın demiş. O parayı senden alırım. Adam n*h alırsın, çünkü yok demiş.” Gerçek bu. Gitti mi gider. Geri geldiği vaki değil. Böyle hatalara artık düşmeyelim. Koca koca kurumlar varken saçma sapan şekilde paralarımızı değerlendirmek komedisinden kaçalım. Çok mağdur var ama onlar da suçlu. Çünkü bu şekilde yanlış bir yol seçilmiş. Saygılarımla…