Tarıma ilgi artacak. Taşınmaz ticareti birazcık şekil değiştirmeye başladı. 2020 yılında yaşadığımız hastalık kaosu insanlarda belli başlı düşünceleri farklı yöne itmeye başladı. Arazilere ilgi artmaya başladı. Bu ilgi pek gelip geçici gözükmüyor ve devam edecek gibi. Çünkü insanların artık yaşantıları biraz değişmeye başladı. Fikirleri de bu boyuttan dolayı belli bir değişmeye giriyor.
*******
Bir dostum arazi arıyor. Kendisi İstanbul’da oturuyor ve ara sıra Manisa’ya gelip gidiyordu. Son görüştüğümüzde, benden 50 dönüm bir yer ve özellikle imara açılmayacak bir yer istedi. “Neden?” diye sorduğumda, tarımsal üretim yapacağını söyledi ve ekledi: “Bu kadar parayı bir dükkana verip kira alamayacağıma, kendim uğraşır, üretim yapar ve satıp daha çok gelir elde ederim.” Doğru düşünüyordu. Bilmese de rahatlıkla öğrenebileceği bilgiler yakınlarında, kullanacağı kişilerde dibinde idi. Biraz araştırdığımda, birçok kişinin bu şekilde bir düşüncesi olduğunu görmekteyim. Kimileri için hayal olsa da, insan istediği dağları delebiliyor.
*******
Gelecekteki iki sorundan biri gıda ve diğeri ise su. Bunları tetikleyende iklim. Geleceğin patronları, eğer akıllı olurlarsa, çiftçiler olacak. Bu, bundan 100 yıl önce de aynı idi ve şimdi de aynı olacak. Yüzyıl öncesinin Manisa’sına baktığınızda, küçük veya büyük çapta herkesin iyi kötü bir bağı tarlası vardı. Olmasa da, kiralayıp üretim yaparlardı. Ben son kesitine yetiştim. Yazları, çarşamba günleri şehirde adam olmazdı. Herkes ovadaydı. Sonraları tarıma ilgi ve sübvansiyon, yani destek azaldı, rantçılık ve ticaret arttı. Faizler yüksekti ve bazı kişiler meşhur sosyolog Saint-Simon’un söylediği gibi aylaklar oldu. Üretimde düşme, ki bu her kesimde oluştu. Global olarak üretim belli ülkelere kaydı ve bizde de dibe vurdu. Tabi bahsettiğim küçük ve orta tip girişimci ama bir ulusu taşıyanlarda bunlardır. Avrupa örneğinde bu görülür.
********
Şimdi başka fikirlerin şafağındayız. Şimdi bizim insanımıza bir kıvılcım gerekiyor. Yaşadığımız bölgeye, kaldırıp kafanızı baktığınızda, ekili alanların dışında ne kadar boş alan olabildiğini hesap edebiliyor musunuz? İlk kıvılcım bu hastalık oldu. Bu da insanlarda farklı fikirler oluşturuyor. Tarımsal üretime eğilmek. Çünkü esnaflığın bugünlerde işi çok kötü ama maliye ve SGK diplerinden ayrılmıyor. Ceza kurumu işbaşında. Zabıta durmadan denetliyor. Ama kısıtlamalar var, iş yok. Kalabalıklar tehlikeli. Gelecek tam bilinemiyor. Neresi temiz? Tarlalar, bağlar gibi insanın olmadığı yerler. Olan buna yönelmek istiyor. Eğer bu şekilde bir hareket hızlanırsa, olmayan da, şahıs veya devletten kiralayarak bu tip üretime yönelebilir. Bu bir kader değil bir toplumsal olgudur. Ama bunu yaparken de bir birlik içinde olmak gerekir. Burada da görev odalara ve bu konudaki araştırma yapan kurumlara düşüyor. Ve bu iş hareketlendiği zaman da en azından belli bir süre tarımsal sübvansiyon şart. Çünkü unutmayalım ki tarımsal üretiminde olumsuzlukları var ticaret ve sanayi gibi. Sel, dolu, soğuk ve aşırı sıcak gibi…
Saygılar.
Bu konudaki yazılarıma devam edeceğim, çünkü geleceğimiz için aşırı önem arz ediyor.