Herkesin babası kendine güzel ve kıymetlidir. Kimimizin babası hayatta, kimimizin babası vefat etmiştir. Ama babalar kıymetlidir ve eksiklikleri hemen hissedilir. Kızabilirler, bağırabilirler ve hatta tokat bile yersiniz. Ama bunlar hep sizi daha güzele ve daha ahlaklı hale getirmek içindir. Unutmayın ki ölünce tüm defterler kapanır, bir tek evladınızın ki açık kalır diye bize söylenmişti. Eğer kötülük yaparsanız cezası size olduğu kadar babanıza ve annenize de yazılır demişlerdi eskiler.
*******
Bende babamı genç kaybettim. O öldüğünde 67 yaşında, ben ise 32 yaşında idim. Daha öğreneceğim, danışacağım çok şey vardı. Hayatı boyunca bana bir fiske bile vurmadı. Derslerim kötü olduğunda bağırıp azarlamadı. Gençliğe adım attığım zaman benimle arkadaş oldu. Benim için ‘arkadaşım o benim’ diyordu. Hatta Nedim amca diyen çocuklara öyle demeyin, Nedim abi deyin ben daha gencim diyordu. 1994 yılının 7 Eylül’ünde çekti gitti bu dünyadan. O öldükten 15 gün sonra bir kimyasal sormak için elim telefona gitti ve havada kaldı. Yoktu ki babam. Babalarımız büyük destektir. Ararız.
*******
Eczacıların kralı idi. Kemeraltı’nın doktoru idi. Çok kişiden duydum ki ‘o öldükten sonra doktor kapılarında süründük’ diye. İtalya’ya ilk defa gidiyorum. İzmir’deki ayakkabıcılarla ayakkabı yan sanayi fuarına gidiyoruz. Çok iyi tanıdığım bir ayakkabıcıya, ‘benim babamı tanıyor musunuz?’ diye sorduğumda, ‘tanımaz mıyım? Daha dün babana uğradım da ilaç aldım bir hafta İtalya’da kalacağız diye” demiştir. İzmir’in ve hatta İzmir’de dükkanı olan tüm Manisalı ayakkabıcıların doktoru gibi idi. Sevilirdi çünkü içi dışı birdi. Birini sevmedimi yüzüne söylerdi. ‘Atatürk bu Cumhuriyeti bize emanet etti’ diyordu.
*******
Herkes gibi benim babamda bana kıymetli olduğu kadar insanlar tarafından sevilen ve kıymetli bir kişilikti. Eskiden yani 40 yıl evvel dükkanlar bir alışveriş olduğu kadar birer dergâh, bir öğrenme yeri idi. Babama bir şey sorduklarında hiç kimsenin bilmediği şeyleri bilir ve anlatmaya başlardı. İlacı alan gitmez ve dinlemeye başlardı. Eczane dolar taşar sonunda kalfa Tayfun abim, ulan işiniz yok mu sizin der, bütün insanları çıkarırdı. Adam batı klasiğini, Türk klasik edebiyatını, klasik batı müziğini, dinleri ve felsefeyi hatmetmiş bir kitap kurdu, bir bilgi küpü idi ve bunu herkesle paylaşmak isterdi.
*******
Size babamı anlatırken içim cız ediyor ama bildiğiniz üzere bu dünya Hz. Peygambere bile kalmaz. Herkes er ya da geç görevini tamamlayıp çekip gidecek ve kubbede hoş bir sada kalacak. Şimdi bende 3 çocuk babasıyım ve gördüklerimi yapabildiğim kadar tatbik etmekle uğraşıyorum. Çocuklarımız hazinemizdir. Başka hazine aramaya gerek yok. İyi, kültürlü, bilgili ve ahlaklı yetiştirebilirsek onlar da kendi hazinelerini yaratırlar. Biz babalar her zaman, bir şey yapmadan çocuklarında ve gençlerinde fikrini almak zorundayız. Büyük dedemin dediği gibi; hayatta bir büyük, bir küçük sözü dinlemek gerek. Evlatlarımızı düzgün, bilgili ve ahlaklı yetiştirebilirsek ne mutlu bize. Onlarda bizi hep anarlar arkamızdan. Babalar gününüz kutlu olsun. Saygılar…