Evet, gerçekten de böyle. Hele oturduğunuz ev geniş ve sizin de uğraşlarınız var ise gerçekten böyle düşünebiliyorsunuz. Tabii ki, bu kişinin geliri ile doğru orantılı. Hele hafiften yaşınızı almışsanız ve evlatlarınız sizin işinizle ilgileniyor veya çalışıyorlarsa durum bu şekle gelebiliyor. Tabii eve kapanalım demiyorum veya hiç çıkmayalım demiyorum ama dışarısı artık eskisi gibi değil. Sorunlu ve pahalı.
*******
Bir kere sorun trafik. Her geçen gün araç sayısı artıyor ama batılı ülkelerdeki gibi arabalar hurdaya ayrılmıyor. Bununda sebebi yeni bir araç almanın zorluğu ve pahalılık. Bu nedenle araç sayısını dengeleyemiyorsunuz ve haliyle piyasada 40 yıllık araçlar dolanıyor. Avrupa da 10 yaşından büyük araçların trafiğe çıkması özel izne tabi ve sıkı bir incelemeden geçiriliyorlar. Tabii iş bununla da bitmez. Kimi araç kullanmasını bilir, kimi ise daha yeni ehliyet almıştır. İnanın şu anki İzmir- Manisa yolu 3 şeritli olmasına rağmen bundan 30 yıl öncesine göre çok tehlikeli. Çünkü araç sayısı ve ağır vasıta sayısı çok ve bazılarının sürat düşkünlüğü var. Yollarda herkes yarış içinde. Sanki yol yarış pisti. Şehir içinde ise her sokaktan bir araç çıkıyor ve sizi görmüyor. Yollar servis motosikletleri ile dolu ve ben bir tanesinin adam gibi gittiğini görmedi. Birbirleri ile yarışıyorlar.
*******
Yaya olmakta bir sorun. Ben, hemen her yayaya müsait olunca yol veriyorum. Geçit olsun olmasın. Ama bir keresinde arkadan darbeyi yedim ve adam bana sert durduğumu söyledi. Ama beni yakın takip ettiğini unuttu. Zaten bu tip kazalarda cep telefonu en büyük etken. Gerçekten de yaşlısı olsun, çocuklusu olsun yol vermek gerek. Özellikle geçitlerde. Ama yol veren sayısı yüzde 20yi geçmez. Siz geçmeye kalkınca arabayı üstünüze süren çok. Hele İzmir Alsancak ta. Trafik polisi varsa terbiyeli, yoksa terbiyesiz olunuyor. Manisa’da da böyle. Zaten bazıları çok dalgın araç kullanıyor. Dertleri sorunlar insanı büküyor.
*******
Fiyatlar ayrı bir sorun. Bir market veya bakkala gittiniz mi, üç beş şey alıyorsunuz ve bir mavilik gidiyor. 100 TL yani. Geçenlerde süpermarkete girdim ve tam 6 çeşit gıda aldım ve 180 TL gitti. Dün eşimle alışveriş merkezini dolaştık. Geçen sene aldığımızla bu sene arasında yüzde 100 artış var. Tabi bazı giyecek ürünlerinde. İnsan düşünüyor ki gelir düşükse çaresizsin. İşte bir psikolojik bozukluk yaratan etken. 50 TL’lik akaryakıt hiçbir şey ifade etmiyor. Manisa haberlerinde görüyorum; her gün bir kenevir ekim alanı basılıyor. Millet, derdinden bedava kafa bulmaya çalışıyor. Rakı 200 TL olunca buna yönelen çok oluyor. Tabi kaçak ticareti de çoğalıyor.
*******
İnsanlar yolda yürümeyi bilmiyorlar. Hele şu pandemi döneminde yolda üstüne doğru geliyorlar. Elinde telefon olan gençler hiç çevresine aldırmadan yürüyorlar. Zaten kalabalık bir toplumuz ve nüfus ha bire artıyor. Kaldırımlar insan, sokaklar araba almıyor. Bir de insanların yolda birbirine çarparak yürümesi ve çevresine aldırmaması sorun teşkil ediyor. İşte bundan dolayı bir işim yoksa ben neden dışarı çıkayım. Oturur evde kitap okur, televizyon seyrederim, bilgim çoğalır. Saygılarımla…