Eskisi gibi yoğun trafik yok. Varsa bile belli günler. İzmir de aynı. Zaten İzmir’de toplu taşıma çok iyi çalışıyor. Metro, tramvay hep dolu. Kimse arabasını almıyor. Havaalanına bile İzban ile gidiyorlar. Gitti benzin parası, park ettin otopark soygunu. Ama Manisa’da, İzmir gibi olanaklar yok. Yani bir hafif raylı sistem.
*******
Eğer bir hafif raylı sistem olsa arabaya asla binmem. Evimin yakınından veya belli noktalardan geçip şehrin merkezine gideceği aşikar. İnip yürürüm. İzmir de Foça’dan her gün Çankaya’da dükkanına gelen esnaf var. Raylı sistemler büyüyen şehirlerde bir gereklilik. Ve aynı zamanda belediyelere kazanç kapısı.
******
Akaryakıt fiyatları çıldırdı. Aşırı yükseliş elbette bir etki gösteriyor. Trafikte seyrelme olduğu aşikar. Çünkü artık arabası da olsa millet gereksiz masrafın can acıttığını öğrendi. Bir İzmir e gidiş 100 TL oldu. Büyük silindirli araçlar için daha fazla. 28 TL mazot, 26 TL benzin. Aşırı bir fiyat baskısı var. Elbette trafiği seyrekleştiriyor ama esas nakliye ile malları vuruyor. Nakliye katsayısının fiyatlar üzerindeki baskı çok arttı. Derdimiz gıda başta tüm mallardaki akaryakıt fiyat baskısı.
*******
Sıkıntılı bir durum fakat ben pek fiyatların geri geleceğini ummuyorum. Çünkü fiyatın bir kısmı açık kapatmaya yönelik ki bunu herkes biliyor. Yani yapılanları yine bizler ödüyoruz. Dünya genelindeki petrol varil fiyatlarının artışından daha fazla bizde fiyat artıyor. Avrupa ve Amerika’daki akaryakıt fiyat artışları da bir nebze bu amaca hizmet etmekte. Çünkü her zaman tekrarladığım gibi. Tsunami gelip bir kerede gitmez. Altı ila yedi kere dalga gelir alır ve götürür. Her seferinde hızı azalsa da birden bitmez. İşte dünyada da Covid bunu yaptı. Tüm sektörleri vurdu. Devletlerin kasasını boşalttı. Çünkü üretim gücü sağlık sektörüne aktı. Hazır paralar azaldı, stoklar eridi. Covid bitti ama dalgası sürüyor. Petrol fiyatlarındaki artış da bir açıdan buna bağlı. Diğer açısı ise yeni tip enerji kaynakları. Gelecekte neler olacak göreceğiz. Saygılarımla…