Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

KEMAN YAYI GİBİ GERİLDİK BEKLİYORUZ: ESKİDEN YENİDEN...

Bu deyim dedem zamanından kalma. Hangi zaman için söylenmiş bilmiyorum ama işlerin bozuk olduğunu ve patlamak üzere olunduğunu anlatıyor. Her taraf durmuş ya gümlüyecez yada işler açılacak rahatlayacağız gibi bir şey. Eski yıllarda da krizler olmuştu. Mesela 1932 buhranı genç bir cumhuriyeti epeyce sallamıştır. Sermayelerin eridiği ve hiç bir şeyin alınıp satılmadığı bir zaman dilimi. O zamanlar bu zaman gibi ne haberleşme vardı ne de borsa gibi etkenler. Paradan para kazanma yoktu. Herkes işten para kazanıyordu. Sabah ezanında dükkan açıyor ve akşam hatta yatsıya kadar çalışıyor, ekmeğini taştan çıkarıyordu. İşler zora girince de bekliyor ve düzelir diyordu. Bunları dedemden duydum ve öğrendim. Hep insanların kendisinden daha çok para kazanmasını isteyen bir kişilikti. Babasından da aynı şeyleri görmüştü. Genelde çevre hep aynı tip insanlarla dolu idi. Herkes yardımlaşırdı. Çarşı bir pozitif enerji ile, pozitif bir ruh ile kaplı idi. Moral bozmak diye Bir şey yoktu. Ben son zamanlarına biraz yetiştim. İşler siyasete bakmaz, çalışmaya ve alım satımın gücüne bakardı. Böyle bir dünya idi çevre. Manisa olsun, İzmir olsun. O 1970 li yılların Kemeraltı ruhu da aynı idi. Kestelli ekmek fabrikası saat 10:00 da ekmek çıkarıyor diye rahmetli Fahrettin abim tüm komşuların ekmeğini alır götürürdü. Neden? Çünkü herkes en geç saat 8:00 dedi mi kepenk kaldırırdı. Manisa çarşısı da aynı idi. Geç açan ayıplanırdı. Ama bazen çingen tefi gibi gerilseler bile alışkanlık ve ananelerini asla bozmadılar. Psikolojinin ekonomi ve ticaretteki yerini daha öncede yazmıştım. Onsuz olmaz. İnsanların para kazanmak için yaptıkları işlerde her ne iş olursa olsun psikoloji başköşededir. Bozuk veya düzgün. Moralli ve demoralize. İyi veya kötü. Esas olan insan ise onun davranış ve düşünceleri olduğu gibi yaşayıp iş yaptığı ortamı etkiler. Ya pozitif kararlar alır veya negatif olarak köşesinde boğuşur. Davranışlarınız aynen sizi ve çevrenizi doğrudan etkiler. İş ekonomi ve ticaret ise hele daha çok etkiler. Hele size iş değil de paradan başka bir şey düşündürülmüyorsa. Ödemeler, taksitler, harcamalar, kredi kartları. Beyninizin bir yerinde durmadan açığa çıkar durur. Sizi rahat bırakmaz. Peki bunların olmayıp ta yalnız işinizi düşündüğünüz bir ortam yaratılsa. Üretip ve alıp satıp kazanmak. Aynen eski insanlar gibi. Onların psikozları şimdiki insanlardan daha düzgündü. Şimdinin insanı para ve rahat yaşamdan başka bir şey düşünmezken eskinin insanı gelecek kaygısı olmadan işini düşünürdü. Memurlar bile emekli tazminatı ile bir ev alırken şimdikiler araba bile alamıyor veya bir 10 yıl borç ödemek kaydı ile emekli maaşının çoğundan feragat ile bir ev alma çabasına giriyor. Ama yine de insanı bu hale çeken kendi psikolojisidir. Bekliyoruz seçim bitsin. Bekliyoruz hükümet kurulsun. Bekliyoruz FED faiz açıklamasını yapsın. Bekliyoruz dolar faiz düşsün. Hep bekliyoruz bu aralar. Bekledikçe piyasayı tıkatıyoruz, bekledikçe paranın araç olmaktan amaç olmasına sebep oluyoruz, bekledikçe üretim ve ticareti sıkıştırıyoruz, bekliyoruz hükümet bir şeyler yapsın. Biz bir şey yapmıyoruz ama hep başkalarından bekliyoruz. Eskiler kendinden başkasından bir şey beklermiydi acaba?  Onlar işlerden beklerdi. Şimdi bizler paradan veya faizden bir şeyler bekliyoruz. Eskiden zengin olan boş gezene iş yaratırdı şimdi ise zengin daha zenginleşirken maaşla çalışana daha az nasıl veririz diye firmalar yarışıyor. Muhakkak ki değişmeyen tek şey değişim. Atatürk ün dediği gibi durmak geri gitmek demektir. Değişelim ama pozitif olarak. Negatif olarak değil. Bu yazıyı yazdım çünkü eski ile yeni arasında bir kıyas yapabilmek için ve eski ile yeni çarşı kültürünü kıyaslamak için. O çarşıya giren çıkan, oralarla iş yapan eski ve yeni insanlar için. Eskisi mi iyi idi şimdisi mi? Sorun kendinize. Cevabı kendiniz verin. Son zamanlarda yine işler durdu. Herkes bekliyor. Neyi bekliyor? Ucuza alıp pahalıya satmayı mı? Bedavadan mal almayı mı? Resmen bir durgunluğun içindeyiz. Ama bunu çözecek olan bizleriz. Kendi psikolojimiz. Paranın esiri olmak yerine işimizin esiri olalım. Sabahları erken kalkmanın nasıl faydası var ise işimizi erken açmanın da faydası var. esnaf ve işadamına lafım. Ahlaklı adaletli olmak eskilerden bize miras olmalı. Kötülük düşünen kişiler ile asla iş yapmazlardı. Parası olmayanla değil bizlerde öyle olalım. Neşemiz daim olsun. Moralimizde keza. Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 25 Kasım 2015 - Çarşamba
Mehmet ÇELİKEL

KEMAN YAYI GİBİ GERİLDİK BEKLİYORUZ: ESKİDEN YENİDEN...

Bu deyim dedem zamanından kalma. Hangi zaman için söylenmiş bilmiyorum ama işlerin bozuk olduğunu ve patlamak üzere olunduğunu anlatıyor. Her taraf durmuş ya gümlüyecez yada işler açılacak rahatlayacağız gibi bir şey. Eski yıllarda da krizler olmuştu. Mesela 1932 buhranı genç bir cumhuriyeti epeyce sallamıştır. Sermayelerin eridiği ve hiç bir şeyin alınıp satılmadığı bir zaman dilimi. O zamanlar bu zaman gibi ne haberleşme vardı ne de borsa gibi etkenler. Paradan para kazanma yoktu. Herkes işten para kazanıyordu. Sabah ezanında dükkan açıyor ve akşam hatta yatsıya kadar çalışıyor, ekmeğini taştan çıkarıyordu. İşler zora girince de bekliyor ve düzelir diyordu. Bunları dedemden duydum ve öğrendim. Hep insanların kendisinden daha çok para kazanmasını isteyen bir kişilikti. Babasından da aynı şeyleri görmüştü. Genelde çevre hep aynı tip insanlarla dolu idi. Herkes yardımlaşırdı. Çarşı bir pozitif enerji ile, pozitif bir ruh ile kaplı idi. Moral bozmak diye Bir şey yoktu. Ben son zamanlarına biraz yetiştim. İşler siyasete bakmaz, çalışmaya ve alım satımın gücüne bakardı. Böyle bir dünya idi çevre. Manisa olsun, İzmir olsun. O 1970 li yılların Kemeraltı ruhu da aynı idi. Kestelli ekmek fabrikası saat 10:00 da ekmek çıkarıyor diye rahmetli Fahrettin abim tüm komşuların ekmeğini alır götürürdü. Neden? Çünkü herkes en geç saat 8:00 dedi mi kepenk kaldırırdı. Manisa çarşısı da aynı idi. Geç açan ayıplanırdı. Ama bazen çingen tefi gibi gerilseler bile alışkanlık ve ananelerini asla bozmadılar.

Psikolojinin ekonomi ve ticaretteki yerini daha öncede yazmıştım. Onsuz olmaz. İnsanların para kazanmak için yaptıkları işlerde her ne iş olursa olsun psikoloji başköşededir. Bozuk veya düzgün. Moralli ve demoralize. İyi veya kötü. Esas olan insan ise onun davranış ve düşünceleri olduğu gibi yaşayıp iş yaptığı ortamı etkiler. Ya pozitif kararlar alır veya negatif olarak köşesinde boğuşur. Davranışlarınız aynen sizi ve çevrenizi doğrudan etkiler. İş ekonomi ve ticaret ise hele daha çok etkiler. Hele size iş değil de paradan başka bir şey düşündürülmüyorsa. Ödemeler, taksitler, harcamalar, kredi kartları. Beyninizin bir yerinde durmadan açığa çıkar durur. Sizi rahat bırakmaz. Peki bunların olmayıp ta yalnız işinizi düşündüğünüz bir ortam yaratılsa. Üretip ve alıp satıp kazanmak. Aynen eski insanlar gibi. Onların psikozları şimdiki insanlardan daha düzgündü. Şimdinin insanı para ve rahat yaşamdan başka bir şey düşünmezken eskinin insanı gelecek kaygısı olmadan işini düşünürdü. Memurlar bile emekli tazminatı ile bir ev alırken şimdikiler araba bile alamıyor veya bir 10 yıl borç ödemek kaydı ile emekli maaşının çoğundan feragat ile bir ev alma çabasına giriyor. Ama yine de insanı bu hale çeken kendi psikolojisidir.

Bekliyoruz seçim bitsin. Bekliyoruz hükümet kurulsun. Bekliyoruz FED faiz açıklamasını yapsın. Bekliyoruz dolar faiz düşsün. Hep bekliyoruz bu aralar. Bekledikçe piyasayı tıkatıyoruz, bekledikçe paranın araç olmaktan amaç olmasına sebep oluyoruz, bekledikçe üretim ve ticareti sıkıştırıyoruz, bekliyoruz hükümet bir şeyler yapsın. Biz bir şey yapmıyoruz ama hep başkalarından bekliyoruz. Eskiler kendinden başkasından bir şey beklermiydi acaba?  Onlar işlerden beklerdi. Şimdi bizler paradan veya faizden bir şeyler bekliyoruz. Eskiden zengin olan boş gezene iş yaratırdı şimdi ise zengin daha zenginleşirken maaşla çalışana daha az nasıl veririz diye firmalar yarışıyor. Muhakkak ki değişmeyen tek şey değişim. Atatürk ün dediği gibi durmak geri gitmek demektir. Değişelim ama pozitif olarak. Negatif olarak değil.

Bu yazıyı yazdım çünkü eski ile yeni arasında bir kıyas yapabilmek için ve eski ile yeni çarşı kültürünü kıyaslamak için. O çarşıya giren çıkan, oralarla iş yapan eski ve yeni insanlar için. Eskisi mi iyi idi şimdisi mi? Sorun kendinize. Cevabı kendiniz verin. Son zamanlarda yine işler durdu. Herkes bekliyor. Neyi bekliyor? Ucuza alıp pahalıya satmayı mı? Bedavadan mal almayı mı? Resmen bir durgunluğun içindeyiz. Ama bunu çözecek olan bizleriz. Kendi psikolojimiz. Paranın esiri olmak yerine işimizin esiri olalım. Sabahları erken kalkmanın nasıl faydası var ise işimizi erken açmanın da faydası var. esnaf ve işadamına lafım. Ahlaklı adaletli olmak eskilerden bize miras olmalı. Kötülük düşünen kişiler ile asla iş yapmazlardı. Parası olmayanla değil bizlerde öyle olalım. Neşemiz daim olsun. Moralimizde keza.

Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.