Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

MALİYE, HALK VE KRİZ EKONOMİSİ...

İşler durgun. Halk beklemede. Parası olan tutuyor, olmayan çalışıp yetirmeye bakıyor, esnaf da işin içinden nasıl çıkarım diye kara kara düşünüyor. Çiftçiyi sormayın herkesten beter. Bankalar kredileri yavaşlattı. Zaten devlete ve holdinglere kredi muslukları açık. Halk ve esnaf olmasa da olur. Maliye yakaladığından vergi tahsilatı yapmaya çalışıyor. Zaten taksitlendirme pek başarılı olmuş değil. Kazanarak taksitlendirme mi ödeyecek bu esnaf yoksa o yılın gelir vergisini mi ödeyecek? Kısacası her kişinin beyni bugünlerde tersine çalışıyor. Bu gibi sıkışık ve güvensiz bir ekonomide esas etken kamu maliyesini halkın lehine düzeltmek. Parası ve geliri düşük olan bir kişi için belki konu bile olmaz ama bu devirde parası ve geliri yüksek olan kişi de aynı çemberin içine düşmüş vaziyette. Öyle ki maliyetlerdeki aşırı artış ve döviz baskısı hemen her şeyi tetiklemiş durumda. Peki kimler bu olaylardan en az zararla sıyırıyor. Büyük işletmeler ve holdingler. Özellikle tekelci olan her ürünün fiyatına zam aynen yansıtılıyor. İstersen al deniliyor. Hatta ani döviz yükselişlerinde paran bile geçmiyor satış yok deniyor. Mesela inşaat demirinde geçtiğimiz Ağustos sonrası para bile geçmedi. Müteahhitler mal yerine nasihat aldılar. Akaryakıt hele en çok zam alanlardan. Geçen sene bu zamanlarda benzin kaç para idi, şimdi kaç para. Öyle enflasyon yok yüzde15 yok yüzde 20 gibi laflara bu milletin karnı tok. Kışın yeşil bibere zam şampiyonu deyip halkı kandırmak gibi. Kanalların verdikleri ekonomi haberlerinde hep para ve borsa var. Üretimden ve ticaretten bahseden yok. Yok Dolar burayı zorlarmış, yok Euro bu seviyede kalırmış gibi kahin kılıklı bir alay insan ekonomiden bahsedip vecize yumurtluyorlar. İçlerinde gerçekçi olanları 3-5 kişiyi de geçmez. Kamu maliyesi demiştik. Sorunları çözmenin başında mali tedbirler ve maliye var. Yani vergiler konusu. Bir şişe rakı 60 TL. Satışı 160 TL. İçmeyin kardeşim. Öyle laf olmaz. Acaba akaryakıttaki vergi hani düşürülecekti efendim sabitlendi dendi ama petrolün varili ve Dolar artınca küt ertesi gün zam. Sigaralar için bir şey demiyorum ama bir kere şu ÖTV oranları ve KDV oranları biraz daha insaflı hale getirilmeli. Ağustos krizinden evvel bir iş için bir oto plazaya gittim. En büyük boy bir SUV araç. 400.000 TL satışı. Bunun 250.000 TL si vergi. ÖTV ve sonra KDV. Yani ÖTV’nin de KDV sini ödüyorsunuz. Satış elemanı bayan yaklaştı ve ona kendisinin maliyenin bedava çalıştırdığı tahsildarı olduğunu söyledim. Maaşını plazanın sahibi ödüyor ama parayı maliye alıyor. Güldü tabii ki. Hemen her şeyde o firmanın çalışanı maliyenin bedava çalışan tahsildarı konumunda. Bundan ÖTV ve KDV vazgeçilemeyen bir vergi türü. Ama halkın belini bükmeye başladı. Döviz ne kadar artıyorsa bu vergilerde o kadar artıyor. Maaşlar verilen zamlardan daha fazla zam yiyor bu mallar. Özellikle gıda. Şimdi duydum ki süt ürünleri zamlanacakmış. Bir yılda pastörize süt neredeyse yüzde 100 arttı. 25 TL’lik peynir 40 TL oldu. Daha saymakla bitmez. İşte kamu maliyesi yani ÖTV ve KDV’ler biraz insaflı olmalı. Birde iş erbabının belini büken ve hatta batmasına sebep olan e-haciz gerçeği. 10 TL maliyeye borcun olsa hemen tüm parana e-haciz uygulanıyor. Yandın! Hemen öde ama hesabından tedbir 20 günde kalkıyor. Maliye bankaya yazı yazacak, banka memuru onu düşürecek. Senin çeklerin karşılıksızı yiyecek, sen kırmızı kalemi yiyeceksin. Kredibiliten bitti. İş dönemiyor. İşçilere para ödeyemiyorsun. İşçiler işsiz ve parasız kaldı. İşletmen kapatıldı. Her alacaklı halt varmış gibi hemen avukatına koşup seni icraya verdi. Nefes alacak halin kalmadı. Ailen dağıldı. Zincirleme reaksiyon. Atom bombası gibi. Yani bir deli bir kuyuya bir taş attı. 100 akıllı çıkarmaya çalışıyor. Peki neden bu e-haciz denilen ve ortalığın yıkılmasına sebep olan şey devre dışı bırakılmıyor maliye tarafından. Adamın borcu 10 TL iken siz nasıl adamın tüm parasına tedbir koyup batırmaya yönelirsiniz. Bunların hele bir dirhem bir şeyin satılıp alınmadığı bu ortamda ya tekrar elden geçmesi veya tekrar düzenlenmesi gerekiyor. Otomobilde işler fecaat. Dün biri söyledi doğru yanlış, bir ayda bir fabrikada bir araç tipinden yalnızca altı tane üretilmiş. Yalan diyemem doğru olma şansı var bu ortamda. Otomobil fiyatları hala sağlam. Alış veriş aşırı düştü. Yalnızca 2. ellerde alım satım var. Neden mi? Vergi yok da ondan. Üstüne yüklü olsa da yeni arabayı yola çıkardığınız an fiyatı yüzde 10 düşüyor. Vergi konusu bile geçmiyor. En çok 2. el araç satılıyor. İnşaat durumunu hiç sormayın cevap verilecek yanı yok. Yapılıp da satılmayı bekleyen yerler herhalde bir kaç sene içinde belki satılır. Hele Manisa’da belli bölgeler doydu. Neden mi? Tüm müteahhitler oraya yüklendi de ondan. Hesapsız iş yaptılar. Bir bölgeyi söyleyeyim. Karaali. İlk imar geçtiği zamandan satılmayı bekleyen yerler var ve fiyatlar yerlerde sürünmeye başlamış. Her işin başı kamu maliyesinden ve halkın çıkarı doğrultusunda alınacak tedbirlerden geçer. Devlet en önemli itici güçtür ve bu toplumu yalnızca holdingler ve büyük işletmeler oluşturmaz. KOBİ’ler, esnaf ve hatta en çok muhtaç olduğumuz çiftçilerde oluşturur. Bunlara lehine alınacak mali tedbirler piyasanın daha akılcı ve sorunsuz dönmesini sağlar. Bugün Manisa’da içilen rakının yüzde 80 i evde ve elde yapılıyorsa bu düşünülecek ve endişe edilecek bir durumdur. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 28 Nisan 2019 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

MALİYE, HALK VE KRİZ EKONOMİSİ...

İşler durgun. Halk beklemede. Parası olan tutuyor, olmayan çalışıp yetirmeye bakıyor, esnaf da işin içinden nasıl çıkarım diye kara kara düşünüyor. Çiftçiyi sormayın herkesten beter. Bankalar kredileri yavaşlattı. Zaten devlete ve holdinglere kredi muslukları açık. Halk ve esnaf olmasa da olur. Maliye yakaladığından vergi tahsilatı yapmaya çalışıyor. Zaten taksitlendirme pek başarılı olmuş değil. Kazanarak taksitlendirme mi ödeyecek bu esnaf yoksa o yılın gelir vergisini mi ödeyecek? Kısacası her kişinin beyni bugünlerde tersine çalışıyor.

Bu gibi sıkışık ve güvensiz bir ekonomide esas etken kamu maliyesini halkın lehine düzeltmek. Parası ve geliri düşük olan bir kişi için belki konu bile olmaz ama bu devirde parası ve geliri yüksek olan kişi de aynı çemberin içine düşmüş vaziyette. Öyle ki maliyetlerdeki aşırı artış ve döviz baskısı hemen her şeyi tetiklemiş durumda. Peki kimler bu olaylardan en az zararla sıyırıyor. Büyük işletmeler ve holdingler. Özellikle tekelci olan her ürünün fiyatına zam aynen yansıtılıyor. İstersen al deniliyor. Hatta ani döviz yükselişlerinde paran bile geçmiyor satış yok deniyor. Mesela inşaat demirinde geçtiğimiz Ağustos sonrası para bile geçmedi. Müteahhitler mal yerine nasihat aldılar. Akaryakıt hele en çok zam alanlardan. Geçen sene bu zamanlarda benzin kaç para idi, şimdi kaç para. Öyle enflasyon yok yüzde15 yok yüzde 20 gibi laflara bu milletin karnı tok. Kışın yeşil bibere zam şampiyonu deyip halkı kandırmak gibi. Kanalların verdikleri ekonomi haberlerinde hep para ve borsa var. Üretimden ve ticaretten bahseden yok. Yok Dolar burayı zorlarmış, yok Euro bu seviyede kalırmış gibi kahin kılıklı bir alay insan ekonomiden bahsedip vecize yumurtluyorlar. İçlerinde gerçekçi olanları 3-5 kişiyi de geçmez.

Kamu maliyesi demiştik. Sorunları çözmenin başında mali tedbirler ve maliye var. Yani vergiler konusu. Bir şişe rakı 60 TL. Satışı 160 TL. İçmeyin kardeşim. Öyle laf olmaz. Acaba akaryakıttaki vergi hani düşürülecekti efendim sabitlendi dendi ama petrolün varili ve Dolar artınca küt ertesi gün zam. Sigaralar için bir şey demiyorum ama bir kere şu ÖTV oranları ve KDV oranları biraz daha insaflı hale getirilmeli. Ağustos krizinden evvel bir iş için bir oto plazaya gittim. En büyük boy bir SUV araç. 400.000 TL satışı. Bunun 250.000 TL si vergi. ÖTV ve sonra KDV. Yani ÖTV’nin de KDV sini ödüyorsunuz. Satış elemanı bayan yaklaştı ve ona kendisinin maliyenin bedava çalıştırdığı tahsildarı olduğunu söyledim. Maaşını plazanın sahibi ödüyor ama parayı maliye alıyor. Güldü tabii ki. Hemen her şeyde o firmanın çalışanı maliyenin bedava çalışan tahsildarı konumunda. Bundan ÖTV ve KDV vazgeçilemeyen bir vergi türü. Ama halkın belini bükmeye başladı. Döviz ne kadar artıyorsa bu vergilerde o kadar artıyor. Maaşlar verilen zamlardan daha fazla zam yiyor bu mallar. Özellikle gıda. Şimdi duydum ki süt ürünleri zamlanacakmış. Bir yılda pastörize süt neredeyse yüzde 100 arttı. 25 TL’lik peynir 40 TL oldu. Daha saymakla bitmez. İşte kamu maliyesi yani ÖTV ve KDV’ler biraz insaflı olmalı.

Birde iş erbabının belini büken ve hatta batmasına sebep olan e-haciz gerçeği. 10 TL maliyeye borcun olsa hemen tüm parana e-haciz uygulanıyor. Yandın! Hemen öde ama hesabından tedbir 20 günde kalkıyor. Maliye bankaya yazı yazacak, banka memuru onu düşürecek. Senin çeklerin karşılıksızı yiyecek, sen kırmızı kalemi yiyeceksin. Kredibiliten bitti. İş dönemiyor. İşçilere para ödeyemiyorsun. İşçiler işsiz ve parasız kaldı. İşletmen kapatıldı. Her alacaklı halt varmış gibi hemen avukatına koşup seni icraya verdi. Nefes alacak halin kalmadı. Ailen dağıldı. Zincirleme reaksiyon. Atom bombası gibi. Yani bir deli bir kuyuya bir taş attı. 100 akıllı çıkarmaya çalışıyor. Peki neden bu e-haciz denilen ve ortalığın yıkılmasına sebep olan şey devre dışı bırakılmıyor maliye tarafından. Adamın borcu 10 TL iken siz nasıl adamın tüm parasına tedbir koyup batırmaya yönelirsiniz. Bunların hele bir dirhem bir şeyin satılıp alınmadığı bu ortamda ya tekrar elden geçmesi veya tekrar düzenlenmesi gerekiyor.

Otomobilde işler fecaat. Dün biri söyledi doğru yanlış, bir ayda bir fabrikada bir araç tipinden yalnızca altı tane üretilmiş. Yalan diyemem doğru olma şansı var bu ortamda. Otomobil fiyatları hala sağlam. Alış veriş aşırı düştü. Yalnızca 2. ellerde alım satım var. Neden mi? Vergi yok da ondan. Üstüne yüklü olsa da yeni arabayı yola çıkardığınız an fiyatı yüzde 10 düşüyor. Vergi konusu bile geçmiyor. En çok 2. el araç satılıyor. İnşaat durumunu hiç sormayın cevap verilecek yanı yok. Yapılıp da satılmayı bekleyen yerler herhalde bir kaç sene içinde belki satılır. Hele Manisa’da belli bölgeler doydu. Neden mi? Tüm müteahhitler oraya yüklendi de ondan. Hesapsız iş yaptılar. Bir bölgeyi söyleyeyim. Karaali. İlk imar geçtiği zamandan satılmayı bekleyen yerler var ve fiyatlar yerlerde sürünmeye başlamış.

Her işin başı kamu maliyesinden ve halkın çıkarı doğrultusunda alınacak tedbirlerden geçer. Devlet en önemli itici güçtür ve bu toplumu yalnızca holdingler ve büyük işletmeler oluşturmaz. KOBİ’ler, esnaf ve hatta en çok muhtaç olduğumuz çiftçilerde oluşturur. Bunlara lehine alınacak mali tedbirler piyasanın daha akılcı ve sorunsuz dönmesini sağlar. Bugün Manisa’da içilen rakının yüzde 80 i evde ve elde yapılıyorsa bu düşünülecek ve endişe edilecek bir durumdur.

Saygılarımla...

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.