Son günlerde millet olarak sıkıntı içindeyiz ve olan olaylardan aşırı derecede üzgün ve kızgınız. Yılbaşı gecesi gece kulübü ve arkasından İzmir Adliyesi olayı ve kayıplarımız. Hele İzmir'deki polis şehidimizin kahramanlığı unutulacak gibi değil. Biri yazmış, alıp başını gidebilirdi ama o olayı engellemeyi seçti. İçimizde birçok böyle düşünen insan barındıran bir toplumuz biz. Asla bırakıp gitmeyiz. Sonuna kadar mücadele ederiz ve hiçbir olay bizi yıldıramaz. Gerçek bu çünkü. Bilinen gerçek. Tüm dünya biliyor. Bir Türk'ün dünyaya bedel olduğunu.
Milli birlik ve tam bağımsızlık bir ulus devlet için çok büyük öneme haizdir fakat biz ülke olarak bunu devam ettirebildik mi? Atatürk tam istiklal lafı birçok konuyu kapsar. Yabancı ülkelerle iş yapabiliriz, onların yatırımlarına müsaade edebilir ve onları davet edebiliriz. Ama kuralları biz koyarız ve biz ne dersek o olur. Efendim o zaman gelmezler. Gelmesinler. Sanki Cumhuriyet kurulduğunda geldiler mi ki? Milli ekonomi ile Genç Cumhuriyet on yıl içinde yüzde seksen ihracat fazlası verdi. Bunu kim yaptı. Bizler. O zamanki bize bu Cumhuriyeti emanet etmek için var gücü ile çalışanlar. Sonra ne oldu. Yabancıların lütfuna teslim olmaya başladık. Dünyada bir küreselleşme yalanı ile birçok ülke gibi etki altına girdik ve terörist gruplar oluşturulup içimize sızdırıldı.
Batılı ülkelerde milli gelir hesabı yapılırken yurtiçi gelir olduğu kadar yurtdışındaki gelirde esas alınır. Yani sizin ülkenizde gayri safi yurtiçi hasılada yabancıların sizin ülkenizdeki yatırımları size artı gibi görünse de aslında milli gelir hesabında bir artısı yoktur. Çünkü sizin ülkenizde kazandığı para size ait değil kendi ülkesine aittir. Yalnızca bu yatırımların bir faydası vardır. O da yakınsamayı tetikler. Yakınsama bilgi ve becerinin yükselmesidir. Aslında bir ülke için çok önemli bir olaydır. Eğer araştırma ve geliştirmeye eğilirseniz taş üstüne taş koyup teknoloji transferi ile birçok ülkeyi sollarsınız. Ama eğer yapabilirseniz. Yani yabancı yatırımlardan kazancınız budur. Yoksa fazla bir kar beklemeyin. Bugünün dünyasında bu tip faydayı sağlayan bir Çin'den bahsedebiliriz. Unutmayın bu ülkede Kemalizm ve Atatürk okullarda derstir. Fazla lafa gerek yok.
Milli birlikten hiç şüphem yok ama biraz daha bağımsızlığa önem versek ne olur? Bu da eğitimle olur. Yerli malı yurdun malı, tutumluluk haftası gibi. Evet bunlar yapılıyor ama daha çok kafalara kazımak gerek. İnancını oluşturmak gerek. Sizce daha ne gerek acaba bir kendinize sorsanıza. Bu ülkeyi, bize armağan edilen Türkiye Cumhuriyeti'ni düşünmekle başlayabiliriz. Atatürk'e biri sormuş: Paşam demokrat ne demek? O da cevap vermiş: Kendinden önce ülkesini düşünen kişi demek. Öyle miyiz acaba? Hemen her şeyden şikayet edip çözüm üretmeyen bir toplum olmadık mı? Gülmek yerine kavga eden bir toplum olmadık mı? Zorluklara göğüs germemiz gerekmiyor mu? Fakat gözden kaçmayan ve bu millete has bir durum var. Benim tespitim. Dolar ve Euro tavan yapmış , altın tavan yapmış, kimin umurunda. Batıda olsa ortalık ayağa kalkar ama bizde bekler insanlar. Nev-i şahsına münhasır bir toplumdur Türk toplumu. Ama ok yaydan fırlarsa işte o zaman kıyamet. Bu toplumunda bu yönü var. Yine de bize armağan edilen Cumhuriyete iyi davranalım ve demokrat olalım.
Saygılarımla…
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1851+ kez okundu.
MİLLİ BİRLİK, BERABERLİK VE TAM BAĞIMSIZLIK…
Son günlerde millet olarak sıkıntı içindeyiz ve olan olaylardan aşırı derecede üzgün ve kızgınız. Yılbaşı gecesi gece kulübü ve arkasından İzmir Adliyesi olayı ve kayıplarımız. Hele İzmir'deki polis şehidimizin kahramanlığı unutulacak gibi değil. Biri yazmış, alıp başını gidebilirdi ama o olayı engellemeyi seçti. İçimizde birçok böyle düşünen insan barındıran bir toplumuz biz. Asla bırakıp gitmeyiz. Sonuna kadar mücadele ederiz ve hiçbir olay bizi yıldıramaz. Gerçek bu çünkü. Bilinen gerçek. Tüm dünya biliyor. Bir Türk'ün dünyaya bedel olduğunu.
Milli birlik ve tam bağımsızlık bir ulus devlet için çok büyük öneme haizdir fakat biz ülke olarak bunu devam ettirebildik mi? Atatürk tam istiklal lafı birçok konuyu kapsar. Yabancı ülkelerle iş yapabiliriz, onların yatırımlarına müsaade edebilir ve onları davet edebiliriz. Ama kuralları biz koyarız ve biz ne dersek o olur. Efendim o zaman gelmezler. Gelmesinler. Sanki Cumhuriyet kurulduğunda geldiler mi ki? Milli ekonomi ile Genç Cumhuriyet on yıl içinde yüzde seksen ihracat fazlası verdi. Bunu kim yaptı. Bizler. O zamanki bize bu Cumhuriyeti emanet etmek için var gücü ile çalışanlar. Sonra ne oldu. Yabancıların lütfuna teslim olmaya başladık. Dünyada bir küreselleşme yalanı ile birçok ülke gibi etki altına girdik ve terörist gruplar oluşturulup içimize sızdırıldı.
Batılı ülkelerde milli gelir hesabı yapılırken yurtiçi gelir olduğu kadar yurtdışındaki gelirde esas alınır. Yani sizin ülkenizde gayri safi yurtiçi hasılada yabancıların sizin ülkenizdeki yatırımları size artı gibi görünse de aslında milli gelir hesabında bir artısı yoktur. Çünkü sizin ülkenizde kazandığı para size ait değil kendi ülkesine aittir. Yalnızca bu yatırımların bir faydası vardır. O da yakınsamayı tetikler. Yakınsama bilgi ve becerinin yükselmesidir. Aslında bir ülke için çok önemli bir olaydır. Eğer araştırma ve geliştirmeye eğilirseniz taş üstüne taş koyup teknoloji transferi ile birçok ülkeyi sollarsınız. Ama eğer yapabilirseniz. Yani yabancı yatırımlardan kazancınız budur. Yoksa fazla bir kar beklemeyin. Bugünün dünyasında bu tip faydayı sağlayan bir Çin'den bahsedebiliriz. Unutmayın bu ülkede Kemalizm ve Atatürk okullarda derstir. Fazla lafa gerek yok.
Milli birlikten hiç şüphem yok ama biraz daha bağımsızlığa önem versek ne olur? Bu da eğitimle olur. Yerli malı yurdun malı, tutumluluk haftası gibi. Evet bunlar yapılıyor ama daha çok kafalara kazımak gerek. İnancını oluşturmak gerek. Sizce daha ne gerek acaba bir kendinize sorsanıza. Bu ülkeyi, bize armağan edilen Türkiye Cumhuriyeti'ni düşünmekle başlayabiliriz. Atatürk'e biri sormuş: Paşam demokrat ne demek? O da cevap vermiş: Kendinden önce ülkesini düşünen kişi demek. Öyle miyiz acaba? Hemen her şeyden şikayet edip çözüm üretmeyen bir toplum olmadık mı? Gülmek yerine kavga eden bir toplum olmadık mı? Zorluklara göğüs germemiz gerekmiyor mu? Fakat gözden kaçmayan ve bu millete has bir durum var. Benim tespitim. Dolar ve Euro tavan yapmış , altın tavan yapmış, kimin umurunda. Batıda olsa ortalık ayağa kalkar ama bizde bekler insanlar. Nev-i şahsına münhasır bir toplumdur Türk toplumu. Ama ok yaydan fırlarsa işte o zaman kıyamet. Bu toplumunda bu yönü var. Yine de bize armağan edilen Cumhuriyete iyi davranalım ve demokrat olalım.
Saygılarımla…
Ekleme
Tarihi: 08 Ocak 2017 - Pazar
MİLLİ BİRLİK, BERABERLİK VE TAM BAĞIMSIZLIK…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.