Geçen hafta bir gün sabah işe gidiyorum. Normalde Mimar Sinan Bulvarını kullanıyorum. Ama bundan sonra artık kullanmayı pek düşünmüyorum. Neyse, tam itfaiyenin önünde iken arkadan gelen bir siyah Passad farları ile selektör yaparak üstüme doğru aşırı bir hızla geliyor. Sağa kaçayım derken sağda park etmiş bir araba birden önüme çıktı. Zor durdum, az daha çarpıyordum. Önümdeki araçta durdu. Hızımız sıfır kilometre ve arkadan deli gibi gelen araçlar var. sonra yürüdü ama arkadan gelenler hiç aldırmadan olanca hızları ile geliyorlar. Bende yürüyüp kavşaktan İbrahim Gökçen Bulvarına girdim ve trafik polislerini gördüm. Yanaştım ve pencereyi açtım. Memura şöyle dedim: Memur bey şu Mimar Sinan Bulvarı tehlike arz ediyor. Radar mı koyacaksınız, ışık mı çakacaksınız bilmem ama onca kaza olmasına rağmen kimsenin aldırdığı yok. Lütfen dedim. İletelim dedi ve ertesi gün radar kontrolünü başlattılar, gördüm.
Aslında ne kadar denetlerseniz denetleyin ilk önce insanların beynine kazımak gerekiyor. Neyi mi? Saygı ve terbiyeyi. MOBESE tespit eder deniliyor. Ama hızı kesmez. MOBESE kazaların önüne mi geçiyor. Her dakika oraya radar ve trafik kontrolü koyamazsınız. Ancak bir çare trafiği kesmektir. Nasıl mı? Ticaret Odasının oraya bir kavşak ve ışık sistemi koyarak. Canım olur mu trafik tıkanır. Tıkanırsa tıkansın. Kaza olmasını engelleyecekse tıkansın. Zaten Ticaret Odasının arkası Büyükşehir ve her daim giren çıkan var. efendim o çıkışta tıkanır. Tıkansın. Başka türlü tehlikeyi insanlara anlatamıyorsunuz. Alt geçitlerle hızı arttırsanız bile geçidin değerini bazıları anlayamıyor. Önünü görmeden gaza basanlar var bu şehirde. Verilen hız tahditleri yeterli olduğu halde bazı kişilere yetmiyor nedense.
Güzelyurt Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı'nda 3 tane ışık var. Eskiden eleştirirdim neden bu kadar ışık konmuş diye. Hatta senkronizasyonu yok diye bozulurdum. Ama şimdi bu düşüncemi değiştirdim. Resmen hızı kesiyor. Yoksa o bulvar Mimar Sinan gibi yarış pisti olurdu. Menemen bulvarı ışıklarla biraz yavaşladı. Bir Göçmen Konutlarının çıkışı ışık istiyor acilen. Çünkü orası da tehlike arz ediyor. Benim bildiğim kaç tane kaza var. trafik ışıklarının görevi kavşakları düzenlemek kadar hızı da kesmek. Çünkü kaptırıp gidenler kadar dalgın araç sürenlerde çok. Araç trafiğini düzenlemek bir karmaşa teorisi çözmek gibi. Çünkü insan davranışlarını bilemezsiniz. Bu cadde bugün boş iken yarın kalabalıklaşabiliyor. Bu yazı tura atmak gibi rassal bir hesap değil. Bu insan tercihleri ile alakalı bir şeydir. Bu nedenle karmaşa teorisi burada devreye girer ve o bölge ya kalabalıktır yada değildir. Tamamen insanların o yolu tercih etmesine bağlıdır. Bu nedenle ne kadar tahmin yaparsanız yapın değişebilir. Bu nedenle trafik akışını düzenlemek büyük bir problemdir. Özellikle kalabalık şehirlerde ki Manisa artık kalabalık bir şehir.
Biryerden bir yere gitmek ve zamanında varmak için programlı davranmak zorundayız. Buna herkes dahildir. Burada ayırım olamaz. Efendim bilmem hangi partinin il başkanıyım diye veya belediyenin görevlisiyim diye hatta başkanıyım diye bir müstesnalık söz koınusu olamaz ve olmamalıdırda. Ünkü yollar kamunun malıdır ve ortak kullanım alanıdır. Kimsenin babasının tapulu malı değildir. Kullandığımız bu yollarda da bazı yasalar hüküm sürer ve buna herkes uymalıdır. Geçiş hakkı en önce ambulans ve itfaiyenindir. Sonra emniyetindir ve bir aciliyet varsa bu kurumların araçları ancak müstena sayılabilir. Bu günkü yazımda şehrimizde kanayan bir yara gibi olmuş Mimar Sinan Bulvarına değinmek istedim. Acil tedbirin şart olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla...
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1192+ kez okundu.
MİMAR SİNAN BULVARINA DAİR...
Geçen hafta bir gün sabah işe gidiyorum. Normalde Mimar Sinan Bulvarını kullanıyorum. Ama bundan sonra artık kullanmayı pek düşünmüyorum. Neyse, tam itfaiyenin önünde iken arkadan gelen bir siyah Passad farları ile selektör yaparak üstüme doğru aşırı bir hızla geliyor. Sağa kaçayım derken sağda park etmiş bir araba birden önüme çıktı. Zor durdum, az daha çarpıyordum. Önümdeki araçta durdu. Hızımız sıfır kilometre ve arkadan deli gibi gelen araçlar var. sonra yürüdü ama arkadan gelenler hiç aldırmadan olanca hızları ile geliyorlar. Bende yürüyüp kavşaktan İbrahim Gökçen Bulvarına girdim ve trafik polislerini gördüm. Yanaştım ve pencereyi açtım. Memura şöyle dedim: Memur bey şu Mimar Sinan Bulvarı tehlike arz ediyor. Radar mı koyacaksınız, ışık mı çakacaksınız bilmem ama onca kaza olmasına rağmen kimsenin aldırdığı yok. Lütfen dedim. İletelim dedi ve ertesi gün radar kontrolünü başlattılar, gördüm.
Aslında ne kadar denetlerseniz denetleyin ilk önce insanların beynine kazımak gerekiyor. Neyi mi? Saygı ve terbiyeyi. MOBESE tespit eder deniliyor. Ama hızı kesmez. MOBESE kazaların önüne mi geçiyor. Her dakika oraya radar ve trafik kontrolü koyamazsınız. Ancak bir çare trafiği kesmektir. Nasıl mı? Ticaret Odasının oraya bir kavşak ve ışık sistemi koyarak. Canım olur mu trafik tıkanır. Tıkanırsa tıkansın. Kaza olmasını engelleyecekse tıkansın. Zaten Ticaret Odasının arkası Büyükşehir ve her daim giren çıkan var. efendim o çıkışta tıkanır. Tıkansın. Başka türlü tehlikeyi insanlara anlatamıyorsunuz. Alt geçitlerle hızı arttırsanız bile geçidin değerini bazıları anlayamıyor. Önünü görmeden gaza basanlar var bu şehirde. Verilen hız tahditleri yeterli olduğu halde bazı kişilere yetmiyor nedense.
Güzelyurt Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı'nda 3 tane ışık var. Eskiden eleştirirdim neden bu kadar ışık konmuş diye. Hatta senkronizasyonu yok diye bozulurdum. Ama şimdi bu düşüncemi değiştirdim. Resmen hızı kesiyor. Yoksa o bulvar Mimar Sinan gibi yarış pisti olurdu. Menemen bulvarı ışıklarla biraz yavaşladı. Bir Göçmen Konutlarının çıkışı ışık istiyor acilen. Çünkü orası da tehlike arz ediyor. Benim bildiğim kaç tane kaza var. trafik ışıklarının görevi kavşakları düzenlemek kadar hızı da kesmek. Çünkü kaptırıp gidenler kadar dalgın araç sürenlerde çok. Araç trafiğini düzenlemek bir karmaşa teorisi çözmek gibi. Çünkü insan davranışlarını bilemezsiniz. Bu cadde bugün boş iken yarın kalabalıklaşabiliyor. Bu yazı tura atmak gibi rassal bir hesap değil. Bu insan tercihleri ile alakalı bir şeydir. Bu nedenle karmaşa teorisi burada devreye girer ve o bölge ya kalabalıktır yada değildir. Tamamen insanların o yolu tercih etmesine bağlıdır. Bu nedenle ne kadar tahmin yaparsanız yapın değişebilir. Bu nedenle trafik akışını düzenlemek büyük bir problemdir. Özellikle kalabalık şehirlerde ki Manisa artık kalabalık bir şehir.
Biryerden bir yere gitmek ve zamanında varmak için programlı davranmak zorundayız. Buna herkes dahildir. Burada ayırım olamaz. Efendim bilmem hangi partinin il başkanıyım diye veya belediyenin görevlisiyim diye hatta başkanıyım diye bir müstesnalık söz koınusu olamaz ve olmamalıdırda. Ünkü yollar kamunun malıdır ve ortak kullanım alanıdır. Kimsenin babasının tapulu malı değildir. Kullandığımız bu yollarda da bazı yasalar hüküm sürer ve buna herkes uymalıdır. Geçiş hakkı en önce ambulans ve itfaiyenindir. Sonra emniyetindir ve bir aciliyet varsa bu kurumların araçları ancak müstena sayılabilir. Bu günkü yazımda şehrimizde kanayan bir yara gibi olmuş Mimar Sinan Bulvarına değinmek istedim. Acil tedbirin şart olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla...
Ekleme
Tarihi: 04 Kasım 2018 - Pazar
MİMAR SİNAN BULVARINA DAİR...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.