Herkes için geçerli değil bu laf. Belki biraz sert oldu ama bu yıllardır söylenen bir gerçek. Ama bugünkü yaşamda bu lafa uyan çok olay var. Özellikle trafikte ve şehirlerdeki yaşamda buna uyan kişiler mevcut. Mesela çoğunuz rastlıyorsunuz. Bir öğrenci yolda yürürken telefona bakıyor ve size çarpıyor. Olur böyle ama özür bile dilemeden yoluna devam ediyor. Yolda yürümesini bile bilmeyenler var. Asıl olan toplumsal saygı ise buna uymayan çok kişi var. Egoist yani bencil yapıda. Kendisini düşünüyor ve çevresindeki toplum onun umurunda bile değil. Belki üniversitede profesör veya bir doktor. Ama egoist. Bir toplum için çok kötü bir durum. Yolda yamuk yürüyen önünü görmeyen çok insan var.
Trafik en başlı sorunumuz. Günlük yaşantımızda kavga sebebi. Öyle ki trafikteki tartışmalarda birbirine silah çeken bile var. Kesin olarak toplumsal bir konu. Mesela otopark konusu. Benim işyerimin orada ambulans için yer ayrılmış. Şehir içlerinde ambulans bulundurulması hızlı bir şekilde şehir içlerine ulaşmayı sağlar. Çünkü dışarıdan şehre girmek zor iş ama içeriden ulaşım hızlı ve kısa bir yol. Belki günde 10-15 kere görev çıkıyor. Ambulans gidiyor, hop biri geliyor ambulans yerine park ediyor. Kaç kere söyledim ki aracınızı koymayın buraya diye. Herkes hemen geleceğini söylüyor. Bir gidiyor belki yarım saat gelmiyor. Ambulans gelince kıyamet kopuyor. Bazıları telefonunu cama yazıyor. Ambulans şoförü kişiyi arıyor. Biri işim var bekle demiş. Ötekisi hemen geliyorum deyip gelememiş. Hele ambulans gitmesin. Hemen yerine taliplisi var. Bu yüzden ambulans ekibi ile park eden kişi arasında çok tartışma yaşandığını gördüm. Bu eşeklik değil mi? Geçiş hakkında birinci olan bir aracın yerine park edip birde kavga edilir mi?
Tabi bu arada esnafında sorunları var. Mesela indirme bindirme yapacaklara yer yok. Varsa bile gelip oraya birisi araç park edince esnaf işini göremez oluyor. Mesela kuyumcular çarşısında cepler var. Bunlar indirme ve bindirme için kullanılıyor. Ama biri gelip park ediyor. Hele kelli felli birisi ise aracı çek de diyemiyorsun. Hemen tartışma çıkıyor. Aynı şekilde Malta’da, Ulupark civarında yeni trafik akışına göre yollar rahatlayacağı yerde iki sıra parklardan dolayı yollar daha çok tıkanıyor. Mesela Cumartesi eve dönerken İzmir Caddesini kullandım. Akşam saat 6 gibi. Nasıl tıkalı. Çünkü yol tek yön oldu ama iki sıra araç park ettiği gibi bir de duraklarda haliyle yolcu indiren otobüslerde var. Lazım olan da duruyor lazım olmayan da. İşte bunların tahsilli insan olmakla değil saygılı insan olmakla alakası var.
Asla kırmızı ışığa aldırmayan yayalar mevcut ne yazık ki. Yolu tarla gibi kullanan ve umuruna bile takmayan birçok insan var. Özellikle 15 Temmuz meydanındaki kavşakta bu olayı hep yaşıyorum. Bana yeşil yanıyor ama yolda karşıdan karşıya geçenler var. Hem de sana düşman gibi bakarak. Sohbet bile ederek geçen var. İlla ki geçeceğim diyerek koşanlar bile var. Memleketimden insan manzaraları. İnsan mı diyeyim yoksa yaratık mı bilemiyorum. Nasıl araç kullananlarda sinyal alışkanlığı yoksa, yayalarda da yol saygısı yok. Ben her defasında uygun olursa ışık olmayan yerde yayalara yol veriyorum. Bunu bir saygı olarak görüyorum. Ama ışık bana yeşil yanarken kalabalık bir kavşakta yol veremem. Çünkü trafiği felç ederim. Birkaç kere oldu. Salağın biri yeşil ışıkta yol vermeğe kalkınca ben ortalık yerde kaldım. Garip insanlar. Neyin ne şekilde yapılacağına düşünerek değil başka bir tarafları ile karar veriyorlar.
Seküler yaşam kozmopolit toplumlarda olmazsa olmazdır. Bu genelde Batı Avrupa ülkelerine has bir durum. Gerçi şimdi onlarda göç alıp bozuluyor ama yine de gelenleri asimile edebiliyorlar. Bir ekonomistin dediği gibi gelişmişliğin ana kriterlerinden biri hep birlikte yaşamasını bilmektir. Mesela toplu taşım araçlarını kullanmak bu kriterlerden en göze çarpanı. Bir aracı ulaşım için hep birlikte kullanmak. Biz de bile daha oturmuş değil. Ne kavgalar çıkıyor otobüslerde. Seküler bir toplumda her dine mensup insanlar yaşar. Asla birbirlerine müdahale etmezler, karışmazlar. Bir şehri her yönü ile beraber paylaşmasını bilirler. Temiz bir şehre özen gösterirler. Bizler evlerimizi temizletiriz ama sokaklarımız toz içindedir. Aslında Manisa nispeten temiz bir şehir. Yani iyi temizleniyor ama bizim ülkemizde bu toz nereden geliyor. Daha çözemedim. Avrupa ülkelerinde toz yok. Yağmur yağıyor araçlar yıkanıyor. Bizde araçlar kirleniyor. Kısacası seküler bir yaşama alışmak ve birbirimize saygılı olmak zorundayız. Nice kibar okumamış insanlar gördüm. Nice okumuş yaratıklar gördüm. Çözmemiz gereken bir konu bu.
Saygılarımla...
Anasayfa
Yazarlar
Mehmet ÇELİKEL
Yazı Detayı
Bu yazı 1301+ kez okundu.
TAHSİL CEHALETİ ALIR, EŞEKLİK BAKİ KALIR...
Herkes için geçerli değil bu laf. Belki biraz sert oldu ama bu yıllardır söylenen bir gerçek. Ama bugünkü yaşamda bu lafa uyan çok olay var. Özellikle trafikte ve şehirlerdeki yaşamda buna uyan kişiler mevcut. Mesela çoğunuz rastlıyorsunuz. Bir öğrenci yolda yürürken telefona bakıyor ve size çarpıyor. Olur böyle ama özür bile dilemeden yoluna devam ediyor. Yolda yürümesini bile bilmeyenler var. Asıl olan toplumsal saygı ise buna uymayan çok kişi var. Egoist yani bencil yapıda. Kendisini düşünüyor ve çevresindeki toplum onun umurunda bile değil. Belki üniversitede profesör veya bir doktor. Ama egoist. Bir toplum için çok kötü bir durum. Yolda yamuk yürüyen önünü görmeyen çok insan var.
Trafik en başlı sorunumuz. Günlük yaşantımızda kavga sebebi. Öyle ki trafikteki tartışmalarda birbirine silah çeken bile var. Kesin olarak toplumsal bir konu. Mesela otopark konusu. Benim işyerimin orada ambulans için yer ayrılmış. Şehir içlerinde ambulans bulundurulması hızlı bir şekilde şehir içlerine ulaşmayı sağlar. Çünkü dışarıdan şehre girmek zor iş ama içeriden ulaşım hızlı ve kısa bir yol. Belki günde 10-15 kere görev çıkıyor. Ambulans gidiyor, hop biri geliyor ambulans yerine park ediyor. Kaç kere söyledim ki aracınızı koymayın buraya diye. Herkes hemen geleceğini söylüyor. Bir gidiyor belki yarım saat gelmiyor. Ambulans gelince kıyamet kopuyor. Bazıları telefonunu cama yazıyor. Ambulans şoförü kişiyi arıyor. Biri işim var bekle demiş. Ötekisi hemen geliyorum deyip gelememiş. Hele ambulans gitmesin. Hemen yerine taliplisi var. Bu yüzden ambulans ekibi ile park eden kişi arasında çok tartışma yaşandığını gördüm. Bu eşeklik değil mi? Geçiş hakkında birinci olan bir aracın yerine park edip birde kavga edilir mi?
Tabi bu arada esnafında sorunları var. Mesela indirme bindirme yapacaklara yer yok. Varsa bile gelip oraya birisi araç park edince esnaf işini göremez oluyor. Mesela kuyumcular çarşısında cepler var. Bunlar indirme ve bindirme için kullanılıyor. Ama biri gelip park ediyor. Hele kelli felli birisi ise aracı çek de diyemiyorsun. Hemen tartışma çıkıyor. Aynı şekilde Malta’da, Ulupark civarında yeni trafik akışına göre yollar rahatlayacağı yerde iki sıra parklardan dolayı yollar daha çok tıkanıyor. Mesela Cumartesi eve dönerken İzmir Caddesini kullandım. Akşam saat 6 gibi. Nasıl tıkalı. Çünkü yol tek yön oldu ama iki sıra araç park ettiği gibi bir de duraklarda haliyle yolcu indiren otobüslerde var. Lazım olan da duruyor lazım olmayan da. İşte bunların tahsilli insan olmakla değil saygılı insan olmakla alakası var.
Asla kırmızı ışığa aldırmayan yayalar mevcut ne yazık ki. Yolu tarla gibi kullanan ve umuruna bile takmayan birçok insan var. Özellikle 15 Temmuz meydanındaki kavşakta bu olayı hep yaşıyorum. Bana yeşil yanıyor ama yolda karşıdan karşıya geçenler var. Hem de sana düşman gibi bakarak. Sohbet bile ederek geçen var. İlla ki geçeceğim diyerek koşanlar bile var. Memleketimden insan manzaraları. İnsan mı diyeyim yoksa yaratık mı bilemiyorum. Nasıl araç kullananlarda sinyal alışkanlığı yoksa, yayalarda da yol saygısı yok. Ben her defasında uygun olursa ışık olmayan yerde yayalara yol veriyorum. Bunu bir saygı olarak görüyorum. Ama ışık bana yeşil yanarken kalabalık bir kavşakta yol veremem. Çünkü trafiği felç ederim. Birkaç kere oldu. Salağın biri yeşil ışıkta yol vermeğe kalkınca ben ortalık yerde kaldım. Garip insanlar. Neyin ne şekilde yapılacağına düşünerek değil başka bir tarafları ile karar veriyorlar.
Seküler yaşam kozmopolit toplumlarda olmazsa olmazdır. Bu genelde Batı Avrupa ülkelerine has bir durum. Gerçi şimdi onlarda göç alıp bozuluyor ama yine de gelenleri asimile edebiliyorlar. Bir ekonomistin dediği gibi gelişmişliğin ana kriterlerinden biri hep birlikte yaşamasını bilmektir. Mesela toplu taşım araçlarını kullanmak bu kriterlerden en göze çarpanı. Bir aracı ulaşım için hep birlikte kullanmak. Biz de bile daha oturmuş değil. Ne kavgalar çıkıyor otobüslerde. Seküler bir toplumda her dine mensup insanlar yaşar. Asla birbirlerine müdahale etmezler, karışmazlar. Bir şehri her yönü ile beraber paylaşmasını bilirler. Temiz bir şehre özen gösterirler. Bizler evlerimizi temizletiriz ama sokaklarımız toz içindedir. Aslında Manisa nispeten temiz bir şehir. Yani iyi temizleniyor ama bizim ülkemizde bu toz nereden geliyor. Daha çözemedim. Avrupa ülkelerinde toz yok. Yağmur yağıyor araçlar yıkanıyor. Bizde araçlar kirleniyor. Kısacası seküler bir yaşama alışmak ve birbirimize saygılı olmak zorundayız. Nice kibar okumamış insanlar gördüm. Nice okumuş yaratıklar gördüm. Çözmemiz gereken bir konu bu.
Saygılarımla...
Ekleme
Tarihi: 07 Nisan 2019 - Pazar
TAHSİL CEHALETİ ALIR, EŞEKLİK BAKİ KALIR...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.