Neoliberal ekonomi parayı tanrılaştırdı. Doların arkasında yazar: In God We Thrust. İnandığımız tanrı. Özellikle 2000 yılından sonra ekonomilerde büyük değişiklikler oluştu. Euro’nun devreye girmesi ile Almanya ve Fransa bütün Avrupa’yı kendisine köle yaptı. Özellikle Yunanistan ve İspanya bundan çok etkilendi. Parasının zor ödeneceği devlet destekli yatırımlar yapıldı. Otoyollar, demiryolları ve havalimanları gibi. Bu tür yatırımlar özellikle Güney Avrupa ülkelerini zora soktu. Çünkü para birimleri Euro idi ve devalüe etmeleri söz konusu değildi. Kendi öz paraları olsa idi kendi ekonomilerini ucuzlatıp sıkışmanın önüne geçebilirler idi. Ama pahalı bir ekonomi olarak sıkıntıya girdiler.
*******
Yukarıdaki bir örnek ama üzerinde konuşulup yazılacak çok şey var. Ulus devletin ve kendi para birimini ne kadar değerli olduğunu geç anladılar ama geri dönüş yoktu. İngiltere bu nedenle asla AB’nin para birimine girmedi. Breaksit ile hala sıkıntı çekerek ayrılıyor. Görüldüğü gibi para ülkeleri, ekonomilerini ve halklarını esir almış durumda. Bizdeki durumu söylemeye gerek yok ama hala değersizde olsa kendi paramızı kullanıyoruz. Eğer AB de olsaydık aynı akıbete uğrayacaktık.
*******
Dünyanın hakim ekonomisi belki ABD değil. Artık BRISC ülkeleri var. Yani Brezilya, Rusya, Hindistan, Güney Afrika ve Çin. Üretim ve sanayileşme buralarda. Tüm dünyaya mal üretiyor ve satıyorlar. Bütçeleri fazla verdiğinden pahalı ekonomi olmaktan kaçınıyorlar. Hakim ekonomi olarak bizler hala ABD’yi görebiliriz ama esasen bunlar. Hakim ekonomiler ama hakim ekonomi parası hala Dolar. Para artık bir ana ayraçsa dünyada bu Dolar. 2. Dünya Savaşı sonrası Marshall Planı ile dünya tahtını ele geçirdi ve inmesi çok zor. ABD hakim ekonomiyi elinde tutamasa da, hakim para nedeni ile hala hakim bir ekonomi.
*******
Para tanrılaştırıldı ve her şey ona indekslendi. Günlük hayatımızda işten ve sosyallikten çok para konuşur olduk. Evrensel değil çünkü insan icadı. Her şey para değil desem de bana onsuz olmaz diyorlar ve çaresiz dertlere çare olmadığını unutuyorlar. Sağlık ve eğitim, öğretim gibi. Paranız çok olsada sağlığa kavuşamayabilirsiniz ve paranız sınırsız olsa da eğitimdeki geçmesi gereken yılları satın alamaz veya içinden gelmeyen çocuğunuzu alim yapamazsınız. Tanrılaştırmasına tanrılaştırıldı ama tanrı olmadığı hala anlaşılamadı. Esiri yapıldık ve orada kaldık. Keynes der ki gelişmiş ülkelerde gelir artışı tasarrufa, az gelişmiş ülkelerde tüketime meyleder. Bu onun sübjektif görüşüdür ve çok önemlidir. Demek ki eğitim ve akıllı olma bu konuda etkendir. Gelişmişlik nasıl kazanılırsa. Belki de böyle ülkeler paraya daha az önem veriyorlar. Araştırmak gerek. Saygılarımla…