Taşınmaz yani gayrimenkul ticaretindeki buna halk dilinde emlak komisyonculuğu da deniliyor, yeni bir döneme yaklaşıyoruz. 31 Temmuz’a kadar uzatılan ve esnetilen yetki belgesi sınırları, eğer ertelenmez ise 1 Ağustostan sonra farklı bir şekle bürünecek. Artık yetki belgesi olmayan kişiler ve hatta gayrimenkul sahipleri kira ve satım işlemi ile uğraşamayacak. Arada bir yetki belgeli taşınmaz yani emlak komisyoncusunu kullanmak zorunda. Ayrıca bu kişi ve firmalar evden ve açıktan iş yapanlardan olmayacak. Ofisi veya bürosu olan tescilli kişi veya firmalar olacak. Artık sahibinden kiralık veya satılık yazısı kalkıyor.
*******
Peki eksiklikler veya yanlışlıklar var mı? Var bence. Ama ana temaya bakarsak yıllar içinde bu meslek kolunu eğitimli ve bilgili kişilerce yapılmasını sağlamak. Bu nedenle üniversitelerde gayrimenkul üzerine fakültelere bağlı kollar oluşturulmaya başladı. Devlet istiyor ki artık merdiven altı olan bu ticareti belli bir şekle bürünmesi ve yok sayılacak vergi gelirinin devletçe tarh ve tahsili. Haklılarda. Bir mülk satılıyor ve komisyoncu normal ve belirlenmiş hakkından fazlasını talep edip alabiliyor. Tabi kandırarak. Veya mülk sahibi diyor ki ben elime bunu istiyorum kaça satarsan sat. Ne kadar yanlış bir tavır bu. Devletin belirlediği rakam yüzde 2. Her iki taraftan da. Ama siz derseniz ben bu kadar elime istiyorum. Eğer bozuksa o emlakçı yüzde 2 değil yüzde 10 unu alıyor ve satanda parasını aldığı için ses çıkarmıyor. Fatura hak getire.
*******
Daha fazla eğitimli ve tecrübeli kesim lazım bu iş koluna. Yabana atılacak bir konu değil bu. Devlette biliyor. Çünkü havada milyarlar uçuşuyor ama devlet havasını alıyor. Kaç kişi fatura kesiyor bir bakın. Eğer emlak satışınız veya alışınız hatta kiralamanız varsa fatura isteyin bakalım. O kadar para alsa bile sizden utanmadan KDV’sini isteyebilir çoğu. Bir masa, bir kasa, bir bilgisayar, internet, 3-5 sandalye ve koltuk. İşte size emlakçı ofisi. Bu kadar basit olmamalı bence. Hatta son zamanlarda çok dikkatimi çeken bir konu ki artık özellikle metropollerde insanlar kurumsal firmalara yöneliyorlar. Çünkü bu firmaların her işleri ciddi ve oranların üstüne çıkmıyorlar. Belli bir süre için sözleşme yapıyorlar ki bu hakları.
*******
Bazen bakıyorum ilanlarda satılık veya kiralık. Satılacak bir mülkü kim kiralar. Adam kiralayacak, mal sahibi 3 ay sonra satacak ki niyeti öyle olmasa o tabelayı koydurtmaz. Adama çık diyecek alan. Böyle bir mantıksızlık var mı? Ha bir de bir mülkte 3-4 emlak firmasının satılık veya kiralık ilanı. Karmaşa. Akıllara ziyan şeyler. İşte tecrübe sürücü ise eğitimde attır. Bu nedenle başkaca formüller üretilebilir bu iş kolunda. Mesela meslek hayatında kesintisiz 20 yılını dolduranlara sınavsız açık öğretimin 2 yıllık okullarından diploma alma imkanı ve zorunlu tutulması. Neden olmasın? Öyle 2 ayla yalandan olmaz bu iş. Adamın sürücü olduğu doğru tek eksiği araba ve at. Böyle yaparak olur olmaz saçma sınavlar yerine bu işi benimsemiş ve gelecek gören kişilere böyle bir fırsat sunularak bu iş kolu daha mantıklı ve akılcı bir seviyeye yıllar içinde çekilebilir. Saçmalıklar ve merdiven altılık kontrollerle kalkar. Aslında bu konuyu en güzel şekle sokacak halktır yine. Saygılarımla…