Sınır ihlalinden dolayı Rusya ile birbirimize girdik. Bilmemem hangi kimselerin savaşı için Ruslar ile gerginliğin üst noktasına çıktık. Son günlerde gündem bu. Kim kabahatli kim değil tartışması herkesin konusu. Millet olmayan işi bıraktı bunu kendine konu yaptı. Görüntü o ki kimliksiz bir uçağı uyarı yapan Türk uçakları vurdu. Ama ölümcül bir vuruş yapmadı ki pilotlar atlayabildi. Rusya zamanında Güney Kore yolcu uçağını vurmuştu. Sinyalizasyonları çalışmadığı için uçakla birlikte 230 kişi dünya değiştirdi. Bu bir egemenlik meselesidir ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin düşüncesi bu konuda en önemlisidir. Kimse sınırlarımızda oyun oynayamaz. İşin aslı budur. Halkımızın da bu yönde düşündüğünden eminim. Bazıları diyor : Ne olur canım 1-2 dakika sınır ihlal etmişse. Yol olur. O 1-2 dakika yarım saat olur. Sonra sınırlarımız laçka olur. Zaten Irak savaşında sonra o sınırı korumakta zorlandık. Bir de Sayın Putin in bir lafı enteresandı. Misafir kabul edin demiş. Olur buyurun Ankara'ya kadar gidin mi diyecektik.
Tabi işin öteki boyutu da mevcut. İnanın ben diğer batılı ülkelerin bizi haklı bulup bulmamasını asla umursamıyorum. İster haklı bulur ister bulmazlar ancak bizim Rusya ile ekonomik olarak sorunlar yaşayacağımız gerçeği var. İlk önce ihracatımız etkilenecek gibi. Özellikle gıda konusu var ki bu kendi halkı içinde sorun teşkil edecek. Fiyat artışları ve enflasyon tetiklenmesi konusu gündeme gelebilir. Dünya da gıda aldıkları bir Türkiye yok ama ciddi miktar ihracatımız var ve aynı zamanda Rusya'nın içinde çalışan çok miktarda tesislerimiz var. gerek holdinglerin olsun, gerekse KOBİ lerin olsun. Ayrıca bir turizm sektörü var ki bu olay karşısında hemen atağa kalkarak Rusya'daki firmalarla görüşmeler başlattılar. En çok kanatlı hayvan ve ürünlerini sattığımız ülke Rusya. Teknolojik konularda daha bir engelleme yok ama olabileceği söylentiler arasında. Gıda ambargosu da yeni yılda başlayacakmış. Bence nabız yoklayıp karar verecekler. Çünkü halkların arasında bir bozulmayı devlet başkanları da istemiyor. Yoksa konu daha tehlikeli boyutlara taşınabilir. Bence çok uzun sürecek bir gerginlik olmamakla beraber durmadan ortayı karıştıran bir elit grup var bu dünyada.
Şimdi düşünün ki bir uçağın düşürülmesi iki milleti nasıl karşı karşıya bıraktı. İki liderin çekişmesi nerelere kadar taşındı. Sınır ihlalleri kabul edilebilir değil elbette ve biz o sınırları neler feda ederek çizdik. Ancak bu tip en ufak boyuttaki bir olay bile ekonomilerin bozulmasına yetiyor. O zaman hani kredi derecelendirme kuruluşları şunu da söyleyebilir. Değil ülkelerin dünyanın ekonomisi kırılgan. Ufak bir olay karşısında bile devletler ani ve radikal kararlar alabiliyor. Aniden yön değiştiriyor da bu ülkeler aralarında iş yapan, çalışan veya ikamet edenlerin ne durumda kalacaklarını düşünüyorlar mı acaba? Olayı tahlil etmeli ve olayları akıllıca değerlemek esas koşul olmalıdır. Herkes için bu böyledir. Unutmayalım ki bizim için YURTTA SULH CİHANDA SULH dur. Yoksa başta ekonomi olarak birçok paradoks ile karşı karşıya kalırız. Her iki ülke olarak. Gerginliğin bitmesi umudu ile. Sınırlarımız bizimdir ama kavgada etmeden önümüze bakarsak bizi bu çıkmaza sokanları mağlup etmiş oluruz.
Saygılarımla...