Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

TRAFİKTE SAYGI VE AHLAK SORUNU...

Manisa her geçen gün büyüyen bir şehir. Sonuçta her geçen gün trafik sorunu artıyor. Tabi bununla bağlamlı olarak kişilerin davranışları da bu konuda büyük etken. Bu konu her geçen gün daha sorun haline geliyor. Peki ne yapmak gerek. Nasıl bir yön eylem planı hazırlamak gerek. Doğru ve düzgün çözümler üretilebilir. Ama bu konuda yetkililer kendi öz sorumluluklarını da bilmek zorunda. Aksi takdirde kördüğüme hazır olun.   Yıllar önce İstanbul'da bir taksiye bindim ve her zamanki gibi taksici ile sohbet etmeye başladık. Adam bir olay anlattı ki facia. Vatan caddesinde sen geçcem ben geçcem davasına trafik kördüğüm olmuş. Hiçbir araba kımıldayamıyor. Peki ne yaptınız dedim. Karşı çay bahçesinde çay içtik ve vinçlerin gelmesini bekledik dedi. Evet iki saat uğraştan sonra bazı arabalar vinçler ile kaldırılıp kenara konmuş ve trafik açılmış. İstanbul bu sorunları çok yaşadığı için belli bir trafik saygısına ulaşmıştır. Sinyali çekin arkadan gelen yol verir. Bir koordinasyon kurulmuştur. Çünkü kişi bilir ki inatlaşma sıkışıklık ve gideceği yere ulaşamamak demektir.   Defa kere yazdım hatta belli kişilere de söyledim. Aman önlem alın diye. Ama yazılanlar belki okundu belki okunmadı. Sonunda Muradiye yolunda otoyol çıkışında bir zincirleme kaza oldu. Yol kapandı. Yaralılar. Kısacası rezillik. Trafik ışıklarının yanlış olduğunu ve köprünün orada takılı ışıkların otoyol çıkışına alınması gerektiğini ve akan trafiği durdurabileceğini yazdım. Çünkü gelen havalanacakmış gibi geliyor. Hız bile kesmiyor. Otoyoldan çıkacak sabırsız. Aman tedbir dedim. Al sana kaza. Bir sürü yaralı. Yazık değil mi. Mesela İzmir'den gelip Manisa yönüne otoyoldan çıkış refüjü yok. Oradaki çimlerden biraz yontup bir çıkış refüjü yapılması gerekiyor. Kısacası işler ölçmeden biçmeden üstünkörü yapılıyor. Yok camın demeyin. İnceleyin öyle. Eğer ölçülü ve mantıklı olsa neden kaza olsun.   Şehir içinde otopark sorunu her geçen gün artıyor. Artık yeni yapılan otomatik otopark bile dolu. Gerçekten insandan çok araba var bu şehirde. Öyle yerlere araç konuyor ki trafik uğraşmaktan insanlarsa inattan vazgeçmiyor. Öyle yerlere araç konuyor ki acemi birinin sürtmemesi imkansız. Otomatik otoparkın karşısına araç konuyor. Sağ tarafta dubalar var ve hepsi kırık. Soldaki araçlardan millet dubalar bindiriyor. O zaman sökün dubaları zaten 5 araçtan fazlası koyamaz. Koysun. Hiç olmazsa sorun çıkmaz. Kaza olmaz. Çünkü millet laf anlamıyor. Nasıl laf anlatacağız. Herkes kendi işinin bittiğine bakıyor. Bir saygılı kafa yok olmuş vaziyette.   Seyrüsefer belli kuralları içerir. Belki tünellerde hız sınırı daha yüksek olmalıdır. Ama hatalı bile olsa riayet etmek zorundayız. Burada kırmızı ışık olur mu lan deyip kırmızıda geçmek doğru mudur sizce? Belki yeri hatalıdır. Ama uymak zorundayız ki bu bir toplumsal saygıdır. Mesela ben Sultan Cami önündeki ışıkları yersiz bulurum. Kapatın ışıkları bir kaza olmaz. Neden? Çünkü gelen tepe üstü konumuna geldiği ve kavşağı tam göremediği için gayri ihtiyari frene basıyor. Çoklu bir kavşak. Işıklar gereksiz. Ama ben eleştirsem de duruyor bekliyorum. Kısacası bu bir saygıdır. İnsanlar yol vermekte bir saygıdır ama yeşil yandığı halde ben geçerim bu herif beklesin demekte saygısızlıktır. Zaten Manisa'nın yolları tarla gibi. Koca kaldırım varken millet yolun ortasından yürüyor. Trafik demek yalnızca arabalar demek değil. Yayaları da içine alır. Yol verelim. Ama Manisa'da yayalara yol verirseniz asla gidemezsiniz. Koordinasyonu sağlamak için birçok tedbir almak gerekiyor. Çünkü şehir büyüyor. Önlem alınacak yerlerde önlem alınması gerekiyor. Saygılarımla...    
Ekleme Tarihi: 08 Temmuz 2018 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

TRAFİKTE SAYGI VE AHLAK SORUNU...

Manisa her geçen gün büyüyen bir şehir. Sonuçta her geçen gün trafik sorunu artıyor. Tabi bununla bağlamlı olarak kişilerin davranışları da bu konuda büyük etken. Bu konu her geçen gün daha sorun haline geliyor. Peki ne yapmak gerek. Nasıl bir yön eylem planı hazırlamak gerek. Doğru ve düzgün çözümler üretilebilir. Ama bu konuda yetkililer kendi öz sorumluluklarını da bilmek zorunda. Aksi takdirde kördüğüme hazır olun.
 
Yıllar önce İstanbul'da bir taksiye bindim ve her zamanki gibi taksici ile sohbet etmeye başladık. Adam bir olay anlattı ki facia. Vatan caddesinde sen geçcem ben geçcem davasına trafik kördüğüm olmuş. Hiçbir araba kımıldayamıyor. Peki ne yaptınız dedim. Karşı çay bahçesinde çay içtik ve vinçlerin gelmesini bekledik dedi. Evet iki saat uğraştan sonra bazı arabalar vinçler ile kaldırılıp kenara konmuş ve trafik açılmış. İstanbul bu sorunları çok yaşadığı için belli bir trafik saygısına ulaşmıştır. Sinyali çekin arkadan gelen yol verir. Bir koordinasyon kurulmuştur. Çünkü kişi bilir ki inatlaşma sıkışıklık ve gideceği yere ulaşamamak demektir.
 
Defa kere yazdım hatta belli kişilere de söyledim. Aman önlem alın diye. Ama yazılanlar belki okundu belki okunmadı. Sonunda Muradiye yolunda otoyol çıkışında bir zincirleme kaza oldu. Yol kapandı. Yaralılar. Kısacası rezillik. Trafik ışıklarının yanlış olduğunu ve köprünün orada takılı ışıkların otoyol çıkışına alınması gerektiğini ve akan trafiği durdurabileceğini yazdım. Çünkü gelen havalanacakmış gibi geliyor. Hız bile kesmiyor. Otoyoldan çıkacak sabırsız. Aman tedbir dedim. Al sana kaza. Bir sürü yaralı. Yazık değil mi. Mesela İzmir'den gelip Manisa yönüne otoyoldan çıkış refüjü yok. Oradaki çimlerden biraz yontup bir çıkış refüjü yapılması gerekiyor. Kısacası işler ölçmeden biçmeden üstünkörü yapılıyor. Yok camın demeyin. İnceleyin öyle. Eğer ölçülü ve mantıklı olsa neden kaza olsun.
 
Şehir içinde otopark sorunu her geçen gün artıyor. Artık yeni yapılan otomatik otopark bile dolu. Gerçekten insandan çok araba var bu şehirde. Öyle yerlere araç konuyor ki trafik uğraşmaktan insanlarsa inattan vazgeçmiyor. Öyle yerlere araç konuyor ki acemi birinin sürtmemesi imkansız. Otomatik otoparkın karşısına araç konuyor. Sağ tarafta dubalar var ve hepsi kırık. Soldaki araçlardan millet dubalar bindiriyor. O zaman sökün dubaları zaten 5 araçtan fazlası koyamaz. Koysun. Hiç olmazsa sorun çıkmaz. Kaza olmaz. Çünkü millet laf anlamıyor. Nasıl laf anlatacağız. Herkes kendi işinin bittiğine bakıyor. Bir saygılı kafa yok olmuş vaziyette.
 
Seyrüsefer belli kuralları içerir. Belki tünellerde hız sınırı daha yüksek olmalıdır. Ama hatalı bile olsa riayet etmek zorundayız. Burada kırmızı ışık olur mu lan deyip kırmızıda geçmek doğru mudur sizce? Belki yeri hatalıdır. Ama uymak zorundayız ki bu bir toplumsal saygıdır. Mesela ben Sultan Cami önündeki ışıkları yersiz bulurum. Kapatın ışıkları bir kaza olmaz. Neden? Çünkü gelen tepe üstü konumuna geldiği ve kavşağı tam göremediği için gayri ihtiyari frene basıyor. Çoklu bir kavşak. Işıklar gereksiz. Ama ben eleştirsem de duruyor bekliyorum. Kısacası bu bir saygıdır. İnsanlar yol vermekte bir saygıdır ama yeşil yandığı halde ben geçerim bu herif beklesin demekte saygısızlıktır. Zaten Manisa'nın yolları tarla gibi. Koca kaldırım varken millet yolun ortasından yürüyor. Trafik demek yalnızca arabalar demek değil. Yayaları da içine alır. Yol verelim. Ama Manisa'da yayalara yol verirseniz asla gidemezsiniz. Koordinasyonu sağlamak için birçok tedbir almak gerekiyor. Çünkü şehir büyüyor. Önlem alınacak yerlerde önlem alınması gerekiyor.
Saygılarımla...
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.