Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

YENİ MESLEK OKUL ANNE(Cİ)LİĞİ NEDİR...

Değişik bir kavramdır. Okulun anneler tarafından mı yoksa müdür ve öğretmenler tarafından yönetilip yönetilmediğini açıklayan bir kavramdır. Anneler diyorum çünkü okul personeline ve hocalara direkt müdahale annelerden gelmekte. Konuşan baba az gördüm. Yok denecek kadar. Özellikle paralı yani özel okullarda bu daha yoğun oluyor. Devlet okullarında da var ama özel okullarda daha aktif halde. Çünkü ben para veriyorum dediğim olur psikolojisi mevcut. Tüm anneler böyle mi? Değil tabii ama belli bir oranda daima müdahale edip kendi doğrularını kabul ettirmek isteyenlerde var.   Okullar açıldı. Velilere yeni dönem bilgilendirme toplantısına gittik. Bahçeşehir Koleji, Manisa'daki elbette. Öğretmenler yeni dönemi anlatıyor. Neler öğrenecekler ve artık 3. sınıftalar ve çocukluktan çıkıyorlar, öğrenim düzeyi ciddileşiyor. Bunlar konuşuluyor. Gerek yabancı dil hocaları, gerekse resim, müzik, beden eğitimi hocaları ve nihayetinde sınıf hocası yeni dönem için bilgilendirme yapıyor. Ama yapamıyorlar çünkü tam anlatacakken müdahil olunuyor. Gele gele konu yok çikolatalı ekmek mi, yok kek mi konusuna geldi. Derdimiz o değil ki. Zaten geçen yıllarda herkes kafasına göre çocuklara kuşluk vakti yemeği verdiği için tartışma çıkmıştı. Döndü dolaştı aynı yere geldi. Sonra havuzun olması gerektiği konusuna geldi. İşte havuz temiz değil, dezenfekte nasıl yapılacak, neler gerekiyor. Tamamda bu bizim işimiz mi? Çocukları eğitimi öğretimini konuşuyorduk hani. Temizlik elbette dikkate alınacak. Okul pis havuza çocukları sokar mı? Ben öğretmene bakıyorum o bize bakıyor. Bir an çıkıp gidesim geldi. Konu saptı, 180 derece döndü ve tartışma çıkacak. Çocukların bireysel sağlık konuları, bu okul havuzundan gelmiş mi? Gelmemiş mi? İyide yazın okul kapalı. Yüzme havuzlu siteler, yaz, kış tatillerinde  girilen havuzlarda ne yapıyorlar, kontrolü nasıl sağlıyorlar demedim artık . Çünkü toplantı uzayıp gidiyor. Sonunda iş tatlıya bağlandı. Kim mi bağladı? tabi ki uzmanı öğretmen bağladı...   İşte okul anneciliği bu. Okula direkt müdahale. Öyle ki çalışanı, hocası usanma noktasına geliyor. WhatsApp anneciliğide denilebilir. Anneler WhatsApp tan karar alıyor. Kimi ödüllendiriyor, kimini de idam fermanı ile yargılıyor. Müdüriyet, çalışanlar, öğretmenlere kim ki? Nasılsa anneler her haltı biliyor ve en önemlisi para veriyorlar. Olacak iş mi bu. Benim eşim geçen gün sinir krizi geçirdi. Neden? Efendim 3-5 kişi diyormuş ki okul bizim sınıfın öğretmenini ile ilgili şunları yapmalı, şu çocuk gitmeli, bu çocuk terbiye edilmeli... Neden? E canımız öyle istiyor. Hani ayı demiş bu sene ahlat bol olacak, nereden bildin demişler, canım öyle istiyor demiş. Hatta velinin biri çocuklar ana okulunda iken bana bir laf etmişti. Biz böyle bir okul kurarız!!!!!. Nasıl???? dedim. Bir milyon TL ye kurarız dedi. Ha işte burada da yeniçeri ağasının hikayesi gündeme geliyor. Ağa adama vurun 1000 değnek demiş, adam gülmeye başlamış, neden gülüyorsun değince ağa sen ya saymayı bilmiyorsun, ya dayak yemedin, 1000 değnek sopada ben ölürüm demiş. İşte bu tip kafalarla okulun şahsına da, çalışanlarına da zarar veriliyor. Oysa okulumuz Türkiye'de derece yapan bir okul. Adam Smith'in dediği gibi bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Her gece saatlerce WhatsApp tan yazışarak kimseyi yargılayamazsınız, buna hakkınız yok. Formasyonu, pedagojik eğitimi olmayan kişiler müdahil bile olamaz.   Ülkemizin en büyük sorunu bilgisizlik değil, bencillik, öğretimsizlik değil eğitimsizlik... Burada da bazı konular var. Okul başlama ve çıkışlarındaki sorunlar. Bu yalnızca bizim okulun değil. Aynı hat üzerinde bulunan diğer okulunda sorunu. Trafik kaosu. Oğlumu alacağım. Muradiye Organize girişinden döndüm. Dönmez olaydım. Işıklarda karşıya geçeceğiz de nasıl. Herkes birbiri sollamış. Sağa, okula döneceğiz, dönemiyoruz. Sen geçme ben geçeceğim. Sana yol yok. Sanki acelesi var. Çocuğunu alan eve gidecek.  Kornalar, bağrışmalar. İşte kimsenin kimseye saygısı yok. Ben diyor veya benim çocuğum diyor, başka bir şey demiyor. Herkesin altına bir servet değerinde araba ama saygı iflas etmiş. İşte bu tip kişiler de sonra gelip okula ve okulun ruhuna saldırıyor ve para veriyoruz diye dediğim olsun istiyorlar. Eğitimi ve öğretimi sallayan yok. Öğretmenlere saygı yok. Tamam o zaman Amerika'daki gibi çocuklar okula gitmeyip akıllı tahta veya tablet ile online öğretim!!! görsün. Öğretim tamam hal oldu, zaten okulumuzun sistemi uygulamasa da buna hazır sayılır. Peki hep öğretimle karıştırdığımız eğitimi kim verecek? Tablet ile internet mi? Çocuğa oturup kalkmasını, toplumda saygıyı ve sevgiyi, arkadaşlığı, yüzmeyi, sporu kim öğretecek. Benim oğlum havuza girmeye korkardı, geçen sene bir öğretmen stil yüzmesini ve dibe dalmasını öğretti. Okuldaki öğretmeni bunu daha ileri götürdü. Ben nasıl takdir etmem bu insanları. Lütfen bırakalım okul görevini yapsın. Siz yalnızca seyredin. Onlar işini biliyor. Lafım yalnız bizim okulumuza olduğu kadar tüm okullara. Bizim okulumuz diyorum çünkü bazıları kavramamasına rağmen sekiz yaşındaki oğlum bunu kavramış. Benim okulum diyor başka bir şey demiyor. O benim okulum diyor. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2018 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

YENİ MESLEK OKUL ANNE(Cİ)LİĞİ NEDİR...

Değişik bir kavramdır. Okulun anneler tarafından mı yoksa müdür ve öğretmenler tarafından yönetilip yönetilmediğini açıklayan bir kavramdır. Anneler diyorum çünkü okul personeline ve hocalara direkt müdahale annelerden gelmekte. Konuşan baba az gördüm. Yok denecek kadar. Özellikle paralı yani özel okullarda bu daha yoğun oluyor. Devlet okullarında da var ama özel okullarda daha aktif halde. Çünkü ben para veriyorum dediğim olur psikolojisi mevcut. Tüm anneler böyle mi? Değil tabii ama belli bir oranda daima müdahale edip kendi doğrularını kabul ettirmek isteyenlerde var.
 
Okullar açıldı. Velilere yeni dönem bilgilendirme toplantısına gittik. Bahçeşehir Koleji, Manisa'daki elbette. Öğretmenler yeni dönemi anlatıyor. Neler öğrenecekler ve artık 3. sınıftalar ve çocukluktan çıkıyorlar, öğrenim düzeyi ciddileşiyor. Bunlar konuşuluyor. Gerek yabancı dil hocaları, gerekse resim, müzik, beden eğitimi hocaları ve nihayetinde sınıf hocası yeni dönem için bilgilendirme yapıyor. Ama yapamıyorlar çünkü tam anlatacakken müdahil olunuyor. Gele gele konu yok çikolatalı ekmek mi, yok kek mi konusuna geldi. Derdimiz o değil ki. Zaten geçen yıllarda herkes kafasına göre çocuklara kuşluk vakti yemeği verdiği için tartışma çıkmıştı. Döndü dolaştı aynı yere geldi. Sonra havuzun olması gerektiği konusuna geldi. İşte havuz temiz değil, dezenfekte nasıl yapılacak, neler gerekiyor. Tamamda bu bizim işimiz mi? Çocukları eğitimi öğretimini konuşuyorduk hani. Temizlik elbette dikkate alınacak. Okul pis havuza çocukları sokar mı? Ben öğretmene bakıyorum o bize bakıyor. Bir an çıkıp gidesim geldi. Konu saptı, 180 derece döndü ve tartışma çıkacak. Çocukların bireysel sağlık konuları, bu okul havuzundan gelmiş mi? Gelmemiş mi? İyide yazın okul kapalı. Yüzme havuzlu siteler, yaz, kış tatillerinde  girilen havuzlarda ne yapıyorlar, kontrolü nasıl sağlıyorlar demedim artık . Çünkü toplantı uzayıp gidiyor. Sonunda iş tatlıya bağlandı. Kim mi bağladı? tabi ki uzmanı öğretmen bağladı...
 
İşte okul anneciliği bu. Okula direkt müdahale. Öyle ki çalışanı, hocası usanma noktasına geliyor. WhatsApp anneciliğide denilebilir. Anneler WhatsApp tan karar alıyor. Kimi ödüllendiriyor, kimini de idam fermanı ile yargılıyor. Müdüriyet, çalışanlar, öğretmenlere kim ki? Nasılsa anneler her haltı biliyor ve en önemlisi para veriyorlar. Olacak iş mi bu. Benim eşim geçen gün sinir krizi geçirdi. Neden? Efendim 3-5 kişi diyormuş ki okul bizim sınıfın öğretmenini ile ilgili şunları yapmalı, şu çocuk gitmeli, bu çocuk terbiye edilmeli... Neden? E canımız öyle istiyor. Hani ayı demiş bu sene ahlat bol olacak, nereden bildin demişler, canım öyle istiyor demiş. Hatta velinin biri çocuklar ana okulunda iken bana bir laf etmişti. Biz böyle bir okul kurarız!!!!!. Nasıl???? dedim. Bir milyon TL ye kurarız dedi. Ha işte burada da yeniçeri ağasının hikayesi gündeme geliyor. Ağa adama vurun 1000 değnek demiş, adam gülmeye başlamış, neden gülüyorsun değince ağa sen ya saymayı bilmiyorsun, ya dayak yemedin, 1000 değnek sopada ben ölürüm demiş. İşte bu tip kafalarla okulun şahsına da, çalışanlarına da zarar veriliyor. Oysa okulumuz Türkiye'de derece yapan bir okul. Adam Smith'in dediği gibi bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Her gece saatlerce WhatsApp tan yazışarak kimseyi yargılayamazsınız, buna hakkınız yok. Formasyonu, pedagojik eğitimi olmayan kişiler müdahil bile olamaz.
 
Ülkemizin en büyük sorunu bilgisizlik değil, bencillik, öğretimsizlik değil eğitimsizlik... Burada da bazı konular var. Okul başlama ve çıkışlarındaki sorunlar. Bu yalnızca bizim okulun değil. Aynı hat üzerinde bulunan diğer okulunda sorunu. Trafik kaosu. Oğlumu alacağım. Muradiye Organize girişinden döndüm. Dönmez olaydım. Işıklarda karşıya geçeceğiz de nasıl. Herkes birbiri sollamış. Sağa, okula döneceğiz, dönemiyoruz. Sen geçme ben geçeceğim. Sana yol yok. Sanki acelesi var. Çocuğunu alan eve gidecek.  Kornalar, bağrışmalar. İşte kimsenin kimseye saygısı yok. Ben diyor veya benim çocuğum diyor, başka bir şey demiyor. Herkesin altına bir servet değerinde araba ama saygı iflas etmiş. İşte bu tip kişiler de sonra gelip okula ve okulun ruhuna saldırıyor ve para veriyoruz diye dediğim olsun istiyorlar. Eğitimi ve öğretimi sallayan yok. Öğretmenlere saygı yok. Tamam o zaman Amerika'daki gibi çocuklar okula gitmeyip akıllı tahta veya tablet ile online öğretim!!! görsün. Öğretim tamam hal oldu, zaten okulumuzun sistemi uygulamasa da buna hazır sayılır. Peki hep öğretimle karıştırdığımız eğitimi kim verecek? Tablet ile internet mi? Çocuğa oturup kalkmasını, toplumda saygıyı ve sevgiyi, arkadaşlığı, yüzmeyi, sporu kim öğretecek. Benim oğlum havuza girmeye korkardı, geçen sene bir öğretmen stil yüzmesini ve dibe dalmasını öğretti. Okuldaki öğretmeni bunu daha ileri götürdü. Ben nasıl takdir etmem bu insanları. Lütfen bırakalım okul görevini yapsın. Siz yalnızca seyredin. Onlar işini biliyor. Lafım yalnız bizim okulumuza olduğu kadar tüm okullara. Bizim okulumuz diyorum çünkü bazıları kavramamasına rağmen sekiz yaşındaki oğlum bunu kavramış. Benim okulum diyor başka bir şey demiyor. O benim okulum diyor.
Saygılarımla...
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.